Muharrem İnce, toplumu ve CHP seçmenini heyecanlandıran bir cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası yürüttü. Polemikçi ve mizahi dili sempati yarattı. Başörtülüler, Kürtler gibi noktalarda daha kucaklayıcı bir görüntü vermeye çalıştı. Aldığı yüzde 30.6 oy, CHP’nin son yıllardaki oyunu aşan bir destek anlamına geliyor.
Özet olarak; İnce dinamik ve dikkate değer bir performans sergiledi.
24 Haziran akşamına kadar büyük bir üslup veya zamanlama hatası yapmadı. Ancak o akşamdan itibaren işler değişti. Sonra olaylar adeta bir iç gerilim senaryosuna dönüştü. O gece seçmenlerin karşısına çıkmalı ve kapsamlı bir durum değerlendirmesi yapmalıydı.
Ertesi gün, kendisini aday gösteren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimiyle bir araya gelebilir ve bir seçim analizi için sorunların masaya yatırılması çağrısında bulunabilirdi.
Bir muhasebe yapılmasına önayak olabilirdi. Yerel seçimleri de kapsayacak yeni bir yol haritası adına, yapıcı enerjisini ortaya koyabilir, kitlesini yeniden düşünmeye davet edebilirdi.
O ne yaptı?
Seçim akşamı ortadan kayboldu. Ertesi gün, “Partinin başına ben geçmeliyim” anlamına gelen bir tutum içine girdi. Kılıçdaroğlu ile yaptığı aile buluşmasında, “Koltuğu bana devret” teklifiyle, aceleci ve kariyerist bir görüntü verdi.
Halbuki, eğer bir başarı varsa, bu ortak bir başarı olarak partinin önüne getirilebilir, daha olgun ve kapsayıcı bir yaklaşım oluşabilirdi. Bir lider adayı olarak, CHP’ye öncülük edebilecek, CHP’yi başarılara taşıyabilecek bir farklılık ortaya koyması bu şekilde mümkün olabilirdi.
CHP'deki tıkanmanın önü nasıl açılacak? Hangi siyasi ve ideolojik konularda İnce Genel Merkez’den farklı olarak yeni şeyler söylüyor? Bülent Ecevit, partinin efsanevi lideri İsmet İnönü’yü yenerken, “devletçi otoriterizme karşı sivil CHP” önerisiyle ortaya çıkmıştı. Muharrem İnce’nin tezleri neler? Neden partiye lider olması gerekiyor? Yerel seçimleri kazanabilmek için neler yapılabilir? İnce ise bu noktalarda derinleșmek yerine meseleyi kurultayla halledebileceğini düşündü.
Daha yapıcı ve birlikçi bir dil, daha ilkeli bir program oluşturmayı deneyebilirdi.
Bakalım ne olacak?