Son dört seçimin sonucunu isabetli tahmin eden araştırma kuruluşlarından Andy-Ar'ın son anketi 7 Haziran'a günler kala HDP'nin hâlâ baraj altında olduğunu gösteriyor. Andy-Ar'ın başındaki Faruk Acar'ın analizine göre "Taksim-Kabe", "Diyanet" ve "Din dersi" tartışmaları, Demirtaş'ın büyüsünün bozulmasına ve HDP rüzgarının kesilmesine yol açtı. HDP, muhafazakâr Kürt seçmenden beklediği desteği bulamamış görünüyor.
Seçim analistleri, muhafazakâr Kürtlerin büyük oranda desteği olmadan HDP'nin seçim barajını aşmasının mümkün olmadığını düşünüyor.
***
HDP'nin de muhafazakâr Kürtleri etkilemek için özel bir çaba içinde olduğu söylenemez. HDP'nin en önemli açmazlarından biri de zaten muhafazakâr seçmenle kurduğu ya da kuramadığı ilişki. HDP, bu kesimle şu ana kadar doğru bir ilişki kurmaya yanaşmadı. Basit gibi görünen bu gerçeğin altında aslında HDP'nin bugünkü yapısına ilişkin yanıt bulamadığımız pek çok soru ve cevap var.
Muhafazakâr Kürtler demokratik değerlere bağlı, Türkiye'nin bütünlüğünü benimsemiş, barıştan yana, kaos ve çatışmaya uzak sağduyulu bir kesim. Bu seçmen grubunu etkilemek için onun değerler alanına girmek gerekiyor ki HDP ve Demirtaş'ın ısrarla uzak durduğu veya yapamadığı da bu. HDP'nin katı ideolojik söylemi ve siyasi hedefleri muhafazakâr Kürtleri rahatsız ediyor; PKK ve HDP muhafazakâr Kürtler için şiddeti, kaosu, istikrarsızlığı, kan ve gözyaşını simgeliyor. Bu güçlü bir algı ve bunu samimi olmayan siyasi söylem ve göstermelik adaylarla aşmak kolay değil.
***
Muhafazakâr Kürtlerin HDP'ye mesafeli durmasının diğer önemli nedenlerinden biri de Kürt hareketindeki Alevi ağırlığı. PKK ve HDP'li yöneticilerinin çoğu Alevilerden oluşuyor. Alevi, Yezidi ve Süryani adaylara gösterilen ilginin yarısının bile dindar Kürtlere gösterilmemesi HDP'ye kuşkuyla bakılmasına yol açıyor. HDP'nin şiddete, çatışmaya, kaosa meyletmesinin sebebi, biraz daha örgüt yönetimindeki bu Alevi ağırlığına bağlanıyor.
Cemaat kökenli bazı isimlerin aday listelerinde kendine yer bulması ve dindar kimliğiyle öne çıkan isimlerin Cemaat'e yakın olmaları, HDP'yi muhafazakâr Kürtler nezdinden makbul hale getirmeye yetmiyor.
***
PKK ve HDP de muhafazakâr Kürtler ile bugüne kadar arasına mesafe koymuş durumda. Bu kesimi hep devlete daha yakın durmakla suçladılar. Oysa muhafazakârlar bugün PKK ve HDP'nin de yakın geldiği bin yıllık kardeşlik hukukuna, ortak vatana bağlı kaldılar. Buna rağmen PKK ve HDP, bu toplumsal kesimi hâlâ "düşman" kategorisinde değerlendiriyor. PKK ve HDP geleneği, son 30 yıldır toplumun bu kesimini sistematik olarak ötekileştirme faaliyeti yürüttü. Güneydoğu'da dindarlar hâlâ PKK'nın silahlı tehdidi altında. 6-7 Ekim olayları, PKK ve HDP'nin sosyo-politik bir temizlik harekâtıydı. Kendilerinden olmayan Kürtleri şiddet ve silah zoruyla bölgeden sürmeye giriştiler. Kürtlerin önemli bir kesimi PKK ve HDP'nin bu yüzünü biliyor ve korkuyor. 7 Haziran seçimleri bizim için HDP'nin barajı aşıp aşmaması gibi nispeten basit bir konu gibi görünse de muhafazakâr Kürtler için daha ciddi anlamlar taşıyor; HDP'nin güçlenmesi muhafazakâr Kürtler için büyük bir baskı ve zulüm döneminin başlangıcı anlamına gelecek. Ya PKK ve HDP baskısına boyun eğecekler ya da bölgeyi terk etmek zorunda kalacaklar. 7 Haziran seçimlerinin bir de böyle önemli bir yönü var.