spot_img

Kurtuluş Tayiz

Schulz’un kriz çıkaran sözleri neydi?

Türkiye-AB ilişkilerinin istikametini kuşkusuz Schulz’un sözleri belirlemeyecek. Türkiye, zaten uzun süredir AB kapısında fazlasıyla oyalandığını düşünüyor. AB’nin samimiyetten uzak, ikiyüzlü, çıkarcı ve küstah yaklaşımı da bunan eklenince, AB’yle ilişkilerde sarsıntılı bir döneme girildiğini söyleyebiliriz.

Davutoğlu görevi neden bıraktı?

Ahmet Davutoğlu, aslında başından bu yana Cumhurbaşkanı’nın kendi yetki sahasına müdahil olmasını istemedi ve her fırsatta bunu hissettirmekten geri durmadı. Erdoğan ise meseleyi ne “Başbakan’a müdahale” olarak gördü ne de Davutoğlu’nu “Emanetçi başbakan” olarak değerlendirdi.

Bir dönemin sonu

İşlevsel olarak paralel ne ise PKK da odur. Devlet, legal görünümlü paralel örgütle nasıl mücadele ettiyse dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak teröre yataklık eden HDP’lilerle de aynı yöntemle mücadele etmelidir.

Kandil ABD korumasında

PKK’yla mücadelede ne ABD’den ne de başka bir ülkeden medet ummak doğru olur. Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda.

Wikileaks belgelerinde Baykal ve Kılıçdaroğlu

Kaset kumpasıyla CHP üzerinden Türk siyaseti dizayn edilmek istendi. Bu operasyonu paralel örgüte gerçekleştirdiler ancak arkadaki güç pek de yerel değildi. CHP, iç siyasi hesaplar ve dinamikler üzerinden değil, uluslararası yapıların ihtiyaçları ve istekleri üzerinden dizayn edildi.

Erdoğan, laikliğin de teminatı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ise bugün ülkenin birliğinin, beraberliğinin, bütünlüğünün olduğu kadar; devletin laik yapısının da teminatı konumundadır. Laiklik ise, Türkiye için CHP’nin nüfuz alanına terk edilmeyecek denli önemli bir değerdir.

O masa bugün burada, yarın Cenevre’de kurulur

Bugün burada kurulan masa, yarın başka bir yerde, mesela Cenevre’de kurulur. Hoş sözlere kanmadan önce, bin defa düşünmekte fayda var.

Öcalan’lı Cumhuriyet resepsiyonu

Türk siyasetini dizayn etmek isteyen gücün; CHP, HDP ve MHP’yi bir araya getirerek, 7 Haziran’da yarım kalan bloku yeniden oluşturmaya çalıştığı görülüyor. CHP ve HDP buna hazır, MHP’li muhalif gruplar da bu ittifaktan yana.

Time, Apo ve Gülen’i sildi

Darbeye kalkışan Gülen ve çözüm sürecine sadık kalmayarak örgütünü iç savaş çıkarmaya yönelten Apo, son üç yılda en etkisiz liderler kategorisine savruldu. Neticede Time da, her iki örgüt liderini silmek zorunda kaldı.

Peki Kürt gençleri ne uğrunda öldü?

PKK’yla yeniden masaya dönülmesini tavsiye edenlerin, PKK’yla barış olabileceği hayalini pazarlayan niyetlerinden kuşku duymamak mümkün değil. Havadan sudan gerekçelerle binlerce genci ölüme gönderen; haklarını savunduğunu iddia ettiği Kürtleri evsiz, barksız, evlatsız bırakan; 40 yıldır estirdiği terörle Kürtleri açlığa, yoksulluğa ve mülteciliğe mahkûm eden bir örgütle ‘barış’ olmaz.

PKK’sız çözüm olmaz mı?

PKK’yla ortak bir dünya kurulabileceğini düşünenler önce Güneydoğu’ya bakmalı; Kürtler, PKK’dan kurtulmak için köşe bucak kaçmaktalar.

Masa güzellemeleri

PKK’nın kanlı katliamlarının amacı, devleti “müzakereye” razı etmektir. Türkiye ve bu coğrafya şartlarında devletin PKK’yla müzakere masasına oturması/oturtulması, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen aklın işine yarayacaktır, bizlerin değil.

Sahi, o masada ne var?

Oslo ve İmralı görüşmeleri, devletin PKK’yı daha yakından tanımasına neden oldu. Sadece devlet değil, millet de bu sürede PKK’yı etüt etme fırsatı buldu. “Kürt sorunu eşittir PKK” anlayışının ne kadar sorunlu bir denklem olduğu zamanla anlaşıldı. Adım adım Kürt meselesini çözen devletin daha büyük bir terör dalgasıyla karşılaşması akılları başa getirmeye yetti.

Erdoğan fobisi rapora yansımış

AP Türkiye raporu, Ankara’nın AB ile mültecilerle konusunda mart ayında Brüksel’de vardığı anlaşmada ne kadar aceleci davrandığını bir kez daha gösterdi. AP, Türkiye’nin üyelik sürecinin sığınmacılar konusundan ayrı tutulacağını belirterek, Ankara’ya verdiği sözlere bağlı kalmayacağının işaretini verdi.

İslamiyet’in yüz karaları…

Doğrusunu isterseniz paralel yapıyla ilgili bugüne kadar yapılmayan tespit, söylenmeyen bir söz kalmadı. Ama Bahçeli’nin paralel yapıyı “İslamiyet’in yüz karası” olarak nitelemesi, “Haşhaşiler”den sonraki en samimi ve isabetli tespitlerden biri

Kasetle gelen ‘diktatör’ diyor

PKK’nın atadığı eşbaşkan ve Kandil’in onayıyla belirlenen HDP milletvekilleri de “diktatör” kavramını dillerinden düşürmüyorlar. PKK’nın atadığı adam “demokrat”, Cemaat’in ahlaksız kaset operasyonuyla parti başına geçen “makbul” ama halkın oyuyla seçilen “diktatör” oluyor!

‘Okyanus ötesi’ darbe

MHP’yi ele geçirmek isteyen gücün amacı; tıpkı kaset darbesiyle CHP’yi ele geçirerek yaptığı gibi Türkiye siyasetini dizayn etmektir. İktidar partisi, MHP’de olup biteni izleme yerine hızla harekete geçerek bu krizi ülke menfaatleri lehine çevirmeye çalışmalı.

ABD’nin ‘Silah bırak’ çağrısı ne anlama geliyor?

ABD’nin PKK’ya silah bıraktırma niyeti olsa kuşkusuz bunu hemen anlarız; böyle uzun uzadıya niyet okumalarına girişmeye hiç gerek kalmaz. ABD gibi bir süper gücün ciddiyeti görülür, elle tutulur, hissedilir bir ciddiyettir; Pentagon’un PKK’ya silah bıraktırma gibi bir politikası olsa onu fark etmemiz zor olmaz. Fakat maalesef ABD’nin PKK’yla ilgili henüz böyle ciddi bir politikası söz konusu değil.

Yeniden masaya dönülür mü?

Bu ülke vatandaşlarının hakkı hukuku PKK’yla müzakere konusu edilmez, edilmemelidir. Silah bırakmak isterlerse ellerini kimse tutmuyor, bıraksınlar.

Obama’ya çok yakıştı!

Obama’nın zaten dış politikadaki beceriksizliği yüzünden zedelenen itibarı, bu son gelişmeyle birlikte daha da zedelenecektir. Erdoğan’ın yüzüne karşı söyleyemediğini, sanki söylemiş gibi gıyabında dile getirmesi, Obama’nın politik kişiliğinin ne kadar zayıf olduğunu gösterir.

CHP’li vekiller Pensilvanya’nın kuryesi mi?

Cumhuriyet’in kurucu olmakla övünen bir partinin, Pensilvanya merkezli bir casusluk şebekesinin kuryeliğine evrilmesinin ibretlik hikâyesinde Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün partisini Gülen’in hizmetine sundu. Gülen’in listesinden partiye soktuğu milletvekilleriyle CHP’yi, paralel devletin bir şubesi haline getirdi.

Tek ordu, tek komutan ve başkomutan

Devletin kurumları ilk kez bir bütünlük yakaladı. Cumhurbaşkanlığı-Hükümet-TSK ilk kez ortak hareket ediyor. Devletin, bayrağın, milletin birliği aynı zamanda ordunun birliğine ve uyumuna da bağlı. Sınır dışında ve içinde kuşatılan Türkiye’nin en büyük teminatı da yakaladığı bu uyum, birlik ve bütünlüktür.

Barack Obama da bizi görecek mi?

Obama’nın Erdoğan ile görüşüp görüşmemesinin Cumhurbaşkanı nezdinde şahsî bir öneme sahip olduğu da şüpheli. Böyle bir görüşme gerçekleşirse bunun ancak şöyle bir önemi olur ki o da; Erdoğan’ın dosyasında bulunan ABD’nin teröre verdiği desteği belirten konulardır. Liderler arasında ikili bir görüşme gerçekleşirse Obama, ülkesinin PYD’ye verdiği silahların Türkiye’de ne kadar çok can aldığını dinlemek zorunda kalacaktır.

Göç dalgası mı, ‘iç temizlik’ mi?

En ‘sağduyulu’ yazarlar bile bu meselede PKK’nın adını anmaya yanaşmıyor. Nötr ifadelerle, öznesiz cümlelerle adeta pandomim yapıyorlar. Anlatmadıkları anlattıklarından çok. Oysa 355 bin Kürt vatandaş, göç mevsimi olduğu için değil, PKK’nın terör dayatması yüzünden yaşadığı yerleri terk etti.

Canlı bombanın makbul olanı…

Konu DAEŞ olduğunda ajitasyonun dibini bulanlar, PKK söz konusu olduğunda AK Parti’ye yarayacağı endişesiyle ortalıkta pek görünmüyorlar. PKK’yı aklamak için kırk dereden su getirenler, PKK katliamına kılıflar uydurmak için adeta çırpınıyor.

Darbe hevesi, yerini Zarrab’a bıraktı

Millet bu darbe simsarları karşısında; AK Parti’nin, TSK’nın, Erdoğan’ın ve devletin siyasi aklının; gerek hukuk yoluyla, gerek eldeki teknik askeri imkanlarla, hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşların yaşam, refah ve güvenliğini temin için çalıştığına inanıyor.

Belçika DAEŞ ile masaya oturur mu?

Batı’nın kendisini savunma anlayışı son derece doğru; en küçük bir terör saldırısı karşısında bile tedbirlerini savaşa girmiş bir ülke gibi alıyorlar. Türkiye için de örnek alınacak bir refleks bu.

Aynı bataklığın senfonisi: “Erdoğan devrilecek!”

PKK ve HDP üzerinden Türkiye’ye karşı kurulan tuzağı gören ve oyunu bozan Erdoğan’a örgütün üst perdeden savurduğu tehditler, korkularının büyüklüğünü ve sonlarının yaklaştığını gösteriyor. Erdoğan eğer içeriden ihanete uğramazsa Gülen gibi PKK’nın da sonunu getirmeyi başaracaktır.

Çanakkale içeriden geçildi

. Kendi devletlerini katil, terör örgütünü ise “kahraman özgürlük savaşçıları” olarak ilân eden bu zihniyet, aynı zamanda Çanakkale’nin düşman tarafından geçilmemesine içten içe üzülüp kahreden zihniyet.

Geçmişin hayaletleri korkutmasın

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis’teki 506 dokunulmazlık dosyasının tümünün anayasada yapılacak geçici bir düzenlemeyle bir seferde Yargı’ya gönderilmesinden yana olduklarını açıkladı. Muhalefetin bu öneriden kaçabileceğini düşünmüyorum; o halde daha fazla ertelemeden, sulandırmadan Meclis işe koyulmalı.