Ana SayfaYazarlarPatolojik yalancılığın sonu

Patolojik yalancılığın sonu

HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş'a düzenlendiği iddia edilen suikast girişimi konusunda "suikast iddiası gündemi altüst etmeli" diye konuşmuş.

 

Haklı. Normalde Türkiye'de bir siyasetçiye yönelik bir suikast iddiasının gerçekten de gündemi altüst etmesi gerekirdi. Peki niye etmiyor?

 

Demirtaş'ın iddialarının aksine polisin araçta bir kurşun izine rastlanmadığını açıklaması kamuoyunu şaşırttı mı?

 

Son dört senedir ısrarla yalan söylemek dışında bir siyaset stratejisi geliştirmeyen HDP'nin beyanlarına kamuoyunda itibar edilmemesi normal değil mi?

 

AK Partinin IŞİD'i desteklediği yönünde bir propagandayı hiçbir delil olmamasına rağmen ısrarla tekrarlayan, bu uğurda komik manipülasyonlara başvuran, kebapçıları IŞİD komutanı yapan, boş arazileri karargâh ilan eden bir dezenformasyonun sonu ne olacaktı?

 

Hendek kazarak, şehir merkezlerine patlayıcılar yerleştirerek, ergen çocukların eline silah vererek oynanan öz yönetim için gerillacılık oyununu "devlet katliam yapıyor" diyerek yutturabileceğini mi sandı HDP?

Bir gün Esad'la başka gün ABD ile flört edip, bir taraftan AB'ye diğer yandan Hizbullah'a selam çakıp, diğer yandan Rusya ve İran'ı da ihmal etmeyen bir oportünist mavi boncuk dağıtma diplomasisini "büyük insanlık projesi" olarak sunabileceğine gerçekten inandı mı?

 

Romantik içi boş bir hamasi sol söylem ile ilkesiz bir oportünizmi örtebileceğini mi sandı?

 

Figen Hanım haklı, normalde bir suikast iddiasının ortalığı ayağa kaldırması gerekirdi.

 

Eğer bu iddiayı dile getiren siyasi hareketin yalan dışında bir stratejisi olsaydı!..

- Advertisment -