Türkiye’de hiçbir normal insan ezanı ıslıklamaz. Aklından bile geçirmez. Taksim’de 8 Mart’ta yapılan kadın yürüyüşünde, birkaç gündür öne çıkarılmak istenen iddia, göstericilerin ezan okunurken ıslık çaldıkları iddiası.
Gösterilere katılan kadınların söyledikleri ise şunlar: “16 yıldır bağımsız feministler olarak sakin bir şekilde yaptığımız ve binlerce kadının katıldığı gece yürüyüşü bu kez polis barikatlarıyla engellendi. Gaz sıkıldı. Büyük çoğunluğun oradaki ıslıklı gösteriler ve sloganlar nedeniyle ezan sesini duyması mümkün değildi. Protesto ıslıkları ezana değil polis müdahalesineydi.” Kadınlar, polisten şiddet gördüklerini, üzerlerine gaz sıkıldığını söylüyorlar: “Polis kadınların yolunu keserken, gaz sıkarken, arama yaparken ezan dinlemedi.”
Kadınlar, siyasetçilerden yaşananlar konusunda gerçekçi değerlendirmeler istiyorlar. Polis şiddetini kınamalarını ve 16 yıldır süren barışçı gösteriye neden bu kez engel olunduğunu açıklamalarını bekliyorlar.
Seçmen sakin
Siyasi tartışmayı kutsal konular üzerinden yapmak risklidir, tehlikelidir. Geçmişte de bu tür şayialarla kitleler yanıltıldı. Bir seçim ortamındayız. Bu tür konuları siyasi malzeme, spekülasyon malzemesi olmaktan çıkarmalıyız.
Seçimde kazanmak da var kaybetmek de. Demokrasinin güzelliği burada. Sonuçta bu halk, bu seçmen kitlesi, kendisini kimin yönetmesi gerektiğine, belediyelerin başına kimin geçeceğine karar verecek. Biz de bu halkın tercihlerine saygı göstereceğiz. Her zaman olduğu gibi toplumun sağduyusuna güveneceğiz.
Bu nedenle meseleyi “beka” meselesi haline getirerek seçimleri gergin bir ortama sokmak, gerçekçi olmadığı gibi rasyonel bir tercih de değildir.