Nusaybin’de dün PKK’nın hazırladığı bombalı tuzakta iki askerimiz hayatını kaybetti. Eş zamanlı olarak, “Çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği” açıklandı. Yurtdışında yaşayan bir Kürt dostum, önceki yazımı eleştiren bir not yollamış: “PKK’nın silahlı şiddeti tırmandırdığı koşullarda HDP’nin buna açıktan tutum alamaması, hendek siyasetinin peşine takılması hatalıydı’ diyorsunuz. Sadece bu dediklerinizi yapsalar iyi. Ya Selocan kaç kere milleti Cizre’ye çağırdı… Ya ‘PKK sizi tükürüğüyle boğar' meselesi….
Neden bunlardan dem vurmuyorsunuz! Evet görüşme olmalı. Ama Selocanla, Kürkçü’yle ve Kürdleri topun ağzına süren S.S.Önder ve benzerleriyle olmaz. Onlar Kürtlerin temsilcisi olarak bir saniye bile bu Meclis'te durmamalı. Bugünkü durum Zanaların Meclis’ten atıldığı günler ve yöntemlertle asla kıyaslanamaz…” HDP'lileri, PKK şiddetinin peşine takıldıkları için eleştiriyorum. Çözüme ve barışa verilen zarar, ortada…
HDP'ye başka eleştiriler de getirilebilir. Devlet yetkililerinin yaptığı “kökünü kazıyacağız” türü açıklamaların, yaşanan dramların bölge halkı üzerindeki olumsuz yansımaları, madalyonun diğer yüzü. 30 yılı aşkın bir çatışma döneminde, onbinlerce insanımız öldü. En umutlu dönem, çatışmasızlığın sürdüğü 'çözüm süreci' dönemiydi.
Çözüm aramak…