‘Tiyatro’

 

Türkiye’nin bazı “solcu okumuşlar”ını dinledikçe, başarısız ve çaresiz geçen son 50 yılımıza hayıflanıyorum. Onlardan, “15 Temmuz darbe girişiminin, Erdoğan'ın sahneye koyduğu bir tiyatro olduğunu” duydukça, hayal kırıklığım artıyor. Bu tür tezleri üretenler arasında hemen her kesimden insana rastlayabiliyorum. Kahve ocağından, uluslararası medyaya yazı yazana uzanan dev bir yelpaze… Darbenin ilk tıkırtılarından itibaren, önemli ölçüde "bu darbe bir tiyatrodur" yorumunun ardına saklanan Batı kamuoyunun da, bu analizlerden zevk aldığını görüyoruz.

Millet direnirken 

15 Temmuz gecesi, saat 02.00- 03.00 arası, TBMM bombalanıyor. Meclis'te grubu bulunan 4 partinin, 100 civarında milletvekili orada. Bombalama aralıksız sürüyor. Meclis’ten çığlıklar yükseliyor. İstanbul’da sokağa çıkan yurttaşlar, tanklara kendilerini siper ediyorlar. Darbeciler kurşun yağdırıyor. 200’e yakın sivil, açılan ateşlerle hayatını kaybediyor. Boğaziçi köprüsündeki görüntüler, direnen halkın, nasıl ölümün üzerine yürüdüğünün kanıtı… Halk direniyor, siyasetçiler direniyor. Bir büyük felaketin eşiğinden, ağır hasarlarla dönüyoruz. Ülke; Meclisiyle, seküleriyle, İslamcısıyla, medyasıyla, camilerden ezan okuyan, sela veren din adamlarıyla, polisiyle, darbeye destek vermeyen askerleriyle, darbe metnini imzalamayan komutanlarıyla ortak bir tutum sergiliyor. TBMM'de, seçmenlerin yüzde 97.44’ünü temsil eden dört parti, ortaklaşa bildiri yayınlıyor: “Milletimiz, bütün dünyaya örnek olacak şekilde darbenin karşısında durmuş ve kanlı darbe girişimini engellemiştir.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -