Rusya lideri Putin, Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakatı açıklarken, YPG ya da PKK'dan terörist diye söz etmedi. 10 maddelik mutabakat metninde, “YPG Terör Örgütü” gibi bir ifade de kullanılmadı.
ABD ile yapılan 13 maddelik mutabakat metninde de böyle bir ifade yok. Türkiye istediği halde iki süper devlet bunu kabul etmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Batılı liderlerin bu konudaki tutumunu şöyle eleştiriyor: “Bizim sorunumuz terör örgütlerinin ta kendisiyledir.
Batı ‘Kürtler aşağıya Kürtler yukarı’. Böyle diyerek terör örgütlerinin adını vermeyerek Kürtler dediğiniz zaman Kürt kardeşlerimizi adeta teröristler olarak vasıflandırmış oluyorsunuz.
Bu yanlış bir şey. Teröristleri muhatap alan liderler var. Onları muhatap alıp şımartıyorlar. Devasa ülkelerin liderleri teröristlerle görüşüyor.”
Yalnızca algı mı?
Son dönemde gene “Dünyaya derdimizi anlatamıyoruz” ruh hali içindeyiz ve bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Konuyu “Onlar zaten bu konuda Türkiye'ye karşı önyargılı”ya bağlamaya eğilimliyiz.
Gerçekten de şu an, Avrupa’nın önde gelen ülkeleri, Arap ülkelerinin neredeyse tamamı, Türkiye'nin bölgedeki siyasetlerine karşı bir söylem içinde. Biraz geriye gidelim: Meseleyi masa başında diyalogla çözme konusunda, Erdoğan hükümeti, “çözüm süreci” döneminde, cesur adımlar atmıştı.
PKK, Türkiye’ye yönelik olarak silahları bırakacağı yönündeki sözünde durmadı. HDP’nin en çok oy aldığı yörelerde “özyönetim” ilan edildi. Hendek ve barikatlar yüzünden bu şehirlerde büyük yıkımlar gerçekleşti.
PKK, YPG üzerinden sağladığı ABD desteğiyle, yeni bir strateji kurdu. Bu stratejinin bir boyutu da, Türkiye’de şiddeti tırmandırarak, içeride Ankara’yı zorlayarak, Türkiye’nin Suriye konusundaki hareket yeteneğini azaltmaktı. Bir dönem böyle geçti. ABD bölgeden çekilme kararı alınca, YPG’nin bölgedeki durumu zorlaştı.
Şimdi yeni bir strateji kuran YPG, Şam rejim güçleriyle işbirliğinin imkanlarını arıyor. YPG’nin bölgedeki Kürtler üzerindeki gücünü ve etkisini de doğru anlamak gerekiyor.
YPG bunu büyük ölçüde zor kullanarak elde etti. Giderek onların temsilcisi durumunu kabul ettirdi.“Kürtlerin temsilcisi” olarak Batı’da ilgi görüyor. Suriye’nin kuzeyinde yüzbinlerce Kürt yaşıyor.
Her harekatta en çok onlar etkileniyor, çoğunluğu yerlerinden yurtlarından oluyor. Bu gelişmelerden etkileniyorlar. Sınırın hemen öte yanında, Türkiye’de Resulayn'ın, Tel Abyad’ın, Kamışlı'nın karşısında, yine nüfusun büyük ağırlığını Kürtler oluşturuyor. Onların da gelişmeleri duyarlılıkla izlediklerini söyleyebiliriz.
YPG'nin ötesinde bir meselenin olduğunu, YPG çözülse bile bu meselenin kolayca çözülemeyeceğini söylemek gerekiyor. Böyle bir mesele önümüzde duruyor.