Ana SayfaYazarlarSeçim sonuçları: Barış cephesi çok daha güçlü

Seçim sonuçları: Barış cephesi çok daha güçlü

Cumhuriyet tarihinde ilk kez, Türkler, Kürtler, diğer azınlıklar, solun birçok rengi bir çatı altında toplanarak bir seçim zaferine imza attılar. Aylardır, “HDP barajın altında kalırsa” ortaya çıkabilecek politik ve toplumsal kaosun tedirginliği ile uykuları kaçanlar “derin bir oh çekerken”, yıllardır hak etmedikleri baraj altı oylarla iktidarına güç katanlar şaşkına döndü.

 

Seçim süreci boyunca HDP’ye karşı akla gelmedik provokasyonlar uygulandı. Parti binalarına, seçim mitinglerine yapılan saldırıların sayısını bilmiyorum. Hepsi bir yana, seçime bir gün kala Diyarbakır’da 400 kişinin yaralanmasına, dört insanın ölümüne neden olan insanlık dışı saldırı başka bir partiye karşı yapılmış olsaydı, sadece o saldırın yapıldığı şehir değil, tüm ülke cehenneme dönerdi. Kürtler olağanüstü bir itidal ve soğukkanlılıkla bu saldırıyı püskürttüler. Halen bu saldırının failleri ve arka planı konusunda bilgiye sahip değiliz. Hiç biri hakkında değiliz.

 

Kendi adıma, barış ve demokrasi adına, Ağrı’da, canı pahasına, oradaki yaralı askerleri ölümden kurtaran, Diyarbakır’daki kitlesel katliam planlarını etkisiz hale getiren o yiğit insanlara minnet duyuyorum.

 

Seçimlerden sonra yine Diyarbakır’da tezgâhlanan dört ölümlü cinayetler zinciri başka pis kokular yayıyor.

 

Yaşanan saldırgan sürece rağmen, “Barış Cephesinin” çok daha güçlü olduğunu söylemek bir çelişki gibi görünebilir. Bence değil.

 

Açıklamaya çalışayım.

 

Bu devletin kuruluşundan bu yana, “genlerindeki militarist inkârcılık”, yönetenlere biat etmesi gereken bir toplum anlayışı hiç değişmedi. Tüm toplumu, yaşam tercihleriyle, inançlarıyla, kültürel kimlikleriyle, yoksuluyla, zengini ile olduğu gibi kabullenip, “herkesin hükümeti” olmayı kabullenen bir iktidar tanımadı. Kültürel-inançsal sorunlar, soykırımlar, yoksulluklar, sivil siyaseti sürekli imha eden darbeler, oy devşirmek için pragmatist araçlar olarak kullanıldı. (Kürt sorunu, Başörtü sorunu, Alevi Sorunu, Taşeronlaşma, İşsizlik ve Sendikasızlık, Darbecilerden Özür Dileme, barış konusunda değişen dil ve politika vb. vb.)

 

İlk kez, tüm bunları kabullenmeyen milyonlar, kendi yasal ve ahlaki temsilcilerinin ardında durup, onları parlamentoya yolladılar.

 

Sivil siyaset ilk kez, temsilcileriyle “ete kemiğe büründü”

 

Yaşadığımız dünyada silahlı siyaseti kimin kazanacağının garantisi yoktur. Etrafı ateş çemberi ile kuşatılmış sivil barış hareketi, ilk ve önemli bir adımla politika sahnesinde yer aldıysa, tüm toplum demokratik bir değişime adım atmıştır.

 

Artık barış ve demokrasi özlemini etkisizleştiremez, yenemezsiniz.

 

Seçim sonrası gündemimiz, barış ve demokrasi olacak…

- Advertisment -