Bir sınavdan geçtik. "Demokrasiye tamam mı, devam mı?" sorusuyla bir kez daha karşı karşıya geldik.
Askeri darbeler, müdahalelerle geçen ömrümüzde, "yine mi?" sorusunu bir kez daha yaşadık.
Darbeciler yenildi. İktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla ve de tankların önüne dikilen kitleleriyle, önemli bir tehlikeyi bertaraf ettik.
"17-25 Aralık bir darbe girişimidir" dediğimiz zaman, "Cemaat"i arkalayanlar, şimdi acaba biraz şaşırmışlar mıdır? Paralel Yapı elinde silahla ve maskesiz yüzüyle sahneye çıktı.
Bir kaç yıldır yaşadığımız "darbe girişimleri"nin zirvesi dün gece sahneye kondu. Hedeflerine ulaşsalar neler olacaktı, düşünmek bile tüyler ürpertici.
Devlet içindeki bu Paralel Yapı'nın tasfiye edilmesinin ne ölçüde zor ve önemli olduğu ortaya çıktı.
Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünme zamanı. Bazı kimseler, iktidara yönelik öfkeyle "bunu darbe temizler" beklentisi içine girebildiler. Acaba, o darbe girişiminin kritik saatlerinde bir pişmanlık hissettiler mi? Darbenin nelere yol açabileceğini üzerinde ciddi bir muhasebe yapabildiler mi?
Meclis
Meclisi dinliyorum. Ortak bir tutuma, tehlikeye bombalara birlikte karşı durmanın örneğini yaşattılar. Bunun gururunu Genel Kurulda
paylaştılar.
Demokrasi düşmanı tehlikeli bir çete büyük ölçüde bertaraf edildi. Şimdi demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını derinleştirmenin zamandır.
Hukuktan sapmadan, yargılamayı bir "cadı avı"na dönüştürmeden hukuku da istismar eden bu çetenin yargı önünde hesap verilmesi sağlanmalıdır.
Türkiye'ye geçmiş olsun.