AK Parti sözcüsü Mahir Ünal, yeni çıkarılan KHK için, "15 Temmuz darbe girişimi ve ertesi günü darbeyi bastırmak için eyleme geçen siviller, cezai sorumluluk dışında bırakılıyor” diyor.
Gazeteciler, merak edip soruyor: “Darbenin bastırılması sırasında soruşturma açılmış sivil var mı?" Ünal’ın cevabı, “Hayır yok “ şeklinde. “O zaman bu KHK neden çıkarıldı?", diye soruyorlar.
CHP, bu Kararnameyi, “Devlet eliyle silahlı çete kurmak” şeklinde yorumluyor. Bülent Tezcan’ın, MYK toplantısının ardından yaptığı açıklama şöyle:
“Buradan demokrasi değil, faşist rejimler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru sürüklenmiştir. Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor. Bu hüküm bir örtülü af getirmektedir. TBMM af getirecek olsa 5’te 3 çoğunluk olması lazım.”
HDP sözcüsü Ayhan Bilgen’in AK Parti sözcülerinin açıklamasına tepkisi ise şu şekilde: “Öyle yazsalardı o zaman. Bu son derece muğlak, ucu açık, istismara neden olabilir. ‘15 Temmuz’un devamı’ denilerek bir toplantı basılırsa Mahir Ünal’ın açıklamasının yararı olmayacaktır.”
İYİ Parti’nin “İç savaş” değerlendirmesinin ardından ikinci eleştirisi de şöyle: “Son KHK’nın çok vahim başka bir sonucu güya terörün bastırılmasına hizmet eden sivillere yargı ve ceza muafiyeti getirilmesidir."
Yalnızca iki gün için mi?
Kararnamedeki, "…darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında… Olağanüstü Hal süresince” ifadeleri, idare ve yargı tarafından değişik şekilde yorumlanabilir. Ayrıca, Herhangi bir gösteri, “darbecilerle ilişkili” olduğu gerekçesiyle sivil milislerin hedefi haline gelirse yargı bunu nasıl yorumlayacak? Doğrusu Abdullah Gül’ün önerisi uyarınca ve Adalet Bakanı Gül’ün söylediği gibi metnin yeniden yazılmasıdır.
Tek tip elbise
12 Mart 1971'de ve 12 Eylül 1980'deki askeri darbe dönemlerinde cuntacılar, tutuklulara “tek tip elbise” giydirmek istediler. Bu uygulamaların canlı tanıklarından birisi olarak itiraz ediyorum. Hüküm giyene kadar sanıkların “masum” sayılması bir evrensel hukuk ilkesidir.
Ayrıca, “terör suçu", iddianamelerde öylesine keyfi şekilde kullanılıyor ki, şiddetle, terörle ilgisi olmayan insanlar, o çok eleştirdiğimiz “Guantanamo giysileriyle” ite kaka mahkemelere getirilirse ne yapacağız? “İngiltere’de var, Avrupa’da var” diye bunu savunmak ise çok garip.
Kopenhag İnsan Hakları Kriterlerini hergün kötülerken, tek tip elbise için Avrupa’dan örnekler verilmesini nasıl yorumlamak gerekir bilemiyorum.