Ana SayfaYazarlarPuigdemont evdeki bulgurdan mı olacak?

Puigdemont evdeki bulgurdan mı olacak?

 

Bugün İspanya’nın siyasi gündemindeki en önemli konu Generalitat (özerk hükümet) Başkanı Carles Puigdemont ve koalisyon ortağı Oriol Junqueras’ın, uluslararası hukuka ve anayasaya aykırı olmasına karşın, düzenlemeyi yarım yamalak da olsa başardıkları referandumundan bir sonraki adımı atıp atamayacakları. Referandum kampanyası boyunca hep sandıktan “evet” çıkması halinde atılmasının çok kolay olduğunu söyledikleri bağımsızlık adımı, uluslararası medyanın en azından bir bölümünün desteklemesine karşın, altını çizegeldiğim gibi, havada kalmaya mahkûm görünüyor.

 

Anayasa Mahkemesi’nin bağımsızlığın ilan edileceğinin açıklandığı Parlament’in (özek parlamento) dünkü (9 Ekim) toplantısını iptal etmesi, bugün ya da bir başka günkü toplantıda veya başka bir platformda bağımsızlık ilan edilmesine engel oluşturmuyor. Ancak bu adımın atılması Katalunya’nın fiilen bağımsız olması anlamına gelmeyecek. Bağımsız Katalunya’nın AB üyeleri başta olmak üzere, uluslararası alanda birkaç ülke dışında tanınmayacak olması bir yana, Puigdemont ve arkadaşlarının siyasi hayatlarının sonunu getirme olasılığı da var. Gelişmeler bu yönde.  

 

Barselona’da Pazar günü (7 Ekim) bağımsızlıkçılara karşı yaklaşık 1 milyon kişi sokaklara dökülerek gövde gösterisi yaptı. Gösteride atılan sloganların ve taşınan pankartların önemli bir bölümü “España somos todos", (hepimiz İspanya’yız) “viva España, viva Cataluña” ve “La unidad de España no se vota ni se negocia” (İspanya’nın birliği ne oylanır ne müzakere edilir) gibi İspanya ile Katalunya’nın birlikteliğini vurguluyordu. Bir diğer bölümü ise “golpe, no” (darbeye hayır), “Puigdemont a prisión” (Puigdemont cezaevine) ve “155 ya” (155. Md, şimdi) gibi bağımsızlıkçıların cezalandırılmasını savunan slogan ve pankartlardı.

 

Gösteriye eski ve yeni siyasetçiler de katılmıştı. Eskilerden bir dönem AP Başkanlığı yapmış, sosyalist bakanlardan Josep Borrell, Halkçı Parti PP’nin eski bakanlarından Javier Arenas, yenilerden Sağlık Bakanı Dolors Montserrat ve Yurttaşlar Partisi Ciutadans’ın genç lideri Albert Rivera dikkat çekiyordu. Borrell Puigdemont’a “ülkeyi uçuruma sürüklememe çağrısı yaparken, bağımsızlıkçı liderlere “bütün İspanyolları bir araya getirdikleri” için teşekkür eden Rivera ise erken seçimin gerekliliğini vurguladı. Puigdemont ve arkadaşları için en etkin ceza, seçmenin sandıkta keseceği fatura olurdu elbette ama siyasi çevrelerde 155. maddenin uygulanmasının da giderek ağırlık kazanmaya başladığını belirtmekte yarar var.

 

González: “155. maddeyi uygulardım” 

 

İspanya’nın dünyada eşi görülmedik demokrasiye geçiş (transición democrática) döneminin Kral Juan Carlos ve Başbakan Adolfo Suárez’in ardından 3. adamı olan eski başbakanlardan Felipe González Cumartesi günü (7 Ekim) Willy Brandt’ın 25. ölüm yıldönümü vesilesiyle bulunduğu Berlin’de gazetecilerin konuyla ilgili. sorularını yanıtladı. “Başbakan olsaydım, Katalan hükümetini anayasaya ve özerklik statüsüne aykırı davranışlarından ötürü görevden alırdım” diyen González, pasifliği ve hareketsizliğinden (inmovilismo) ötürü isim vermeden Başbakan Rajoy’u eleştirdi.

