[24 Mart 2014] Dün Yaşarken ve Okurken’de sözünü ettiğim “İzmir’den A Ke Pe geçti” yazısı ve fotoğraflarını, söz verdiğim gibi aşağıda sunuyorum. Ruhunuzun aynası başlığı altında belirttiğim gibi, bu belgenin ideolojik planda ulusalcı-solcu, siyaset pratiğinde devirmeci diye tarif edilebilecek bir muhalefetin psikolojisine gerçekten ayna tuttuğu kanısındayım.Bana “Gezi ruhu” deyip durmayın lütfen; şu âna kadar, Taksim protestolarının ilk günlerinin çevreci, dayanışmacı, paylaşımcı, komüncü ve şiddet karşıtı özerkliğinde somutlandığı söylenen o “Gezi ruhu”nun pek bir düşünsel kalıcılığı ve kendi devamlılığını sağlayabilecek sistematizasyonuna tanık olmadığım gibi, her adımda tersiyle, yani eninde sonunda çeşitli varyantlarıyla ulusalcı-solcu akım tarafından yutuluşu ve massedilmesinin çeşitli örnekleriyle karşılaşıyorum. Elinizdeki anonim doküman da, 2013 yaz aylarında dillerden düşmeyen o mucizevî “Y” kuşağının zekâ ve yaratıcılık örneklerinden biridir kuşkusuz. Beğeniyorsanız, gülüyorsanız, espritüel buluyorsanız, buyurun alın, sizin olsun.Bense orada, Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği’nde (Heart of Darkness), Kurtz’un şahsında anlattığı sömürgecilik ruhunun İttihatçılıktan bu yana yüz küsur yıldır aynı yerde duran (üstelik bu yüzden elli yıldır yenilen ve neden yenildiğini zerrece anlamayan) “iç sömürgeci” varyantını görüyorum. 19. yüzyıl Avrupa emperyalizmi Afrika’ya “karanlık kıta” diye bakıyordu. Karanlık Kıta – Avrupa’nın Yirminci Yüzyılı kitabında Mark Mazower (The Dark Continent. Europe’s Twentieth Century), asıl karanlık kıta Faşizmi, Nazizmi ve Stalinizmi, iki dünya savaşı ve soykırımlarıyla Avrupa’dır demeye getirdi.Aynı şekilde, Türkiye’nin karanlık kıtası da korkarım AKP’ye oy veren kitlelerden çok, asıl bu asrî ve medenî, pardon, çağdaş ve uygar ulusalcı-solcuların hınçlı, öfkeli, kibirli, ısırgan kültür ve düşünce dünyası. Bunlar özgürlükçü filân değil, gerçekten karanlık yürekli. İnsanın kanını donduran soğuk karanlıklar, Harry Potter’daki Azkaban muhafızı Dementor’lar (Ruh emiciler) gibi, onların içinden yükselip etrafa yayılıyor.İzmir’den A Ke Pe geçtiİzmir’e gün boyu araçlarla her ilden insanlar taşındı. İzmir’de İzmirli’nin olmadığı bir miting yaşandı denebilir. Haa birde bu kadar insan yanında kendi kızlarını da getirmiş:Bizim yerli İzmir kızlarımız da 1000Ali ile Başçalanı samimiyetle selamladılar:İzmir insanının ne kadar misafirperver olduğunu herkese gösterdik:AKePe yayınladığı resimlerde Photoshop geleneğini yine sürdürdü, bizlerde bu arada Sümeyye’nin Bilal’i aratmadığını da öğrenmiş olduk:İzmir’liler nerede idi derseniz, onlar miting meydanına 100m mesafede polis tarafında engellendiler (Sevinç pastanesi önünde Gündoğdu meydanına girmeye çalışanlar): Polis için zor oldu tabii, gaz atsa yandaşlar etkilenecek, dağıtmaya çalışsa ortalık meydana bu kadar yakında karışacak, ilk defa polis paşa paşa polislik yaptı. 1000Ali konuşmasının başında “İzmir’e hoşgeldiniz” dedi. E normal dedik bu kadar İzmir’i görmemiş insana başka ne diyeceksinki ? Bu arada hali hazırda 45dk olan İzmir – Çeşme arasını 3saate indirecekmiş, oğlanları okula bırakırken artık bir 30dk daha erken çıkmam gerekecek. Karşıyaka ile Göztepe arasının yani iki yakayı birleştirecekmiş, tabii bunu duyan Karşıyaka taraftarı hiddetlendi :Miting alanına bakan evlerde ilgi ile Başçalanı dinledik:Gelenler bilir Gündoğdu meydanı birahaneleri ile meşhur Kordon’dadır. Erken saatte yerini alan bazı İzmir’liler “Şerefine Tayyip” (kurabiye Tayyip güftesi ile) bol bol bira içtiler. Tabii polisimiz de onlara hemen eşlik etti:İzmir AKePe mitinginden bir diyalog:Polis : Arabanı oradan çek, başbakan gelecek.İzmirli : Merak etmeyin kapısını kilitledim. :))sonuçta neredeyse herkes evine döndü.
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik