Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIJavier Milei’in ilk yılı: Arjantin’in mücadelesi

Javier Milei’in ilk yılı: Arjantin’in mücadelesi

Testere, beklenmedik tarzını koruyarak bir senedir kesmeye devam ediyor. Ancak kendisini kurtarıcı veya yıkıcı, refah veya fakirlik şeklinde ikiliklerden görmek isteyenler için Milei'nin ilk yılı tam bir done sağlamıyor. Herkes tarafından kabul edilen iyi düzenlemeleri olsa da, kimsenin nedenini anlamadığı çıkışları da oluyor. Ancak planının ne kadarını uygulayacağını ve ne şekilde işleyeceğini görebilmek için belirleyici yıl 2025 olacak. 2. senesinin sonunda da ülkede giderek daha fazla kabul gören “önce daha kötüye gitmek gerekiyor ki daha iyiye ulaşabilelim” düşüncesini koruyabilirse, Milei ekonomi bir yana, en azından siyasi olarak başarmış olacak.

Resmi olarak göreve gelişinin ardından bir yıl, seçim sonuçlarını ekranda görmemizin ardından 13 ayın geride kaldığı Arjantin’de Başkan Javier Milei ve hükümetinin bir yıllık karnesi hakkında uluslararası medya harıl harıl çalışıyor. “Bir zamanlar dünyanın en zengin ülkesi şimdi fakir” şeklinde girişlerle başlayan özet denemeleri, derin ve farklı analizler bir gerçeğe işaret ediyor: dünya kamuoyunda Milei’in radikal, değişik çıkışlarına ve Arjantin’in ekonomik deneyine büyük bir ilgi var. Ancak kendini bir siyasetçi değil ekonomi profesörü olarak tanımlayan Milei için ekonomi, finansal girdi-çıktılardan, enflasyondan ve döviz kurundan daha fazla bir anlam ifade ediyor. 

“Arjantinde sorunun kökü politik ve/veya ekonomik değil, ahlakidir.” Javier Milei. Şubat 2024 X paylaşımı.

İtalya Komünist Partisi’nin kurucularından biri olan Marksist filozof Gramsci’den alıntı yaparak ‘sosyalizmi uygulamak için onu eğitim, kültür ve medya yoluyla’ yayma yöntemini uyguladıklarını söyleyen Başkan, göreve geldiği ilk yılda önceliklerini tam olarak bu alanda belirledi.

Ne oldu, ne bitti?

Milei’i başa getiren, Arjantin halkının kök salmış iki kutuplu siyasi kampların hiçbir şeyi değiştirememesiydi. ‘La casta’, yani ‘Vesayet’ olarak adlandırdığı bu siyasiler zengin, kendi aralarında dost ve pozisyonlarını çevrelerine devretme usülüyle makamlarını koruyan ve halkın bıktığı aynı isimlerdi. Milei, bu insanlara söverek ve onları eleştirerek başa geldi. Aralarından bazılarıyla o da ittifak ilişkisi kurarak sisteme girdi.

Göreve geldikten hemen sonra Milei, Arjantin devletini küçültmek için kapsamlı bir reform süreci başlattı. Bakanlık sayısını 18’den 8’e indirdi, kamu altyapı projelerini durdurdu ve eyaletlere yapılan ödemeleri kesintiye uğrattı. Kamu çalışanlarının maaşlarını reel olarak düşürdü, üniversitelere ayrılan bütçeyi daralttı ve özellikle emekli maaşlarında ciddi kesintilere gitti. “Geleni gideni veto edeceğim, umrumda olmaz” dedi. Bu önlemler, hükümetin harcamalarını yaklaşık yüzde 30 oranında azaltarak, Arjantin’i yıllar sonra ilk kez bütçe fazlası veren bir noktaya taşıdı.

