Dünya Sağlık Örgütü, Çin’de ortaya çıkan ve şu ana kadar 23 ülkede görülen koronavirüsle ilgili olarak küresel acil durum ilan etti. Buna göre örgüt, insanları salgının sonuçlarından korumak için vaka tespit edilen ülkelere bir dizi önlem dayatabilecek. Sağlık Bakanlığı, Koronavirüs Bilim Kurulu oluşturdu ve alınan önlemler konusunda zaman zaman kamuoyuna açıklama yapıyor. Peki, Türkiye bu virüsle mücadele konusunda hazırlıklı mı, gerekli önlemler alındı mı? DW Türkçe, konuyu uzmanlarına sordu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, “Türkiye’de hekimler, hastaneler buna hazır” diyerek, Sağlık Bakanlığı’nın da alınması gereken önlemleri aldığını söyledi. Klinik Mikrobiyoloji Uzman Derneği Başkanı Prof. Selda Erensoy da “Biz hazır olduğumuzu düşünüyoruz” dedi. Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Gaye Usluer de, Koronavirüs Bilim Kurulu’nun, işinin ehli uzmanlardan oluştuğunu ve doğru çalışmalar yaptığını söyledi. Prof. Usluer, “Benim gördüğüm eksiklik, bakanlık yaptığı işlerle ilgili bilgilendirmede geç kalıyor” dedi.
‘Ahım şahım bir virüs değil’
Türkiye’de şu ana kadar net teşhisi konmuş vaka yok. Dünya Sağlık Örgütü’ne gönderilen ve sonuçları beklenen vakalar var. Gelişmeleri yakından takip eden TTB Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, “Koronavirüs dediğiniz çok ahım şahım bir virüs değil. Bunlardan korunma yöntemleri de belli. Dolayısıyla Türkiye hazır mı? Hazır tabii” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel alarm vererek bütün ülkelere "önlemini al” dediğini hatırlatan Prof. Adıyaman şunları söyledi:
“Türkiye’de hekimler hazır, hastaneler hazır, Sağlık Bakanlığı hazır mı? Vaka var da saklıyorlar mı, derseniz saklamaması lazım. Biz yakın takipteyiz, klinik mikrobiyoloji derneğinin tespitlerinde de yok. Sağlık Bakanlığı da dernekten arkadaşlarla görüşüyor, paniğe gerek yok. TTB olarak bakanlığın her yaptığına kötüdür demiyoruz. Olumlu adımlar atıldığını görüyoruz ve ihtiyaç olursa işbirliğine hazırız.”
‘Laboratuvarlar yetkin'
Klinik Mikrobiyoloji Uzman Derneği Başkanı Prof. Selda Erensoy da Türkiye’nin hazırlıklı olduğu görüşünde. Önce Çin, sonra Avustralya’da virüsün tam genomunun yayınlandığını hatırlatan Prof. Erensoy, “Kuşkulu olgular çıktığında örnek transferinin nasıl yapılacağı konusunda Türkiye’deki mikrobiyoloji laboratuvarları yetkin ve başarılı” dedi. "Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarı, yapılması gerekenler konusunda baştan beri hazırlığını yaptı” diyen Prof. Erensoy şu bilgileri verdi:
"Dünya Sağlık Örgütü, uygulanması gereken, standardize ettiği test yöntemini de açıkladı. Buna yönelik testler ve yöntemler de laboratuvarlarda hazırlandı. Bunlar tanı aşaması. Toplum sağlığı açısından bakınca da sınır güvenliği yönünden Türkiye hazırlıklarını yaptı. Sınırda ateş taraması, bulgusu olanların kuşkulu öyküyle birlikte değerlendirilmesi ve karantinaya alınması şeklinde önlemler alındı. Hemen arkasından yapılması gerekenleri de kılavuz şeklinde yayınladı. Bu yüzden hazırlıklı olunduğunu düşünüyoruz.”
Koronavirüs Türkiye için bir tehdit mi?
Geçmiş yıllarda ortaya çıkan SARS, MERS gibi virüslerin de ilk zamanlar panik ve endişe yarattığını hatırlatan Prof. Erensoy, “Onların patojenite ölümcüllük oranı daha yüksekti ama bir süre sonra kontrol altına alındı” diyerek şunları söyledi:
"Tam salgının ortasındayız ve şu anda dünyadaki bilim insanları virüsün davranış şeklini anlamaya çalışıyor. Ve sürekli güncellemeler yapılıyor, olgu bilgileri paylaşılıyor. Vakaların çoğunluğu, ölümlerin tamamı Çin’de. Başka ülkelerdeki vakalar da hep kaynağın ilk çıktığı yerden gelmiş kişilerdi. Sonra insandan insana temasla enfekte olan, hastalanan kişiler oldu. Ama halen tek tük. Ölüm hızı da yüzde 2-2.5 gibi görülüyor. Kendi başına yüksek ama öncekiler, mesela SARS yüzde 10'du.”
