Ana SayfaYazarlarMİT ve demistifikasyon

MİT ve demistifikasyon

 

15 Temmuz askeri darbesi öncesi MİT’in kapısını çalan binbaşı O.K. tartışması giderek ilginç bir hal almaya başladı. Tartışmayı yürütenler ortaya koydukları metinlerle bir demistifikasyon (bir şeydeki esrar perdesini aralama) faaliyeti icra ettiklerini iddia ediyorlar. Ancak mevcut halleriyle rivayet ve efsanelerden ziyade hakikati yapısöküme uğratıyorlar. Böylece hakikati, kapısı çalınan gerçeklik değil algıları değiştiren anlatı haline getiriyorlar.

 

Ardışık olgularda, “ne, nasıl oldu?” sorusu çok hayati işlev ifa eder. Çünkü olguların iç örüntüsünü verir. O.K. vakasında bu örüntünün izini sürebiliyoruz. Zira elimizde iki önemli belge var. Biri MİT’in Meclis Araştırma Komisyonu’na gönderdiği 36 sayfalık rapor, diğeri de O.K’nin savcılığa verdiği ifade.

 

Kırılma noktası spekülasyonu

 

MİT, Hakan Fidan’a saldırı yapılacağı yönünde, teyide muhtaç ham bilgi alındığını kaydederken, O.K, bilginin yanı sıra MİT’e faaliyetin askeri darbe olabileceği yönünde değerlendirme de yaptığını söylüyor. Bizim spekülasyonunu yaptığımız kırılma noktası burası. Nasıl oldu da bu bilgiye rağmen darbe önlenemedi?

 

Kuşkucular ve spekülatörler, bence burada şu büyük hatayı yapıyorlar: Kırılma noktasını hem bağlamından koparıyor, hem de puzzle’ın içinde yanlış yere yerleştiriyorlar. Yani parça-bütün ilişkisini yanlış kuruyorlar.

 

Ayrıca bağlam ve  parça-bütün ilişkisi için menteşe görevi ifa edecek şu iki soruyu sormayarak inandırıcılıklarına gölge düşürüyorlar:  MİT ile O.K. arasındaki çelişki izahı mümkün bir çelişki midir? MİT duyumu aldıktan sonra bilginin gereklerini yerine getirmek için samimi bir çaba içine girdi mi?

 

Bilgi ve bilginin yorumu sorunsalı

 

O.K’nin MİT’e ilettiği bilgi, Binbaşı Deniz Aldemir’in “Bu gece Kara Havacılık Okulu’nda faaliyetimiz olacak. Ben Cougar helikopteri ile Hakan Fidan’ı alacağım sen de Murat Bolat’la uçacaksın. Çok kan akacak” şeklindeki sözleridir. MİT’e göre, bilgi bu haliyle ham bilgidir, “teyit-tekzip” sürecinden geçirilmesi gerekmektedir. Zaten bu süreçten geçmeyen, teyit edilmeyen bir bilginin stratejik liderler ve kurumlarla paylaşılması problem de yaratır.

 

Ancak bilginin gerçekleşme zamanlamasının “bu gece” olması teyit-tekzip mekanizmasına ivedilik kazandırmaktadır. O yüzden MİT bir yandan teyit-tekzip mekanizmasını işletirken diğer taraftan da konuyu Genelkurmaya iletiyor. MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanını da haberdar etmek için arıyor ancak ulaşamıyor. Bu konuda ısrarcı olabilinir miydi sorusu, spekülasyona açık bir uzamdır.

 

O.K’nin şu aşamada doğru olduğunu varsaydığımız “faaliyet darbe olabilir” şeklindeki sözleri ise bilginin yorumudur, bilginin teyidi değildir. MİT bilgiyi getiren kişinin faaliyete dair yorumunu önemli görebilir; ancak kaynağın bilgiye dair yorumu yeterli karine olarak görülemez. Bilgi mutlak surette teyit emarelerine ihtiyaç duyar.

 

Samimi bir çaba sergilendi mi?

 

Şimdi MİT’in duyumu aldıktan sonra duyumun gereklerini yerine getirmek için samimi bir çaba sergileyip sergilemediğine odaklanabiliriz. MİT — Meclis’e gönderdiği rapora göre — kendisine gelen bilgiyi ivedi şekilde amirlere arz ediyor.

 

16:20 sıralarında Müsteşar tarafından Genelkurmay İkinci Başkanı aranarak bilgi aktarılıyor.

 

16:40’da Genelkurmay Başkanı Müsteşarı arıyor. Akabinde MİT Müsteşar Yardımcısı Genelkurmay’a gidiyor.

 

Genelkurmay Başkanı ihbarı teyit-tekzip etmek ve gerekli önlemleri almak için Kara Kuvvetleri Komutanı’nı görevlendiriyor. Kara Havacılık Okulu’ndaki incelemeler bitinceye kadar yurt genelinde hava araçlarının uçuşlarının durdurulması için Genelkurmay Hareket Merkezi’ne emir veriyor. Ayrıca Ankara Garnizon Komutanını arayarak Ankara’da askeri birlik hareketliliğinin ikinci bir emre kadar durdurulmasını istiyor.