Kesintiler, enflasyonu düşürmek için de kritik bir adım oldu. Arjantin’de yıllardır merkez bankası, hükümet harcamalarını finanse etmek için para basıyordu ve bu durum enflasyonu hızla artırıyordu. Milei’nin politikaları, bu döngüyü kırmayı hedefledi ve merkez bankasının kontrolsüz para basımını sonlandırdı.

Milei’in reformları, Arjantin ekonomisinin en büyük sorunlarından biri olan enflasyonu hızla düşürdü. Göreve geldiğinde yüzde 133 olan aylık enflasyon oranı, bugün yüzde 3’lere geriledi. Bununla birlikte, merkez bankasının döviz rezervlerini artırmak için de adımlar atıldı. Özellikle vergi aflarıyla 20 milyar dolarlık bir döviz girişinin sağlanması, ekonomik istikrar için önemli bir kazanım oldu. Dolar/Peso kurunu tutmakla kalmadı, aynı zamanda kuru Peso lehine düşürdü. Karaborsada pesonun değeri resmi değeriyle aynı olmasına ramak kaldı. Bu da dolar bazında Arjantin vatandaşlarının maaşlarını ve gelirlerini artırdı. 

Hükümetin bu 3’lü başarısı, yani dalgasız döviz kuru, bütçe fazlası ve düşük enflasyon hükümetin ilk yılında halkı tatmin etmeye yetiyor. Anketler, Milei’e yönelik onay oranını %50’den aşağı göstermiyor. Ancak bu noktalar, istihdamdaki azalma, satın alma gücünün kaybı, tüketimin çöküşü ve inşaat ve sanayi gibi sektörlerin düşüşü gibi değişkenlerin yok olduğu anlamına gelmiyor. Arjantin’de işgücünün hala %70’ine yakını kayıt dışı çalışıyor. Bu durum, işgücü piyasasında daha fazla esneklik sağlanmasını ve kayıtlı istihdamın teşvik edilmesini gerektiriyor. Kimse kendisinden bir sihirli değnek dokunuşu beklemese de, Arjantin’de seçmenler bu 3’lü vaatlerin başarısını kutlarken, çoğu ekonomist reformlarda bir terslik olduğunu belirtiyor. Polilat danışmanlık firmasının yöneticisi siyasi analist Jorge Arias, “Buradaki problem, (Milei reformları) zayıf toplumsal kesimleri cezalandırarak vaadini yerine getiriyor. insanlar Milei’in zayıflara karşı güçlü, güçlülere karşı zayıf olduğunu söylüyor” diyor. Görünen başarı “şirketler üzerindeki vergi yükünün ortadan kaldırılması ve Arjantin’i uyuşturucu sermayesinin yasallaşması konusunda belirli bir riske sokan sermayenin kökenini dikkate almayan bir yatırım rejiminin teşvik edilmesiyle” açıklanıyor, diye uyarıyor.

Tehlikeler

Milei’nin reformları, uzun vadede Arjantin ekonomisini sağlam temeller üzerine oturtmayı hedefliyor. Ancak bu süreç, beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğuyla doğrudan ilişkili. Buenos Aires Üniversitesi’nden Dr. Marco Winazky, Serbestiyet için verdiği röportajda, hükümetin bazı hedeflerinin gerçekçi olmadığını belirtiyor. Örneğin 2025 yılı için umulan %5 büyüme ve %18 enflasyon gibi öngörülerin, mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında fazla iyimser olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, ihracat gelirlerinin artışı ve borç faiz ödemelerinin bütçede doğru yansıtılmadığına dikkat çekiyor. 

Winazky’ye göre, bütçe politikaları sürdürülebilir değil ve daha tehlikelisi, ekonomiyi bir kısır döngüye sokabilir. Sürekli kemer sıkma politikaları büyümeyi zorlaştırırken, resesyonun depresyona dönüşme riski bulunuyor. Bunu bu şekliyle öngören sadece Dr. Winazky değil, Arjantin tarihinde bu tarz denemeleri daha önce müşahede etmiş bir çok uzman da onun görüşüne katılıyor. Milei destekçisi isimler arasında da, bu durumun reformların başarısını tehlikeye atacağından ve halkın desteğinin zayıflamaya başlayacağından endişe eden nadir isimler yer alıyor. Bu sebeplerden, uzun vadeli başarı için, ekonomik büyümeyi teşvik eden daha dengeli bir strateji gerekiyor.

