Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIAhmet Kaya taksi şoförlüğünü neden bıraktı?

Ahmet Kaya taksi şoförlüğünü neden bıraktı?

Ahmet Kaya’nın güzel bir taksicilik anısı vardır. Ünlü sanatçı bir dönem geçimini sağlamak amacıyla taksicilik yapar. Bazen parayı alamaz, bırakır gider. Bazen de müşteriler arabadan atlayıp kaçar. Bir keresinde de İstanbul’un bir ucundan öbür ucuna götürdüğü müşterinin züğürt olduğu anlaşılır. Ahmet kızar, “Beni buralara getirmeseydin be adam” der. Müşteri hafif sırıtarak “Peki o zaman beni aldığın yere geri götür” der ve Ahmet Kaya taksiciliği bırakır.

Reşat (Çalışlar) akşam Karaköy’den Cihangir’e çıkmak istedi. Bir taksiyi durdurdu. Reşat, taksinin durmasını aslında beklemiyordu. İstanbul’da eğer turist değilseniz bu olağan değildir. Taksici, Reşat’ı süzerek baktı ve şunu söyledi: 300 liraya götürürüm. 90 liralık çok kısa bir yol için bu kadar çok para istiyordu. İstanbul dünyanın en pahalı kentlerinden biri haline geldi.

Vatandaş zaten şaşkın, yöneticiler başa çıkacaklarını bilmedikleri bir sıkışmanın içine girmiş durumda. Resmi taksi ücretleri son yıllarda kat kat yükseldi. Buna rağmen artık resmi taksi fiyatına taksiye binmek imkansız. 90 liralık yola 300 lira isteyen taksiciler, karaborsanın bir elemanı gibi davranıyor. Ahmet Kaya’nın güzel bir taksicilik anısı vardır. Ünlü sanatçı bir dönem geçimini sağlamak amacıyla taksicilik yapar. Bazen parayı alamaz, bırakır gider.

Bazen de müşteriler arabadan atlayıp kaçar. Bir keresinde de İstanbul’un bir ucundan öbür ucuna götürdüğü müşterinin züğürt olduğu anlaşılır. Ahmet kızar, “Beni buralara getirmeseydin be adam” der. Müşteri hafif sırıtarak “Peki o zaman beni aldığın yere geri götür” der ve Ahmet Kaya taksiciliği bırakır. Fatma Girik, İstanbul’da taksiciliğin seçkin bir meslek olduğu dönemde başrolünü oynadığı “Şoför Nebahat” (1970) filmiyle şöhretini birkaç kat artırmıştı.

“Kadından şoför olur mu?” tartışmasını gündeme getiren film, o günün İstanbul’unu anlatan bir belgesel tadındadır. Taksicilik İstanbul’un geleneksel mesleği ve kültürel bir olgudur. Eskiden gazetelerde “Dikiz Aynası” başlıklı fıkra köşeleri olurdu. Tabii taksicilerin de kendi açılarından bambaşka sorunları var. Plaka sahiplerine ödedikleri çok yüksek ücretler nedeniyle emeklerinin karşılığını almakta zorlanıyorlar. Neyse gelelim bizim halimize. Taksi sorununa çözüm getirmek amacıyla henüz bir adım atılabilmiş değil.

1980’lerden kalma kurallarla ve sınırlamalarla, taksicilik bir siyasi çekişme konusu olmaya devam ediyor. Aslında dünyanın dört bir yanında geleneksel taksicilik ile dijital taksi uygulamaları arasındaki çıkar çatışması giderek sertleşiyor. Tabii hemen hemen tüm taksiciler artık adres bulma sorununa köklü çözüm getiren navigasyonlara iyi kötü adapte oldu.

Ancak burada da kuşak farkı dikkat çekiyor. Gençler teknolojiyi hızla öğrenirken, kıdemliler zorlanıyor. Barcelona’da, son günlerde, şehrin geleneksel taksicileri, UBER, BOLT, CABIFY gibi dijital taksi uygulamalarının onların pazar payını çalmasına öfkelenerek, yürüyüş yapmaya karar vermiş. Şehrin taksi müşterilerinin büyük bir kısmı ise geleneksel taksilerin aşırı pahalı olduğunu, o nedenle de dijital taksi uygulamalarının devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Velhasıl kelam, İstanbul’un taksi sorunu bir ciddi sorun olarak orta yerde duruyor. Umarız bu kez partizanlık ve siyasi rant hesapları yerine iyi hizmet anlayışı egemen olur.

- Advertisment -