Seçmen kitlesi, siyasilerin gerilimi tırmandırma çabalarına pek ilgi göstermiyor gibi… Geçen hafta ziyaret ettiğimiz İzmir’de seçim havası yoktu. İstanbul’da da yok. Tabii listelerin verilmesinden sonra bu hava değişebilir, heyecan biraz yükselebilir.
Eğer bizim hissettiğimiz gibi, gerçekten heyecan yoksa, acaba neden yok diye bir düşünce jimnastiği yapabiliriz. Her şeyden önce sözkonusu olan yerel seçimler. Netice ne olursa olsun iktidar değişmeyecek. Bu nedenle seçmenler durumun değişmeyeceği psikolojisiyle fazla hevesli davranmıyor olabilirler.
Cumhur İttifakı’nın liderleri, “Beka” meselesine kadar çıtayı yükselttiler. Amaçları seçmen kitlesini canlı tutmak, bloklaşma üzerinden oy potansiyelini korumak. Hatta artırabilmek.
Çünkü iktidar blokuna oy vermekte tereddüt eden bir kitlenin oluştuğunu onlar da fark ediyorlar. Tereddütleri bir an önce gidermek amacıyla, “hareketlenin” mesajı vermeyi önemli görüyorlar.
Riskleri de var
Siyaset bir hesap işi. Bir bildikleri vardır. Ancak beka sloganının risklerini de yabana atamayız. Çünkü meseleyi “varlık-yokluk” gibi hayati bir alana çekerseniz, tersine sonuçlar çıkması halinde bir kaosa zemin de hazırlamış olursunuz.
Eğer seçimler 24 Haziran’a benzer sonuçlar verirse iktidar açısından sorun çıkmaz.
İktidar sözcülerinin propaganda amacıyla sürekli vurguladığı gibi, “Muhalefet başkanlık sistemini sorgulayacak” üzerinde yoğunlaşılırsa, farklı bir sonuç çıkması halinde siyasette işler karışabilir. Yani seçmeni “tehlikenin farkında mısınız?” havası yaratılarak kazanma hesabı beklenenden ters sonuçlar verebilir.
HDP
Bir başka mesele de HDP oylarının tayin edici ağırlığı. Cumhur İttifakı kurulurken büyük ölçüde CHP-İYİ Parti ittifakı ile sınırlı bir tablo bekleniyordu. 24 Haziran seçimlerinde böyle olmuştu. Şimdi HDP oyları kritik bölgelerde muhalefet adaylarına yönelecek. Bu yönelim sonucu değiştirecek bir tablo oluşturuyor. Örneğin Mersin, Adana, Antalya, Ankara, İstanbul ve bir kaç büyükşehirde HDP oylarının tabloyu değiştirme ihtimalini gören Cumhur İttifakı, durumu yeniden değerlendirip, yeni hamlelere girişti.
Tabii “beka” konusu bu açıdan daha da riskli bir tez haline geldi diyebiliriz. Bence en doğrusu, iktidar blokunun “beka” meselesini bir yana bırakıp, meseleyi yerel seçimlerle sınırlı tutacak bir yola dönmesidir.
…………..
Orhan Pamuk’un “Balkon Fotoğrafları” Sergisi 27 Nisan 2019’a kadar Yapı Kredi Kültür Sanat binasında (Galatasaray).