Geniş Plan

Milei’nin reformları kadar tavrı da toplumsal ayrışmayı derinleştiriyor. Buenos Aires, her gün farklı bir protestoya sahne oluyor. Protesto ve grevler o kadar olağan ki, uluslararası medya bir yana bazen yerel haber platformlarında dahi görülmeyebiliyor. Ancak Milei, görevdeki 100 gününü doldurana kadar daha fazla protesto ile karşı karşıyaydı. Birçoğu, onun deneyinin bir yılı doldurmayacağını iddia ediyordu. Bu öngörüleri yıktı. Farklı skandallarla tamamen bölünmüş ve şaşkın muhalefetin de tadını çıkarıyor. Önümüzdeki Salı günü kaydedeceği ve akşam yayınlanacak mesajı için Milei, her bakandan yönetiminin “kilometre taşlarını” hazırlamasını istedi. Henüz kameranın önünde tek başına mı yoksa tüm ekibiyle mi görüneceğine karar vermedi. Ancak aldığı mirası, bugüne kadar yapılanları ve sonuçlarını gözden geçirdikten sonra gelecekteki gelişmelere bir bölüm ayıracak. Yıl sonu için iyi haberleri de bu bölümde vermesi gerekiyor.

Ancak çok ilgi çeken ekonomik deneyinin başarısı için, hukuki ve ekonomik reformların değil, büyük ölçüde zihinlerin dönüşümüne inanıyor. Milei’in ilk yılını özetleyen hamlelerinin başında da bu alanda gerçekleştirdiği mücadeleler yer alıyor. 

“Bugün burada size Batı’nın tehlikede olduğunu söylemek için bulunuyorum.” Javier Milei, Ocak 2024’teki Davos Ekonomik Forumu’nda yaptığı ilk uluslararası konuşmasında.

Arjantinli lider, “yeni sağ”ın diğer figürleri Trump, Bukele veya Orban gibi, solun tüm ‘özgür dünyayı’ tehdit ettiğine inanıyor. Esasında her ülkede var olan bir gerilim olan sosyal gruplar arasındaki kendi inançlarını en yüksek kılma yarışı, yani ‘kültür savaşı’ Arjantin’de farklı bir anlam ifade ediyor. “La Batalla Cultural”, yani kültür savaşı şeklinde mücadelesini terimlerle aktaran Milei, eğitimden sanata sıcak düğme konulara yumruk atmaktan çekinmiyor, bilhassa bunları stratejik olarak kullanıyor. Görevinin ilk yılında LGBT, kürtaj, göç ve yaşam tarzı gibi konular hakkında “Gramsci’yi silahsızlandırmak için” konuşmaktan fazlasını yaptı.

İlk yılının Şubat ayında, başkanlık sözcüsü Manuel Adorni’nin “militan istihdam yaratmak” için kullanıldığını söylediği Ayrımcılık, Yabancı Düşmanlığı ve Irkçılığa Karşı Ulusal Enstitü (INADI) kapatıldı. Inadi’nin kapatılmasından birkaç gün sonra hükümet, “kapsayıcı dil” ve resmi belgelerde cinsiyet perspektifine yapılan her türlü atıfın yasaklandığını duyurdu. Davos’ta konuşan Başkan, konuya teorik yaklaşıyor. “Liberteryenizm zaten cinsiyetler arasında eşitliği tesis ediyor” ve “radikal feminizmin önerdiği şey erkekler ve kadınlar arasında ‘gülünç’ ve doğal olmayan bir mücadele” diyor. Anti-feminist politikalarına yönelik eleştirilere yanıt olarak, sözcüsü, kendisinin Arjantin tarihindeki “en eşitlikçi” hükümet olduğunu ve kadınların katılımının yarı yarıya (Kirşnerizm’in yaklaşık iki katı) olduğunu söylüyor.