 

Konuyla ilgili yazılarımda belirtmiş olduğum gibi, Anayasanın 155. maddesi, bir özerk yönetime karşı “yasalara ve İspanya’nın genel çıkarlarına aykırı davranması halinde” bazı olağanüstü önlemler alınmasını öngörüyor. Kamuoyunda özerklik statüsünün askıya alınması olarak bilinen bu madde üzerine yazılan çizilen çok. Öyle ki maddenin ayrılıkçı bir özerk topluluğa asker gönderilmesine bile cevaz verdiğini öne sürenler var. Ancak 155. maddeyi böylesine aşırı bir müdahaleye elverir gibi yorumlamak doğru değil.

 

Prof. Mariano Bacigalupo’nun altını çizdiği gibi, Alman Temel Yasası’nın 37. maddesinden esinlenen bu madde ayrılıkçı özerk topluluğun statüsünün veya organlarının askıya alınmasını öngörmüyor. Amaç, zorlayıcı önlemler almak suretiyle özerk topluluğun anayasaya uymasını sağlamak. Ama Temel Yasa’nın 37. maddesinden farklı olarak anayasaya aykırı her girişimde değil, sadece toprak bütünlüğünün bozulması gibi İspanya’nın genel çıkarlarının ciddi şekilde çiğnenmesi halinde uygulanıyor. Bu nedenledir ki bu madde, Almanya’daki 37 madde gibi, İspanya’da bugüne kadar kullanılmış değil. 

 

155. maddenin uygulanması için Senato’nun üçte iki çoğunluğunun onayı şart. Bugün Senato bu maddeyi işletebilecek çoğunluğa sahip. O bakımdan González ’in önerisini uygulamak mümkün görünüyor. Felipe González, devlet düzeyinde temsil edilmemesinden ve kimsenin kendisinden görüş sormamasından gazetecilere dert yanıyor. Yapılması gerekeni yaptığı takdirde hükümete destek vereceğini belirten eski Başbakan, bağımsızlıkçıların söz konusu yasadışı girişiminin bedelini mutlaka ödemeleri gerektiğinin de altını çiziyor.

 

1982’den 96’ya kadar iktidarda kalarak İspanyol demokrasisinin konsolidasyonunu sağlamış olan PSOE’nin (Sosyalist İşçi Partisi) eski ekolü, Felipe González gibi, bu konuda Başbakan Rajoy’dan çok daha sert önlemler alınmasını savunuyor. Uzun yıllar Başbakan yardımcısı olarak González hükümetlerinde görev yapmış olan Alfonso Guerra da bugünlerde medyaya verdiği demeçlerde Katalunya’da olup bitenlerin “darbe” olduğunu, “darbecilerle müzakere edilemeyeceğini” vurguluyor. Örneğin önceki gün Onda Cero’ya verdiği mülakatta PSOE’nin 155. maddenin uygulanmasından yana tutum alması gerektiğinin altını çizmişti.

 

Temsilciler Meclisi’nin 4. siyasi gücü Katalan kökenli liberal Ciutadans’ın genç lideri Albert Rivera da 155. maddenin uygulanmasından yana görüş belirtiyor. Rivera daha bir hafta önce Başbakan Rajoy’dan bu maddenin uygulanmasını talep etmişti. Maddenin meşru ve demokratik olduğunu vurgulayan Rivera’nın bu yazıyı kaleme aldığım sıralarda bu talebini yinelemesi bekleniyor.

 

Özetlemek gerekirse Puigdemont ve arkadaşlarının boynuna geçirilen baskı halkası giderek sıkılıyor. Bağımsızlık ilan etmesi halinde anayasanın 155. maddesinin uygulanma ve bu bağlamda Puigdemont ve arkadaşlarının görevden alınma olasılığı giderek artıyor. Bu olasılıkta erken özerk parlamento seçimlerinin gündeme gelmesi kaçınılmaz. Her şey şimdilik Puigdemont ve bağımsızlıkçı arkadaşlarının elinde. Bugüne kadar olduğu gibi İspanya’ya meydan okumaya devam etmesi halinde bir sonraki yazımın yayımlanacağı Cuma gününe kadar Katalunya’nın bağımsızlığı 155. maddenin uygulamaya koyulmasıyla gündemden düşmüş olabilir.        

  

 

  

- Advertisment -