Ana SayfaGÜNÜN YAZILARITürkiye’de bir milyon kurye var: Yeni nesil çalışma düzeni mi, güvencesiz işçilik...

Türkiye’de bir milyon kurye var: Yeni nesil çalışma düzeni mi, güvencesiz işçilik mi?

Türkiye’de kurye sayısının 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'deki esnaf kuryeler, mevcut hukuki statülerinden kaynaklanan birçok sorunla karşı karşıya. Çözümün ertelenmesi, ileride bir dizi başka sorunu da beraberinde getirebilir.

Alper YILMAZ 

Teknolojinin hayatımızın her alanında olması, dijital platformlar üzerinden çalışan kuryelerin hukuki statüsüne dair tartışmaları da beraberinde getiriyor. İş hukukunun geleneksel sınırlarını zorlayan yeni çalışma modelleri, yeni tanımlara ihtiyaç gösteriyor. 

Türkiye’de esnaf kuryeler genellikle “bağımsız çalışan” statüsünde değerlendirilip kendi adlarına çalıştıkları kabul ediliyor. Ancak, uygulamada çoğu zaman bu kuryeler belirli platformların şartlarına tabi olarak çalışıyorlar. Platformların belirlediği çalışma saatleri, teslimat rotaları ve fiyat politikaları, kuryelerin gerçekte ne kadar bağımsız olduklarına dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

“Made in Türkiye” markalı bir ifade olan “esnaf kurye” modeli statü belirsizliğine bağlı sorunlar ve hak kayıplarıyla karşı karşıya bulunuyor. İlk bakışta “bağımsız çalışan” olarak görülmelerine rağmen, çoğu zaman dijital platformların belirlediği kurallar çerçevesinde İş Kanunundaki güvencelerden yararlanamayan işçiler olarak çalışıyorlar. Başka bir ifadeyle, İş Kanunu güvencesindeki haklardan yararlanması gereken “kurye”, kâğıt üstünde “bağımsız” çalışanmış gibi gösterilerek, güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyor ve bu durum da serbest çalışma kategorisine sokulmak isteniyor. Buna “sahte serbest çalışma” demek doğru olur. 

Güvencesiz çalışmadan kaynaklı riskleri minimize etmek için yapılması gerekenleri gündeme alıp tartışmak gerek. Bu bağlamda Avrupa Birliği sahte serbest çalışma kavramına karşı yasal çözümler geliştirerek, kuryelerin haklarını güvence altına alma konusunda bir yol haritası oluşturuyor. Bu bakımdan Türkiye’deki mevcut durum ile Avrupa Birliği uygulamalarını karşılaştırmak ve Avrupa Birliği Dijital Platform Direktifinin bu alandaki önemine ışık tutmak çözüm açısından önemli görünüyor.

Türkiye’de Esnaf Kuryeler ve Hukuki Durum

Türkiye’de işverenler kurye olarak görev yapmak isteyen kişi veya kişilerden, öncelikle şirket açmalarını (genel olarak şahıs şirketi), sonrasında ise aylık anlaşılan tutar üzerinden kendilerine bu şirket üzerinden fatura kesmelerini istiyor. Böylece işveren, SGK primi dahil başkaca herhangi bir yükümlülüğe katlanmadan, personelin aylık olarak kestiği fatura bedelini ödemekle sorumluluktan kurtulmayı hedefliyor.  Bu modeldeki temel amaç personel bağımsız çalışan gibiymişçesine iş kanunu hükümlerine tabi olmadan ve bu noktadaki herhangi bir külfet ve sorumluluğa katlanmadan (fazla mesai, yıllık izin, iş güvencesi, kıdem ve ihbar tazminatı vd) bir çalıştırma ilişkisini sürdürmeyi ifade ediyor. 

Özellikle İş Kanunu kapsamında ele alındığında, kuryelerin bir işverenle çalışma ilişkisi içinde oldukları düşünülebilir. Fakat uygulamada esnaf kuryeler ile işveren arasındaki hukuki ilişki, genellikle “iş sözleşmesi” yerine “eser sözleşmesi” ya da “taşıma sözleşmesi” olarak yapılıyor ve bu durum iş ve sosyal güvence sorunlarını da beraberinde getiriyor. Ülkemizde bu hususta henüz somut düzenlemelerin olmaması da bu tür güvencesiz çalışmaları önlemede yetersizliği beraberinde getiriyor.

Ülkemizdeki kurye sayısının 1 Milyon civarında olduğu tahmin edilmekle birlikte bu noktada tam sayıya ilişkin resmi bir istatistik bulunmuyor. Avrupa Birliği genelinde, 2024 yılı itibariyle dijital platformlarda çalışan kuryelerin sayısının 28 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu kuryelerin yaklaşık %55’i “bağımsız çalışan” statüsünde kayıtlı olsa da, uygulamada %35’i sahte serbest çalışma kapsamına giriyor. Avrupa Komisyonu’nun raporlarına göre, bu çalışanların %70’i işveren platformları tarafından belirlenen algoritmik yönetim kurallarına tabi çalışıyor.

