20 yıl geçmiş üzerinden… Jandarma arşivinde, bir liste ortaya çıktı. “Faili Meçhul cinayetleri araştırma” konusunda yürütülen soruşturma kapsamında Jandarma tarafından gönderilen liste konusu; önceki gün, Milliyet’te, Türker Karapınar'ın haberinde yer aldı. "Müteahhit çizelgesi" adı verilen listede, öldürülen çok sayıda Kürt işadamının ismi yer alıyor. Bu "ölüm listesi" konusu; ta o yıllardan beri, üzerinde hep konuşulan bir konu.
Bu listelerin, devletin en üst kademesi tarafından hazırlandığı, hatta Milli Güvenlik Kurulu'nun gündeminde yer aldığı; o dönemde haberleştirildi. Şimdi, bu konuşulanlar; artık devlet arşivlerinden çıkıyor ve birer belge olarak önümüzde duruyor.
Aslında, bir kaç yıl önce, dönemin MİT yetkililerinden Mehmet Eymür; mahkemeye verdiği ifadede; bu listeyi ve yapılanları ayrıntılarıyla anlattı. Kimin devlet adına cinayetler işlediğini, nasıl işlediğini itiraf etti.
Bu cinayetler konusunda sorularla karşılaşan ve listelerin hazırlandığı dönemde Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel'in verdiği şu cevap da, hala hafızalarda: "Bana devlet adam öldürüyor dedirtemezsiniz." Cinayetlerin sorumlularının devlet görevlileri olduğu anlaşılınca, bunun bir devlet listesi haline dönüştüğü kendisine hatırlatılınca; bu karşılığı vermişti Demirel.
Hakkında "ölüm listesi"nde yer aldığı iddiasıyla haberler çıkan Ziya Halis'le (Ziya Halis, o dönemin bakanlarından) konuştum. O dönemde Yeni Yüzyıl gazetesinde yer alan bir haberde, kendisinin de o listede yer aldığının iddia edilmesi üzerine; İçişleri Bakanlığı aleyhinde dava açtığını ve kazandığını anlattı. Jandarma'da olduğu anlaşılan son liste için, şöyle bir değerlendirmede bulunuyor Halis: "O yıllarda gerçekten insanlar hedef alındı, öldürüldü, bazıları da sıradaydı. Benim adımı, sanırım, Çalışma Bakanlığım dönemindeki bazı icraatların nedeniyle gündeme getirmişlerdi. Jandarma Genel Komutanlığı şimdi açıkça itiraf etmiş, o liste yok ama benzeri bir liste var, diye. Peki bu liste ne arıyor orada? Bu liste o listeye yakın bir liste. Yeni Yüzyıl’daki listede 106 isim vardı. Şimdi artmış. Jandarma da yaptı bunu, emniyet de yaptı. Emniyet’te de, bu listenin benzerinin olması lazım. Bunlar birer istihbarat faaliyetinin ürünü gibi gözüküyor. Ancak niye şimdi sorusuna da cevap aramak gerekir.”
Evet, bunlar, bir dönem bakanlık yapmış bir siyasetçinin değerlendirmeleri. Kendisi, haklı olarak, şunu soruyor: "Peki bu liste ne arıyor orada?"
Şu bir gerçek: “Bana devlet adam öldürüyor dedirtemezsiniz” mantığı, hala etkili. Türkiye'nin yakın tarihi, yüzleşilememiş acı ve vahşi olaylarla dolu.
Pervin Buldan
Bu "ölüm listesi"nin hedeflerinden birisi de, işadamı Savaş Buldan'dı. Buldan, bir otelin lobisinden alınmış iki arkadaşıyla birlikte; işkenceler yapıldıktan sonra infaz edilmişti. Mehmet Ağar, bir mahkeme ifadesinde; Buldan'ın, Tarık Ümit isimli MİT ajanı tarafından, nasıl vahşice öldürüldüğünü anlatmıştır.
Jandarma'nın elinde bir liste bulunduğunu öğrenince; tepkilerini öğrenmek amacıyla, HDP TBMM Grup Başkan Vekili Pervin Buldan'ı aradım. (Yeni kuşaklar hatırlamayabilir: Pervin Buldan, "ölüm listesi"nde adı yer alan ve öldürülen Savaş Buldan'ın eşi.)
Pervin Buldan, uzun yıllardır bu cinayetlerin izini süren siyasetçilerden. Neyin nasıl olduğunu devletin bildiğinin farkında. Bu konulara, ayrıntılarına kadar hakim.
Onun listeye yaklaşımı şöyle: "Daha önce ortaya çıkan liste daha gerçekçi gibi görünüyor. Çünkü ilk listede Savaş Buldan'la birlikte kaçırılıp öldürülen Hacı Karay ve Adnan Yıldırım yoktu. Biliyoruz ki, onlar Savaş'la birlikte oldukları, için cinayete kurban gitmişlerdi. İlk listede onların adı yoktu. Son listede var. Bu liste sonradan yazılmış gibi bir izlenim edindim."
Pervin Buldan'ın değerlendirmesi önemli. Bu “ölüm listesi”nin şimdi yeniden ve bazı isimler ilave edilerek gündeme getirilmesi üzerine de, düşünmeye değer. Anlayabildiğimiz şu: Ya ilk liste eksikti, ya da bu liste sonradan hazırlanmış bir liste.
Devletin öldürdüğü insanlar
Ülkemizin yakın tarihi; özellikle Kürt sorunu açısından, vahşet ve acılarla dolu. Devletin, Kürtlerin özgürlük ve kimlik taleplerine cevap olarak ölümü ve zulmü tercih ettiği bir tarihten söz ediyoruz… Kayıplar ve acıların boyutu ortada.
Devlet aklının, son 20 yıl içinde ne gibi aşamalardan geçtiğini anlamak bakımından; "ölüm listesi", bir utanç belgesi olarak incelenebilir.
Çözüm süreci; bu gerçeklerle yüzleşerek geçmişin tüm boyutlarıyla hesaplaşabilmek açısından, önem taşıyor. Jandarma karşısında da, bu eksende bir tutum geliştirmek gerekiyor.