HDP, 7 Haziran seçimleri öncesi Cemaat ile yakınlaştığı eleştirilerini ısrarla reddediyor. Bu bir anlamda olumlu bir gelişme; zira bir partinin paralel yapıyla ittifak içine girmesi savunulmayacak kadar ahlaki bir zaafı işaret eder. Bu yüzden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesi paralel yapıyla kurduğu ittifakı bugüne kadar kamuya açık bir platformda dile getiremedi, hep inkâr etme yolunu seçti. Ancak CHP ve paralel ittifakından kimsenin şüphe duymadığı da bir gerçek. HDP'nin paralel yapı ile protokol imzalamaması ittifak yapmadığı anlamına gelmiyor. Zaten burada sorun HDP'nin davul zurna eşliğinde paralel yapıyla nikâh kıyması değil elbette; Sorun CHP ve paralel yapıyla yaşanan siyasi örtüşme. HDP'nin bu siyasi güçlerle yollarının kesişmesi hayal kırıklığı yarattı.
* * *
Cemaat, PKK ve HDP'yi bitirmek için düne kadar hükümetten yetki ve 6 ay süre istiyordu. MİT'e operasyon, 17-25 Aralık yargı darbesi AK Parti'nin PKK'yla savaşı Cemaat'e teslim etmediği ve çözüm sürecini başlattığı için gelişti. AK Parti ile yakınlık kurmayı bir türlü beceremeyen -aslında hiç istemeyen- PKK ve HDP'nin, 6 ayda kendilerini bitirme teklifi veren Cemaat ile yakınlaşması normal mi? Bu nasıl bir politik esneklik; Sri Lanka modeli tasfiyeyi dayatanlarla uzlaşacak kadar esneyen PKK ve HDP, Kürt inkârını, ret ve asimilasyon politikalarını bitiren, çözüm sürecini başlatan AK Parti ile hep savaş halinde.
* * *
HDP'yi böyle sorunlu bir ilişki biçimine seçim barajını aşma hevesinin sürüklediği iddia ediliyor. Oysa seçim barajı tam da bu ilişki ve ittifak yüzünden problem haline geldi. CHP ile yakın bir görüntü bile HDP'ye zarar vermişken gayrimeşru bir niteliğe sahip olan paralel yapının katkısı ne kadar olabilir? HDP'ye barajı geçme vizesini ancak yeni Türkiye'den yana olan Türk-Kürt seçmenler verebilirdi; eski Türkiye'den yana olan siyasi güçlerin oy potansiyeli HDP'yi barajı aştırmaya yetmez. HDP, çözüm sürecine, barışa sahip çıksa, seçmenlere bir daha silaha ve şiddete dönmekten yana olmadığını açıklasa, ekonomik ve siyasi istikrara karşı bir tehdit oluşturmadığını kanıtlasa hem Türkiyelileşecek hem de demokratik niteliğini güçlendirerek seçmenden baraj vizesi almayı başarabilecekti.
Maalesef 7 Haziran seçimleri öncesi Cemaat ve CHP ile yakınlaşarak ekonomik ve siyasi istikrarı karşı bir tehdit odağı haline geldi.
HDP barajı aşamazsa AK Parti'yi suçlamadan önce kendisini sorgulamalı. Zira bu durumdan AK Parti değil, HDP'yi eski Türkiye'nin siyasi aktörleriyle yan yana getirenler sorumlu.