İstanbul’un birçok sembolünden biri olarak da bilinen ve merkezi bir konuma sahip olduğu için herkesin yerini mutlaka öğrenmesi gereken Sultan Ahmet Meydanı, önemli bir alandır. Bizanslıların at ve araba yarışlarını yaptıkları bir meydan olarak da bilinir. Çok eski ve köklü bir tarihe sahiptir. 1800 senelik bir meydan olarak, Bizans isyancılarının asıldığı ağaçlar, düzenlenen panayır ve eğlenceler, tahta çıkma törenleri ve Osmanlı düğün alayları gibi çok fazla olaya sahne olmuştur. İster Hipodrom, ister At Meydanı, ister bugünkü Sultanahmet Meydanı adıyla, tarihte gerçekten büyük bir yere ve öneme sahiptir. Etrafındaki tarihî binaların en görkemlileri, 6. yüzyıldan kalma Ayasofya, 16. yüzyıldan kalma İbrahim Paşa Sarayı ve 17. yüzyıl başlarında yapılan Sultanahmet Camiidir. Bu kadar değerli anılar ve eserlerle dolu bu alanda birçok müze de mevcuttur.
Gelelim terör saldırısına. Terörizmin lugatinde aynen şunlar yazmaktadır: Terör, siyasi, dini ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolların kullanımıdır. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist denir. — İlk aldığımız bilgilere göre, bu saldırı aşikâr ki organize bir şekilde hazırlanan ama sonuçta bir canlı bomba tarafından uygulanan bir terör saldırısıdır. Bildiğim kadarıyla, dünyada en zor başa çıkılabilen terör saldırısı, böyle tek bir kişi tarafından uygulamaya konan intihar eylemidir. Özelllikle de kişi böylesine bir saldırıyı son aşamada herhangi bir terör örgütünden bağımsız olarak gerçekleştiriyorsa, onu bulmak daha da zorlaşır. Saldırıdan sonra aynı gün Emniyet güçleri saldırıyı yapan kişi hakkında açıklamalar yaptılar ki bu da şunu gösteriyor: polis gayet başarılı çalışmaktadır. Diyenleriniz olabilir: neden önceden önlem alınmadı? Yukarıda bahsettiğim gibi, dünyada en zor başa çıkılabilen terör saldırısı, tek bir kişi tarafından düzenlenen ve uygulamaya konan terör eylemidir.
Başbakan Davutoğlu, Sultanahmet Meydanı’ndaki patlamaya ilişkin şu açıklamada bulundu: “Maalesef menfur bir terör saldırısı ile tekrar karşı karşıya kaldık. Bu sabah saat 10:20 civarında bir canlı bombanın kendisini infilak ettirmesi sonucunda 10 ölü, 15 yaralı, canlı bombanın kendisini de katarsak 11 kişinin öldüğü bir terör saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Her şeyden önce ölenlere Tanrı’dan rahmet diliyorum. Yaralılar için de bütün imkanlarımız ile tam bir seferberlik halinde yaralarını sarmak için çaba içindeyiz. Terör bütün dünyada mezhep, bölge ayırımı yapmadan insanlığa savaş ilan etmiş durumda. Bu alçakça saldırılar, bazen Paris, Londra ve Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da olabiliyor. Saldırının failinin yabancı uyruklu bir DEAŞ mensubu olduğunu şu anda biliyoruz.”
Bu saldırıyı düzenleyenlere birkaç şey sormak istiyorum.
Bu saldırıdan sonra Türkiye yıkıldı mı?
Elinize ne geçti?
Gerçekten çok merak ediyorum. Para, pul, şöhret olarak ne kazandınız?
Son bir şeyi hatırlatmak istiyorum. At Meydanı ya da Sultanahmet Meydanı, bir ucundan içeride yer alan Topkapı Sarayı’yla ve etrafındaki çeşitli vezir ve veziriâzâm saraylarıyla, yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetildiği yerdi. Burada iki hususu göz önünde bulundurmakta yarar var. Burası Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olan ülkedir. Burada hem haddinizi hem de lâfınızı bileceksiniz. Benden söylemesi.
Saldırıda ölenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum.