“İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan’ın nezdinde tüm kadın siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı mevkidaşlarımın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım.” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu tweeti, son günlerde TV kanallarındaki tartışmacıların gündemini belirledi.
İktidara yakın yorumcular, “İYİ Partililer bu kutlamaya tepki gösterecek” dediler. Sosyal medyadan gelen tepkileri okudular, çatışmayı teşvik eden yorumlar yaptılar. İmamoğlu’nun kutlaması İYİ Parti- HDP çelişmesini köpürten, muhalefeti bölen bir malzeme olarak kullanıldı. İYİ Parti İstanbul ilçe başkanları bu tepkinin öncüleri gibi sunuldu. İmamoğlu’nun bu tweeti CHP ile HDP’nin arasını bozmak amacıyla kasıtlı olarak yazdığını iddia edenler de oldu.
Meral Akşener’in cevabı
Gözler Meral Akşener’e çevrildi. Akşener dengeli ve dikkatli bir değerlendirmede bulundu: “Sayın İmamoğlu’nun tweeti, hem de sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun tutumu kendi görüşlerini, bakış açılarını ortaya koyan, yani hürriyetçilik ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken iki bakış açısı. Sayın İmamoğlu’nun attığı tweeti bizim arkadaşlarımızın çoğunluğu beğenmedi. Fikirlerini ortaya koydular.
Dolayısıyla ben de saygı duyuyorum.” Ekrem İmamoğlu, İYİ Partililerin de HDP’lilerin de oylarını alarak yüzde 54 gibi oldukça yüksek oyla seçildi. Onun bu tweetini nasıl okuyabiliriz? Şu mesajı vermek istemi̧s olabilir mi? “CHP olarak HDP’yi bir kenara itmiyoruz, İYİ Parti’nin de bu gerçeği görmesini diliyoruz.” Ya da “8 Mart kadınları birleştiren bir gündür. Ortak noktalarımızda neden birleşmeyelim!”
Aslında İYİ Parti liderliği de bunu görüyor. Dar milliyetçilik söyleminin getireceği oy yüzdesinin ötesine geçmek istiyor. Ayrıca bu partinin tabanı artık ülkücülerle sınırlı bir taban değil. Daha geniş bir seçmen kitlesinin ilgisini çekiyor. HDP’li seçmen, bir başka ifadeyle Kürt seçmen, yerel seçimlerde etkin bir rol oynadı.