Ana SayfaYazarlarSen olsaydın Hrant

Sen olsaydın Hrant

 

Senin öldürüldüğünü duyduğumda dünya başıma yıkılmıştı. Birçok gerçeği birlikte keşfetmiş, birçok yolculuğa birlikte çıkmıştık. Anadolu seninle, geçmişiyle, bugünüyle bir başka anlam kazanmıştı. Sokaklara, taşlara, eski binalara dokunuyor, onlarla senin sayende yeniden tanışıyorduk.

 

Azalıp sessizleşen bir topluluğun haklı ve vicdanlı sesi olmuştun. Ermeni'yi, Rum'u, Yahudi'yi, Alevi'yi yok sayan zihniyete meydan okuyordun. Bir birlik ve özgürlük anlayışına öncülük ediyordun.

 

On yıl geçti. Türkiye, o gün bugündür kendine gelemedi. Seninle sokaklarında dolaştığımız, "Andon amca"yı ziyaret ettiğimiz Diyarbakır'ın Sur ilçesi yer ile yeksan oldu. Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi hayalindeki gibi restore edilmiş ve ibadete açılmış iken çatışmalarda yeniden tahrip oldu.

 

Sen olsaydın

 

Çokça eleştirdiğin askeri vesayet büyük ölçüde tasfiye edildi. Ancak, temel meselelerin çözümünde, ülke "güvenlikçi" yaklaşımdan kurtulamadı.

 

Ermenistan'la sınırların açılması da, Kürt sorununun barışçı çözümü de rafa kalktı.

 

Kafam karıştığında çoğu zaman seni arardım. Ezberimi bozar, yeni şeyler düşünmemi sağlardın.

 

10 yıldır sana soramıyorum. Çoğu zaman, sorunların ağırlığı karşısında umutsuzluğa kapılıyorum. Sen hayatta olsaydın, herşeyi daha kolay anlayacak, daha doğru tahlil edebilecektim.

 

AB perspektifine değer verir, tepkileri göze alarak "Ben AB'ciyim" demekten çekinmezdin. Avrupa Birliği'yle ilişkilerimiz de bozuldu.

 

Solmuş bir fotoğraf

 

Bu yazıyı yazarken, Antalya'dan bir anı geliyor gözümün önüne. Antalya'da Üniversite'deki toplantıda seni linç etmeye kalkanları püskürtmüştük, sıcak bir ortam oluşmuştu.

 

Toplantı bittiğinde yanımıza ürkek, genç ve güzel bir kadın geldi. Seninle başbaşa görüşmek istediğini söyledi. Bir kenara çekilip başbaşa konuştunuz. Sonra beni çağırdın. Heyecanını paylaşmak istiyordun. Kadının elindeki siyah beyaz solmuş fotoğraftaki, anneannesiymiş. Tehcir sırasında burada kalan Ermeni yetimlerindenmiş. Müslüman bir Türkle evlenmiş. Torun, anneannesinin gerçek kimliğine ulaşmak istiyordu.Kıza sarıldın. Onu arayacağını söyledin.

 

Hayat hikayelerinin, duyguların kesişimindeki insanlardan biriydin… Her kritik olayda seni arıyorum.

 

Her karardan önce mutlaka danıştığın can dostun Etyen(Mahçupyan)'e de iftiralar atıyorlar son günlerde.

 

Sen olsaydın… Keşke olsaydın…

- Advertisment -