Bünye alışmış bir kere oyumu Sarıyer sahilinden denize atmaya.Bu kez sandığa atmaya teşebbüs edince şaşkına döndü nitekim.Gittim oyumu attım ama tutturabildim mi bütünüyle şüphedeyim.Tutturabildim mi derken kazanandan bahsetmiyorum.Benimki daha naif bir mesele.Aslında sıkı dart oynarım ama “Evet”i üç pusulada da o malum yuvarlağın içine isabet ettirmeyi başaramadım.İlkinde tamamen ıskaladım.İkincide “Ev” diyebildim oy verdiğim adaya…Üçüncüde ise “Eve” dedim…Halbuki malum referandumda “yetmez ama evet” demeyi gayet şahane başarmıştım.Sanırım benim bünyede kafadan “Evet” demeye karşı genel bir muhalefet olma durumu mevcut.Gece neticelere baktım, benim “Ev” ve “Eve” diyerek oy verme teşebbüsünde bulunduğum adaylar kaybetmişler, gerçekten evde kalmışlar.Aslında bilindiği üzere memleket sathında seçimlerde “kaybeden” siyasi pek olmaz.Her parti, her lider, her aday bir şekilde başarılıdır ve kazanmıştır seçimlerde.Her birinin şahane gerekçeleri vardır, kaybettikleri halde aslında kazandıklarını gerekçelendirmek için; sıralamama hacet yok bu toprakların insanısınız bilirsiniz.Onları geçersek, gördüğüm kadarıyla bu yerel seçimlerin rakamsal olarak kıl payı kaybedeni olsa da aslında müdanasız kazananı bir isim var: Mansur Yavaş.Hukukçu, eski MHP Beypazarı Belediye Başkanı. Bu seçimde CHP’nin Melih Gökçek karşısındaki kozu oldu ve herkesi şaşırttı.Seçim günü oy kullanırken muhabirlerin sorusu üzerine “hayatında ilk kez CHP’ye oy verdiğini” söyledi gülümseyerek.Seçim gecesinin en heyecanlı yarışlarından birinin aktörü oldu ve bu yazının yazıldığı pazartesi günü öğlen saatlerinde sadece yüzde 1 oy farkla yarışı kaybetmiş görünüyordu.Nasıl kaybetti, iddia edildiği gibi son anda bir takım katakulliler döndü mü, itirazlar neticeyi değiştirir mi bilinmez.Ama şu kesin ki, onun insanda güven uyandıran bir tarzı var. (Moda olan o gıcık ifadeyle söylersek karşısındakine “pozitif elektrik” veriyor.)Mansur Yavaş aslında kısa süre önce dikkatimi celbetti.Ben manavda alışveriş yaparken televizyonda soruları cevaplıyordu ve dükkân sahibi “Tayyip’ten beri ilk kez halkın seveceği bir adam çıktı ortaya, hem de CHP’den…” dedi. Ekrana şöyle bir göz atıp yine domatesin kilosuna odaklanmıştım. Fakat o esnada alışveriş yapan beyaz Türk bir hanımefendi manava dönüp “Çok düzgün adam gerçekten” deyiverdi, yanındaki kadın arkadaşı da “Evet, çok cool” diye tasdik etti. Bunun üzerine beynim “Inını nııın!” şeklinde bir fon müziği çaldı.Çünkü AK Parti’li esnaf ile bizim mahalleden kadınlar aynı isimde buluşuyorsa ortada siyasi bir “yıldız” adayı var demektir.Bu vakadan sonra daha ciddi takip etmeye çalıştım Mansur Yavaş’ı. Bir söyleşisinde siyaseti sevmediğini, belediyeciliği sevdiğini çünkü insanların hayatında fark yaratacak hizmetleri bu yolla yapabildiğini söyledi.Şöyle biraz interneti karıştırdım da, gerçekten de Beypazarı Belediye Başkanı iken hem hizmet anlamında, hem de tarihi, kültürel doku ve çevre duyarlılığı bakımından çok başarılı olmuş; ulusal ve uluslararası ödüller almıştı.Sosyal medyada hakkında “adam gibi adam” nitelemesinden geçilmiyordu.2009’da başkentte MHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuş ve Ankara Merkez’de Gökçek’in 940 bin, Karayalçın’ın 763 bin oy aldığı seçimde 667 bin kişiden oy almıştı.Bu yerel seçimlerde ise toplumun geniş kesimleri tarafından tanındı Mansur yavaş.O siyaseti sevmese de, siyaset onu sevecek gibi görünüyor.Hayatında ilk kez CHP’ye oy atan MHP tandanslı biri olarak belki CHP’de başkanlığa oynaması zor.Ancak önümüzdeki günlerde yaşayacağımız bol seçimli hayatta merkez sağda yeni bir parti arayışı gündeme gelirse akla ilk gelecek isim de bence o olacaktır.
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik