“Trump geldi, Türkiye ABD ilişkilerinde çok şey değişecek” diyen yeni bir söylemle yüz yüzeyiz. Türkiye'de "Clinton'ın kazanmasını istemeyenlerin çıkış noktaları, onun "PYD'ye silah vereceğim" diyerek Ankara ile Kürt meselesinde zıt bir pozisyonda görülmesiydi. ABD, Obama döneminde PYD'ye destek verdi, IŞİD'e karşı onu kara gücü olarak kullanmak istedi ve kullandı. Rakka operasyonunu başlatarak Ankara’nın devre dışı bırakıldığı PYD’nin öne çıktığı bir yeni durum yarattı. Donald Trump'a gelince; onun bu konularda neler yapabileceğini bilmiyoruz. Dış politikaya ilişkin net bir siyaseti olduğu da söylenemez. Elimizde bazı küçük ipuçları var: Seçimler öncesinde New York Times'tan David E. Sanger ve Maggie Haberman'a konuşan Trump, "Kürtlerin hayranıyım" ifadesini kullanmıştı. Kendisine gazeteciler, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ‘Kürtlerin hayranı olmadığını’ hatırlatınca”, Trump, Erdoğan ile Kürtleri yan yana getirebileceğini söylemişti.
PYD Türkiye
Trump'ın seçilmesinin ardından PYD lideri Salih Müslim bir açıklama yaparak, “yeni başkanla bölgede teröre karşı işbirliğini” sürdürmek istediklerini belirtti. Bundan sonrası ne olabilir? ABD'nin stratejik hedefleri arasında, bölgede özerk ya da bağımsız bir Kürdistan yaratmak niyetinden söz ediliyor. İddialara göre; İsrail'in Araplar tarafından kuşatılmasına karşı, bağımsız bir Kürt varlığı denge rolü oynayacak.