“Gönlümüzde Vatan Partisi var ama barajı aşması için HDP” diyor Sözcü yazarı.
Hayır “HDP’ye veririm” demiyor, onu başkalarına söylüyor.
Kendisi mi? O CHP’ye verecekmiş.
Şaka gibi ama gerçek…
Onun ruh hali, ayakların baş olmasından şikayet eden, mevcut iktidardan da bu yüzden hazzetmeyen egemen sınıfın ve onların aydınlarının ruh halini de yansıtıyor.
**
Kürtlere her fırsatta çemkirenlerin bugün aniden onları sevmeye başladıklarını görmek çok güzel.
Demirtaş güzel konuşuyor, hitabeti iyi ve kendisini de dinletiyor.
Ama keramet onda değil, hükümette, Erdoğan’da ve onları iktidara taşıyan alt ve orta sınıflarda. “Bir CV’si bile olmayan, selfi çekemeyen”, hülog diye sevinen kitlelere ve onların partisine duyulan sınıfsal nefret, Kürtlere duydukları ırkçı nefretin önüne geçiyor.
**
Türkiye’de ciddi bir sosyolojik değişim yaşanıyor.
Siyasetin harareti de asıl oradan geliyor. Eski egemenler için tehdit kenar mahalleler: Siyaseten “merkez”e geldikleri yetmiyormuş gibi, yerleşecek gibi de duruyorlar.
Daha önce BDP otobüslerini taşlayan aydınlık Türkiye’yi temsil eden çağdaş yurttaşları, Atatürk posterleriyle beraber aynı alanda HDP bayraklarına tahammüllü kılan bir süreç bu.
Dışarıdan HDP destekli CHP-MHP Koalisyonu önerisi de böyle bir ortamda gündeme geliyor.
**
Geç milliyetçiliğin coşkusunu taşıyan bazı Kürtler, “zamanın ruhu”na güvenerek, “Kürt hareketinin geldiği noktada iktidarda kim olursa bu süreç yaşanır” zannediyorlar.
Şimdilik dişlerini sıkan birileri ise, ilk fırsatta onlara zamanın ruhunu göstermeyi hayal ediyor.
**
Siz MHP’ye, olmadı HDP’ye verin, Kemalistlerle muhafazakarlar, “ulusalcı”larla “yurtsever”ler, Ergenekoncularla Cemaatçiler, sağcılarla solcular, anarşistlerle faşistler Akepe’ye karşı birleşip koalisyon kursun.
Tek “Akepe” gitsin, sonrasını sonra düşünürüz.
Sonrasında birbirimizin boğazına çökelim. Bu arada ülkeyi, ekonomiyi, çözümü falan unutalım.
**
Şimdi iş, Akepe seçmenini ikinci en yakın olduğu partiye oy vermeye ikna etmekte.
Onların oyu yine aile partisine.
Ne diyor Sözcü yazarı yazısının sonunda?
“Benim oyumu soracak olursanız, babamdan gelir o: Oyum CHP’yedir…”
O en azından dürüst davranmış. Bugünlerde pek çok seçkin muhitte sorun, “HDP’ye oy verecek olanlar el kaldırsın” deyin, HDP birinci parti çıkar. Aynı oylamayı kapalı yapın, CHP birinci olur.
Tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi tatava yapmayıp basıp geçerler aile partisine.
**
Bütün hatalarına rağmen Ak Parti’nin en büyük avantajı, insanların akıl sahibi varlıklar olduğu gerçeğini bir türlü anlamayan şark kurnazı siyaset mühendisleriyle karşı karşıya olması.
“Ne zaman Ak Parti’ye kızacak olsam, başımı çevirip öbürlerine bakıyorum, sonra hemen yeniden ona bakıyorum” diyordu bir yazar.
Halk da öyle yapıyor.