 

Henüz bilginin teyit-tekzip işlemleri sürerken Cumhurbaşkanının koruma müdürü aranıyor. Cumhurbaşkanının müsait olmadığının öğrenilmesi üzerine koruma müdürüne bir anormallik olup olmadığı ve yeterli hazırlıklarının olup olmadığı soruluyor. Koruma müdürünün bir anormallik olmadığı ve yeterli tedbirlerinin olduğu ifadesi üzerine, MİT Müsteşarı Genelkurmay Başkanının makamında Kara Kuvvetleri Komutanı’ndan haber gelmesini beklemeye devam ediyor.

 

Hakan Fidan, Kara Kuvvetleri Komutanı’ndan herhangi bir haber gelmemesi üzerine, Suriye Ulusal Konseyi eski başkanı Muaz Hatip ile randevusu nedeniyle Genelkurmay Başkanlığından ayrılıyor.

 

Kaynak bilgiyi teyit edemiyor

 

MİT Genelkurmay üzerinden bilgiyi teyit-tekzip etmeye çalışırken boş durmuyor kendi imkanlarıyla da iz sürüyor. O imkanı kendisine O.K sunuyor. O.K’ye dinleme cihazı takılarak askeri karargaha gönderiliyor. O.K gece uçuşu olup olmadığını öğrenmek için hangara gidiyor ama resmi kayıt bulamıyor. Saat 21:00’de kendisine “faaliyet var” diyen Deniz Aldemir’i arıyor. “Faaliyet var mı” diye soruyor; “yok, alay komutanı izin vermedi” yanıtı alıyor. Bu sırada MİT’in kendisine verdiği numarayı arıyor; “bu gece faaliyet yokmuş” bilgisini veriyor. Ama MİT’in “tamam, sen niyetini anlamaya çalış” yönlendirmesiyle karşılaşıyor.

 

Burada olayların akışının arasına girelim ve bazı değerlendirmeler yapalım. Demek ki MİT kendisine gelen O.K üzerinden iz sürmüş,  ancak saat 21:00’e kadar bilgileri ve bilginin değerlendirmesini doğrulayacak emarelere ulaşamamış. Gelişmeler daha çok  tekzibi doğruluyor. Teyidi doğrulayan bulgular henüz yok. Ama MİT hâlâ iz peşinde. “Tamam, bir şey yok, haydi herkes evine” modunda değil.

 

Faaliyet bilgisi geç alınıyor

 

Olayların akışına yeniden dönelim.  O.K. Deniz Aldemir’in yanında iken Murat Bolat arıyor. Deniz Albay O.K.’yi Bolat’ın yanına bırakıyor; yarım saat sonra gelerek “Uçuşumuz var hemen gidiyoruz” diyor. Ardından pilot bekleme odasına geçiliyor. Bu sırada O.K. faaliyet için hazırlıkları görüyor. Dışarı çıkıyor; bir yolunu bulup MİT’e bilgi aktarıyor. MİT “kışlayı terk et, kesinlikle uçuşa katılma, gelip seni alacağız” yanıtını veriyor. 15-20 dakika sonra MİT’çiler O.K.’yi alıyor.

 

MİT sonunda faaliyet olacağı bilgisine ulaşıyor. Ancak saat 21:00’den sonra. Yani bilgi teyit ediliyor. Ama bu teyit “komutan ne görev verirse onu yapacağız” teyididir. Net darbe teyidi değildir. Muhtemelen Hakan Fidan’ın alınacağına dair duyumun doğrulanmasıdır. MİT bilgi teyit edilirken çok önemli bir tutum daha takınıyor. Olayları öğrenmek için kullandığı binbaşıyı suçun işlenmesine katmıyor. “Sen faaliyetin içinde olma” diyor.

 

Darbe yine olurdu

 

Genelkurmay Başkanı, bilginin teyit edilmemesine rağmen bilgi ile orantılı şekilde önlemler alıyor; ancak gene de darbenin önüne geçemiyor. Çünkü darbe yapmak isteyenler, darbeyi engellemek isteyenlere göre daha organize, daha dikkatli, daha tedbirliler. Darbe olacağı kesin şekilde netleştirilse dahi askeri kalkışma yine olacaktı. Bazı askeri kaynaklar, “asker kışladan çıkmayacak” talimatı verilseydi darbe engellenirdi tezini öne sürüyor. Ama Genelkurmay Başkanı’nın aldığı (a) Kara Havacılık Okulu’ndaki incelemeler bitinceye kadar yurt genelinde hava araçlarının uçuşlarının durdurulması; (b) Ankara’da askeri birlik hareketliliğinin ikinci bir emre kadar durdurulması gibi son derece ciddi önlemleri görmezden geliyorlar. Ordu komutanının net talimatına rağmen uçuşlar da oluyor, hareketlilik de oluyor. Ancak erken alarm sayesinde darbenin başarılı olmasının önüne geçiliyor.

 

Binbaşı O.K. özelinde MİT’le ilgili üç dikkat çekici tutum sergileniyor.  (1) Konu gizemleştiriliyor. Böylece gündemde tutulması sağlanıyor. (2) Hakikati araştırma adı altında olgular çarpıtılıyor. (3) Mesele MİT’e ve Hakan Fidan’a yönelik bir psikolojik operasyona dönüştürülüyor.

 

Bu çabalara verilecek en doğru ve rasyonel yanıt, kurumları daha şeffaf, daha hesap verebilir, daha kapsayıcı hale getirmek olmalı.

 

- Advertisment -