Siyasete girmeden önce, yorumcu olduğu zamanlarda dahi “kamu eğitiminin Marksist öğretinin merkezi haline geldiğini” söyleyerek bu durumu kınayan lider, senenin ikinci yarısında devlet üniversitelerindeki bütçe kullanımına yönelik bir denetim operasyonu başlattı ve üniversitelerde maaşlar için bütçeyi fazla artırmadı. Ayrıca bilim ve teknolojiyi destekleyen birkaç güven fonunu ortadan kaldırdı.

1 Mart’ta Kongre’yi açmak için yaptığı konuşmada, 1945’te kurulan ve Latin Amerika’nın en büyüğü olan devlet haber ajansı Télam’ın kapatılacağını duyurdu. Medyada sadece ‘dost’ kuruluşlara röportaj verdi.

Kültür savaşlarının temel direklerinden biri olan sanat dünyasıyla hep uğraştı. Arjantin’in Taylor Swift’i sayılabilecek Lali Espósito ile sosyal medyada yaşadığı kavga günlerce gündemi meşgul etti. Seçim sonuçlarının görülmesinin ardından Milei’in seçilmesi hakkında “Ne kadar tehlikeli. Ne kadar üzücü.” yazan şarkıcıya “Lali Depósito (ödeme)” lakabını taktı. Sanatçıyı defalarca eleştirdi ve valilerden ve belediye başkanlarından gösteriler düzenlemesi için büyük miktarda aldığı kamu parasının özel gösterilerinden kazandığından daha fazla olduğunu iddia etti. TN ile yaptığı röportajda “(Lali Espósito) davası bana politikacıların sanatçıları insanları manipüle etmek için nasıl kullandıklarını gösterdi. Aynı şey eğitimde de oluyor ve medyada da oluyor,” dedi.

“Buradaki sorun bir aktris değil. Politikacılara fayda sağlayan modeli desteklemek için tasarlanmış kültürel bir mimari. İşte biz buna son vermek için buradayız,” diye ekleyen Başkan, durumun kişisel olmadığını belirtti. 

Seçimden önce küresel ısınmanın yalan, Papa’nın ise şeytan olduğunu ifade ettiği gibi, ilk Birleşmiş Milletler konuşmasında da yine beklenmedik bir çıkışla BM’yi uluslararası barışı korumaktan uzaklaşarak toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği gibi sorunları ele alan “kolektivist” bir gelecek vizyonu olan Gündem 2030’u dayatmakla suçladı. Sözleşmeden ayrılan ilk ve tek ülke oldu. BM’de Küba ambargosu sebebiyle ABD’yi kınayan tasarıya katılması sebebiyle Dışişleri Bakanını kovdu.

Hasılı, testere, beklenmedik tarzını koruyarak bir senedir kesmeye devam ediyor. Ancak kendisini kurtarıcı veya yıkıcı, refah veya fakirlik şeklinde ikiliklerden görmek isteyenler için ilk yılı tam bir done sağlamıyor. Herkes tarafından kabul edilen iyi düzenlemeleri olsa da, kimsenin nedenini anlamadığı çıkışları da oluyor. Ancak planının ne kadarını uygulayacağını ve ne şekilde işleyeceğini görebilmek için, örneğin merkez bankasını kapatma ve dolarizasyon hedefleri gibi konularda kendisinin koyduğu belirleyici yıl 2025 olacak. Aynı zamanda, yine önümüzdeki sene, Arjantin ara seçimlere gidiyor. 2. senesinin sonunda da ülkede giderek daha fazla kabul gören “önce daha kötüye gitmek gerekiyor ki daha iyiye ulaşabilelim” düşüncesini koruyabilirse, Milei ekonomi bir yana, en azından siyasi olarak başarmış olacak.

- Advertisment -