Türk-Amerikan ilişkileri Obama döneminde dibe vurdu demek yanlış olmaz.
Büyük umutlarla iktidara gelen ve ilk yıllarında Türkiye'de AK Parti hükûmeti ile de yakın ilişkiler geliştiren Obama hükûmetinin son 4-5 yıldır izlediği siyaset bu iki ülke arasındaki “kadim müttefik” hukukunu yerle bir eden bir çizgi izledi.
İki ülke arasında fikir ayrılığı Irak ve Suriye meselelerinden kaynaklandı. ABD'nin PYD-PKK'ya silah temin etmesi ve FETÖ lideri Fetullah Gülen'i koruması ile büyük darbe aldı. Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği noktanın müsebbibinin bu anlamda Obama yönetimi olduğunu söylemek malumun ilam-ı.
Bu durum ABD'de yeni hükûmet ile değişir mi? Kritik soru bu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD'nin yeni seçilmiş başkanı Donald Trump'ın bireysel ve samimi bir ilişki geliştirmesi ihtimal dahilinde. Trump seçildikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleşmiş, bu görüşmede Trump iktidarında kilit rol oynayacak kızı Ivanka Trump, Erdoğan'a hayran olduğunu söylemişti.
Erdoğan ve Trump'ın dobra karakterleri ve müesses nizama karşı tavırları böylesi bir dostluğu perçinleyebilir de.
Ancak iki başkan arasındaki kişisel ilişkinin yanı sıra, ABD-Türkiye ilişkilerinin düzelmesi belli politika değişikliklerine de bağlı.
Bunlardan en önemlileri elbette ABD'nin FETÖ ve PYD konusundaki politikalarını değiştirmesi.
Yeni hükûmetin, FETÖ'ye olan bakışının Obama yönetiminden farklı olacağını görmek mümkün. Kullanım süresi dolmuş olan FETÖ'nün başı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini savunan isimler yeni hükümette görev alacak. Bu konuda yazı yazmış ve Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn bunlardan bir tanesi.
Ancak PYD-PKK konusunda yeni hükümetin tavrının ne olacağı henüz belli değil.
Dün CNN'de çıkan bir habere göre Pentagon, Trump'a DEAŞ ile mücadele konusunda daha aktif bir çizginin izleneceği bir yol haritası sundu. Bu yol haritasına göre, ABD'nin Rakka operasyonu için sahada 4.000 asker kullanması öngörülüyor.
Ancak aynı yol haritası, PKK-PYD'ye daha çok silah aktarılması gerektiğini de savunuyor.
Türkiye kritik bir hatta girmiş durumda. Yeni hükümetin bu konudaki tavrını belirlemek için azami çabanın sarf edilmesi gereken günlerden geçiliyor.
Zira, ABD'nin PKK-PYD'ye desteği devam ettiği sürece ikili ilişkilerin düzelme ihtimali son derece düşük.
Bu anlamda Türkiye'nin bugüne kadar yeterince verim alamadığı lobi faaliyetlerine de daha çok emek harcaması gerekiyor.
Radikal İslamcılar'a karşı savaşan seküler Kürtler imajı ABD'de hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler arasında yaygın destek bulan bir görüş.
Oysa ki Stalinist, insan hakları ihlalleri ile bilinen bir terör örgütü olan PKK-PYD'nin, bölgedeki etnik ve mezhep gerginliğini dinamitleyecek etkisinin altının çizilmesi elzem.