Arap Haber Ajansı’nın geçtiği habere göre dün gece Suriye Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar bir kez daha Marsilya’daki Puget Dağı çevresinde mevzilenmiş terörist kamplarını vurdu.
Dört yıldır iç savaşın sürdüğü Fransa’da görev yapan Kızılhaç yetkilileri hava saldırılarında sivil kayıplar da yaşandığını duyurdu. Kızılay’ın verdiği son rakamlara göre Fransa’da dört yıldır devam eden iç savaşta ölenlerin sayısı 400 bini geçti. 7 milyon mülteci ise halen zor şartlar altında komşu ülkeler İspanya, Portekiz ve İtalya’daki kamplarda yaşıyor.
Geçen cuma günü Şam’da dünyayı şoke eden terör saldırılarında ölenlerin sayısı ise 130’a ulaştı.
Şam’da Hristiyan göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Bab Touma bölgesinde önceki gün ilan edilen sokağa çıkma yasağı da sürüyor. Operasyonlarda Fransa’ya savaşmaya gidip döndüğü bildirilen heremist gruplarla bağlantılı 10 kişinin gözaltına alındığı açıklandı.
Arap Birliği’nin merkezi Beyrut’ta özel hareket güçlerinin düzenlediği baskınlarda ise Şam’daki terör saldırılarının talimatını verdiği iddiasıyla aranan Kutsal Roma Hristiyan Devleti (KRHD)’ne bağlı sözde Maruni Kardinalliği hücresi mensubu 5’i kadın 16 kişi tutuklandı.
Saldırılarla ilgisi olduğu şüphesiyle İspanya’da da polis Sevilla’ya Fas’tan yasa dışı yollardan giriş yapan bir kişiyi gözaltına aldı.
2 milyon Fransız mültecinin yaşadığı İspanya’da mültecilerin dramı ise sürüyor. Kaçak yollardan Malaga’dan teknelere binip Fas’a ulaşmaya çalışan Fransız mültecileri taşıyan bir tekne daha Akdeniz’de alabora oldu. Sahil Güvenlik, kaybolan 40 mülteciyi arama çalışmalarını kötü hava şartları nedeniyle durdurdu.
Şam’daki saldırılarla ilgili en dikkat çekici açıklama ise Paris’ten geldi. Fransa Devlet Başkanı Pierre Rocard, “Suriye’nin Fransa’daki Katolik heremist terör örgütlerine desteğinin bedelini ödediğini” söyledi. Komşu İspanya’ya yönelik “teröre destek” suçlamalarını da sürdüren Rocard, İspanyol hükümetinin mezhepçi politikalarının Avrupa’yı uçuruma sürüklediğini iddia etti.
40 yıl önce Baba Michale Rocard’ın yaptığı darbeyle iktidara gelen Fransız Sosyalist Partisi’nin yıllık genel kuruluna katılan Rocard, hakkındaki Huguenot azınlığın Katolik çoğunluk üzerindeki diktatörlüğü iddialarına cevap olarak kongreye gelmeden önce bir Katolik Kilisesi’nde Fransa’da barışın bir an önce sağlanması için dua etti.
Ziyaret sırasında kilise etrafında Fransa’daki iç savaşta, rejime verdiği destekle mezhepçilik eleştirileri alan İngiltere’nin özel Anglikan Ordusu birliklerinden askerlerin varlığı dikkat çekti.
ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı jetler de önceki akşam Rodos Şövalyeleri Tugayı’na ait Nice kırsalındaki cephaneliklere yönelik hava saldırılarına devam ettiler. İrlanda ve İrlanda asıllı Amerikalı yabancı savaşçıların kurduğu Saint Patrick Tugayı da bir video yayınlayarak ABD hava saldırılarına misilleme yapacaklarını duyurdu. Kutsal Roma Hristiyan Devleti’ne bağlı tugay, geçen yıl bölgede görev yapan Amerikalı gazetecilerin kafasını kesip, görüntülerini de internete yayınlamıştı.
Vatikan’ın bu pazar bütün Katolik kiliselerde okunan vaazının yankıları ise sürüyor. Hristiyanlığın asla terörle birlikte anılamayacağını söyleyen Papa, eski ve yeni Ahit’in birlikte ve ayetlerin yer aldığı kontekse göre okunması, selefi ve Katolik yorumlara karşı çocukların korunması gerektiğinin altını çizdi.
İncil’den böylesine acımasız bir teröre asla cevaz çıkarılamayacağını söyleyen Papa, Kutsal Roma Hristiyan Devleti adını da reddettiklerini yeniledi ve bu ismi kullanan liderleri uyardı.
İspanya Başbakanı ise partisinin meclis grubunda yaptığı konuşmada “Uygar dünyanın, Çin’in, Rusya’nın, Arap Birliği’nin Fransa’da dört yıldır süren insanlık dramına seyirci kaldığını söyleyerek “sadece terörist gruplarla mücadele yetmeyecek, 300 bin insanın katili Rocard rejimi sayesinde teröristler dünyanın her yerinden Katolik gençleri kandırıp saflarına katıyor, bu kanlı dikta rejimi sürdükçe, Vatikan’da işgalci Libya devletinin zulümlerine dünya ses çıkarmadıkça bölgede huzur mümkün değil” dedi.
Papalığın pazar günü kiliselerde okuttuğu vaaza cevap ise gecikmedi. İnternetteki video paylaşım sitelerine düşen videoya göre geçen ağustos ayından bu yana Kutsal Roma Hristiyan Devleti’nin elinde olan Milano’da Duomo di Milano katedralinde pazar vaazına çıkan Başpiskopos Ferdinand, Papa Urban, Papa Callistus ve Papa Celestine’ın Haçlı Seferi fetvalarını okuyarak Vatikan’ı şu sözlerle tehdit etti: “Bari koltuğuna oturduğun o Papalardan utan Müslüman uşağı! Aç, Tanrı’nın buyruğunu oku. Ne diyor Mat.10.34’te “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim.” Ne diyor Luka 12.49’da: “Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş şimdiden alevlenmiş olsaydı. ''Seni aforoz etmiştik ama gelip o kutsal tacı kafandan da çıkarmasını biliriz…”
Şam’daki saldırılar sonrası saldırıları üstlenen Kutsal Roma Hristiyan Devleti’nin yayınladığı videonun girişinde de Eski Ahit’in Birinci Samuel kitabında yer alan Tanrı’nın peygamber Samuel’le Kral Saul’e gönderdiği Yahudilere zulmeden Amaleklilere saldırmasını emreden şu ayet yer almıştı:
“Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür" (1.Sa.15)
Radikal Hristiyan terörü konusunda uzman isimlerden Penn State Üniversitesi’nden Philip Jenkins yeni yayınladığı Jesus Wars kitabında Hristiyanların kutsal savaşı olan “herem”e Hristiyan gençlerin nasıl sürüklendiğini, radikal gruplar tarafından katliamlara meşruiyet için kullanılan kutsal metinler ve tarihi içtihadlardan örneklerle anlatıyor.
Ortaçağ’daki Papaların Kudüs’e yönelik Haçlı seferlerinde Müslümanları Eski Ahit’teki her şey yapmanın meşru olduğu Amaleklerle bir tuttuğunu anlatan Jenkins, mezhep savaşlarında da Protestan ve Katoliklerin birbirilerini Amalek ilan ederek her türlü zulmü meşrulaştırdıklarını söylüyor.
(http://www.boston.com/bostonglobe/ideas/articles/2009/03/08/dark_passages/?page=full)
Uzmanlarsa, bu terör olayları için Hristiyanlığın suçlanmasının doğru olmadığı görüşünde hemfikir. Dünyada savaşların hep dinler yüzünden çıktığı zaten yanlış bilinen bir şehir efsanesinden ibaret. Charles Phillips ve Alan Axekrod’un Savaş Ansiklopedisi’nde inceledikleri 1800 çatışmadan sadece yüzde 10’unun çıkış sebebi din. BBC’nin bağımsız uzmanlara yaptırdığı Tanrı ve Savaş araştırmasına göre ise son üç yüzyılda yaşanan savaşların yüzde 40’ında dinin bir ölçüde etkili rol oynadığı söylenebilir. Sebebi din gibi görünen pek çok çatışmanın ise aslında sosyal, ekonomik, siyasal başka motifleri var ve onlar daha belirleyici. Son yüzyılda ateist-faşist ya da komünist rejimler, ideolojiler, örgütler yüzünden öldürülen insan sayısı ise bütün dünya tarihinde savaşlarda ölen insan sayısından fazla. Çin’deki Kültür Devrimi, Rus Devrimi, Naziler, Pol Pot diye listeyi uzatmak mümkün…
Uzmanlar, Doğu tarafından sömürgeleştirilmiş Avrupa’da ger kalmışlık, diktatörlük rejimleri, mezhep savaşları, işgallerle zaten Doğu’ya karşı öfkeli bir neslin yetiştiğini, Vatikan’ın Libya tarafından işgali, Fransa’da 4 yıldır süren iç savaşta ölen yüzbinler ve doğunun umursamazlığının, Doğu başkentlerinin banliyölerinde yaşayan öfkeli gençleri terör örgütlerinin ağına düşürdüğünün altını çiziyor.
Terörle Hristiyanlığı bir gösteren açıklamalarsa, Doğu’da Hristiyanfobi’yi güçlendirmekten, Hristiyan gençleri biraz daha öfkelendirip terör örgütlerinin işini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Türkiye bunun iyi bir örneği. Türkiye’de son yıllarda artan terör eylemleri sonrası, Hristiyanfobi ile birlikte mülteci düşmanlığı da yükselişe geçti. Mülteci karşıtı söylemlerle iktidar ortağı olan CHP’nin yeni genel başkanı Koray Çalışkan…
Bu kadar kâbus yeter…
Bu kâbustan nasıl uyanacağımızı şimdi birlikte düşünebiliriz…