Ana SayfaYazarlarKağızman’dan geldiğini bilmiyorduk

Kağızman’dan geldiğini bilmiyorduk

 

1968 Kasım’ı. Samsun’dan Ankara'ya yaptığımız 480 kilometrelik “Tam bağımsızlık” yürüyüşünden yeni dönmüşüz. Haziran üniversite işgallerinin sıcaklığı sürüyor. Bir gösteri için Ankara Dışkapı’daki Ziraat Fakültesi kantinindeyiz. Veteriner Fakültesi öğrencisi Selçuk Özdemir başlatıyor: “We shall overcome” (“üstesinden geleceğiz”) şarkısını topluca söylüyoruz. ABD'de siyahların haksızlığa direnişinin simgesi olan bu şarkı, Joan Baez ve Bob Dylan'ın sesiyle dünyaya yayılıyor. Yıl 1963, Ağustos'un 28'i. Washington, tarihinin en büyük gösterilerinden birisine sahne oluyor. Martin Luther King önderliğinde toplanan 250 bin Amerikalı, "İş ve Özgürlük Yürüyüşü"yle ırkçılığa karşı duruyor. King, ünlü "Bir hayalim var" konuşmasını yapıyor. Sahnede Bob Dylan, yanında Joan Baez, "When the ship comes in"(Gemi geldiğinde) şarkısını söylüyorlar. Bob Dylan daha 22 yaşında.

 

Hamburg’ta

 

Yıl 1990. Hamburg’tayız. Bob Dylan’ın konserinde İpek’le dinleyiciler arasındaki yerimizi alıyoruz. Dylan, “Blowin in the wind” (Cevabı esen rüzgarda) şarkısını söylüyor. Kendimizden geçiyor, gençlik yıllarımıza dönüyoruz. Bob Dylan’ın Nobel Edebiyat ödülünü kazanmasına hiç şaşırmadım. Bu ödül, müziğin edebiyatını da kapsamına almış bulunuyor. Dylan’ın bir çoğunu kendisinin yazdığı şarkı sözlerinin edebi değeri ortada. Hep hayranlıkla izlediğimiz bu ustanın, Türkiye ile, Kars'ın Kağızman ilçesiyle ilişkisini, o yıllarda bilmiyorduk.

 

Anılarında Türkler

 

Kendi imzasıyla yayınlanan anılarında, çocukluk günlerini ve geçmişini şöyle anlatıyor: “…Bazı haftasonlarında annemle babam beni Duluth’a götürüp birkaç günlüğüne nineme bırakırlardı. Esmer bir kadındı, pipo içerdi. (…) Ninemin sesinde insanı büyüleyen bir aksan vardı, yüzündeki ifade hep kederliydi. Zor bir hayat yaşamıştı. Amerika’ya, güney Rusya’nın liman kentlerinden biri olan Odessa’dan gelmişti. Oraya Türkiye’den (..) Karadeniz’in bir kıyı kenti olan Trabzon’dan gitmişti. Ailesi Türkiye’nin Ermenistan sınırındaki Kağızman’dandı, soyadları Kırgız’dı. Dedemin ailesi de aynı yöredendi, ayakkabıcılık ve deri işçiliği yaparlardı. Ninemin ataları Kağızman’a İstanbul’dan göç etmişlerdi.” Dylan, kültüründeki Türk izlerini de anılarında dile getirir: “Yeniyetmeliğimde, Ritchie Valens’in içinde ‘esrarengiz Türkler ve semadaki yıldızlar’ dizesi olan ‘In a Turkish Town’ adlı şarkısını söylerdim. O şarkı, Ritchie’nin o günlerde nedense herkesin dilinde olan ‘La Bamba’sından daha çok hitap ederdi bana. Annemin de Nellie Turk diye bir arkadaşı vardı ve çocukluğumda hep bizimle birlikteydi.”

- Advertisment -