Sahte Serbest Çalışma Kavramı

Avrupa Birliği, sahte serbest çalışmayı (bogus self-employment) önlemeye yönelik önemli adımlar attı. Sahte serbest çalışma, kişinin hukuki olarak bağımsız bir çalışan olarak kayıt altına alınmasına rağmen, fiili olarak bir işverenin talimatlarına ve denetimine tabi olduğu durumu ifade ediyor. Avrupa Birliği, 2024 yılında AB Resmi Gazetesinde yayımlanan Dijital Platform Direktifi ile dijital platformlarda çalışan kuryelerin haklarını güvence altına almayı amaçlıyor. Bu direktif, çalışanların “bağımsız çalışan” statüsünde mi yoksa “işçi” statüsünde mi olduğunu belirlemek için ölçütler sunuyor. Ayrıca, platformların algoritmik yönetim ve şeffaflık konularında daha fazla sorumluluk almasını zorunlu kılıyor. Yine bu Direktif ile getirilen en önemli yenilerden birisi de platform çalışması yapan kişilerin iş hukukuna tabi olacakları karinesinin kabul edilmiş olması. Şu halde, söz konusu Direktif uyarınca platform çalışması yapan kişi ya da kişilerin bağımsız çalışan olduklarının ispatını işveren yapmak zorunda olacak, işveren tarafından bu durum kanıtlanmadıkça, söz konusu kişiler işçi statüsünden ve iş kanunun sağladığı haklardan yararlanabilecek. 

Ülkemiz ve AB Ülkelerindeki Emsal Kararlar

Ülkemizde şu aşamaya kadar gündeme gelen kararlar, genel olarak Uber şoförlerinin açmış olduğu davalara ilişkin. Söz konusu davalarda ilk derece ve istinaf mahkemeleri şoförler ve UBER arasındaki hukuki ilişkinin niteliğini “iş ilişkisi” dışında “hasılat kirası” veya “taşıma ilişkisi” şeklinde değerlendirme eğiliminde oldukları görülüyor. Söz konusu hususlarda henüz bir Yargıtay kararı bulunmamakla birlikte, güncel durum kapsamında söz konusu çalışanlar iş hukuku korunmasından yararlanamıyor. Ülkemizdeki kararların aksine Avrupa Birliği ülkelerinde Yüksek Mahkemelerin, kuryelerin işverene fiili bağımlılık durumlarını ve haklarını yeniden değerlendirdikleri, bu nedenle “iş hukuku” korumasından yararlanmalarına yönelik kararların ağırlıkta olduğu görülüyor.

Uber BV v Asociação Sindical dos Juízes Portugueses: Avrupa Adalet Divanı, bu davada kuryelerin şirket politikalarına bağımlı çalıştıklarını belirledi ve onları bağımsız çalışan yerine işçi olarak sınıflandırdı.

Deliveroo v IWGB (Birleşik Krallık): Mahkeme, algoritmik yönetim altında çalışan kuryelerin haklarının yeniden tanımlanması gerektiğine hükmetti. Bu karar, sahte serbest çalışmayı önlemek için önemli bir emsal oluşturdu.

Glovo v UGT (İspanya): İspanya Yüksek Mahkemesi, Glovo platformunda çalışan kuryelerin bağımlı işçi olarak kabul edilmesi gerektiğine karar verdi. Bu karar, sosyal güvence haklarının sağlanmasını zorunlu kıldı.

Takeaway.com v FNV (Hollanda): Hollanda mahkemesi, kuryelerin işçi haklarına erişimini engelleyen düzenlemelerin sahte serbest çalışma kapsamına girdiğine hükmetti.

Just Eat v Confederation of Danish Employers (Danimarka): Danimarka mahkemesi, kuryelerin işçi statüsünde değerlendirilerek toplu iş sözleşmesi haklarından yararlanması gerektiğine karar verdi.

Bu kararlar, sahte serbest çalışmayı önleme ve dijital platform çalışanlarının haklarını koruma konusunda önemli bir anlayış geliştirmeyi mümkün kılıyor ve güvence sağlayacak bir yol haritası için bir temel oluşturuyor.

Çözüm Önerileri

Türkiye, esnaf kuryelerin haklarını güvence altına almak için aşağıdaki adımların atılması düşünülebilir:

Hukuki Statünün Netleştirilmesi: Esnaf kuryelerin gerçekte hangi statüyü taşıdığını belirlemek için kapsamalı kriterler oluşturulmalı. Bu noktada AB Direktifinde olduğu gibi söz konusu çalışanların “işçi” oldukları yolunda bir karine benimsenip, aksinin İşverence ispatlanmasını öngören bir düzenleme getirilmesi düşünülebilir. 

Sosyal Güvence: Bağımsız çalışan statüsündeki kuryeler için sosyal güvence sistemleri geliştirilmeli.

Algoritmik Yönetim: Dijital platformların algoritmik karar alma mekanizmaları daha şeffaf hale getirilmeli.

Denetim Mekanizmaları: Sahte serbest çalışmayı önlemek için etkin denetim mekanizmaları kurulmalı.

Sendikal Haklar ve Toplu Pazarlık: Söz konusu işçilerin toplu pazarlık yapabilmelerine yönelik engeller kaldırılmalı. 

Avrupa Birliği uygulamaları, sahte serbest çalışmayı önleme ve dijital platformlarda çalışan kuryelerin haklarını koruma noktasında Türkiye için önemli bir rehber niteliği taşıyor. Türkiye’nin bu alandaki düzenlemelerini geliştirerek esnaf kuryelerin çalışma koşullarını iyileştirmesi hem çalışanların haklarının korunması hem de sosyal adaletin sağlanması açısından anlamlı bir adım olur.

* Hukuk müşaviri- avukat olan Alper Yılmaz. Legal  İş ve Sosyal Güvenlik Dergisi Yayın Kurulu’nda bulunuyor. 

- Advertisment -