2019nCOV adı verilen yeni koronavirüs konusunda her yeni bilginin açık ve şeffaf bir şekilde paylaşıldığı bir ortamda olduğumuzu söyleyen Prof. Erensoy, “Bu iyi bir şey ama şu anda klinik bulgu vermeden enfeksiyon geçiren kişilerin oranını bilmek önemli. Henüz bilmiyoruz” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü küresel acil durum ilan ederken, "Çin’deki durum nedeniyle değil, zayıf sağlık sistemine sahip başka ülkeler nedeniyle” alarm verildiğini bildirdi. Türkiye’nin bu gruptaki ülkelerden olmadığını söyleyen Prof. Erensoy, "O yönden şanslıyız” diyerek virüsten korunma yöntemlerine odaklanmamız gerektiğini hatırlattı.
‘Bakanlık çekinceli'
Geçmiş yıllarda Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu bilim kurullarında görev yapan Prof. Gaye Usluer, iki dönem CHP Eskişehir Milletvekili olarak görev yaptı. 2010'da domuz gribi bilimsel kurulunda da yer alan Prof. Usluer, “Şu andaki bilim kurulu da donanımlı, deneyimli enfeksiyonculardan oluşuyor. Bu kurulun hazırladığı 2019-nCoV Hastalığı Sağlık Çalışanları Rehberi, virüs hakkında bilgileri veren, bulaşma ve korunma yolları, tedavisi var mı gibi konularda çok güzel bir rehber” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın doğru işler yaptığını ama halkı bilgilendirmede geç kaldığını söyleyen Prof. Usluer'in eleştirileri ise şöyle:
"Bilim kurulumuz çalışıyor, doğru ve güzel. Ama örneğin birçok ülkede Çin'e uçuşlar iptal edilmişken Türk Hava Yolları önce frekansı azalttık dedi. Ne zaman ki Dünya Sağlık Örgütü acil eylem planı ilan etti, ondan sonra THY 9 Şubat’a kadar uçuşları durdurduğunu açıkladı. Bu kararları alacak olan Sağlık Bakanlığı’dır. Bakanlık çekinceli. Çin bile kartlar açık oynarken bizim çekinceli davranmamıza gerek yok. Vaka varsa var, yoksa yok!”
Meclis'te koronavirüs konusunda verilen araştırma önergesinin reddedildiğini hatırlatan Prof. Usluer şunları söyledi:
"Sağlık Bakanı ‘her şey doğru yapılıyor' dedi. Peki, araştırma önergesini niye reddediyorsunuz? Bilgiyi mi saklıyorsunuz, eksik bilgi mi veriyorsunuz? Hem konunun uzmanı hem siyasetçi kimliğiyle bakıyorum. İkisini birleştirdiğimde fotoğraf değişiyor. Doğru bilgiyi veriyorsan, niye önergeyi reddediyorsun? Meclis'te bir sürü hekim var, sorumluluk duyuyorlar. Bilim kurulunun yaptığı her şey doğru bence. Vermesi gereken tavsiyeyi veriyor, doğruları tartışıyor ama esas süreci yönetecek olan devlet. Vatandaşlar için doğru kararları alacak olan devlet. Meclis'i bu işin içine almak doğru bir şeydir. Milletvekillerinden doğru olmayan bilgilerin yayılmasını engellemek için de gerekli bu. Sonuçta herkes bir şey konuşuyor. Doğru bilgiyi eksik paylaşırsanız ya da zamanında paylaşmazsanız yanlışın yayılmasına sebep olursunuz.”
Prof. Gaye Usluer, şu anda aşısı ve ilacı olmadığı için virüsten korunma önlemleri konusunda bilgi verdi:
"Temas edildiyse eller su ve sabunla yıkanmalı. Bunlar yoksa alkol bazlı dezenfektan kullanılmalı.
Kapalı ve kalabalık alanlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı.
Hapşırırken, öksürürken tek kullanımlık mendil kullanıp hemen çöpe atılmalı. Mendil yoksa dirseğimizle kapatmalı.
Maske herkes için şart değil ama hasta kişiler özellikle de kalabalık ortama gireceklerse ortamı enfekte etmemek için maske takmalı. Tıbbi maske yeterli. N95 tabir edilen maskeye gerek yok, bunlar sadece hastayla temasta olan hekim ve sağlık personeli için gerekli.”
Kaynak: DW Türkçe