Seçime sayılı günler var. İktidar için de muhalefet için de her gün altın değerinde artık. Hiçbir dakikası boş işlerle, gereksiz polemiklerle geçirilmesin diye tüm önlemler alındı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, parti teşkilatlarına “Ev ev, kapı kapı gezmezseniz, seçmeni AK Parti’ye çekmezseniz benden değilsiniz” resti çekti. Mecliste AK Partililer işlerinin bu kez daha zor olduğunu, merkezdeki ve sahadaki partililer için strateji üstüne strateji geliştirdiklerini açık açık söylüyor.
Altılı Masa, masada herhangi bir kriz ya da çatlak görüntüsü olmasın diye tüm gücüyle çalışıyor. Altı lider de partisine “Masa kaybederse herkes kaybeder” tembihinde bulunuyor. Her gün güncelleniyor bu tembih. Hangi partiliyle konuşsanız dikkati elden bırakmayan tavırlar, sözler dikkat çekiyor.
Ortak cumhurbaşkanı adaylığı, cumhurbaşkanının kaç yardımcısının olacağı, hangi bakanlıkları hangi partinin alacağı, milletvekili listelerinin nasıl oluşturulacağı konusunda uzlaşma olmadıkça yorum yapmamak, derin analizlere girmemek, Altılı Masa’daki her partinin kırmızı çizgisi adeta. “Konuşursan ölürsün” talimatı büyük yerden. Kimden? Liderlerden.
İşte böyle bir ortamda Altılı Masa İyi Parti’nin ev sahipliğinde toplandı. Ama tam da toplantı günü ve toplantının başlamasından hemen önce İyi Parti lideri Meral Akşener’in A takımından, Akşener’in “ağabey” diye bağrına basıp, kendine en özel yol arkadaşı kıldığı isimlerden Cihan Paçacı ne yaptı?
Cihan Paçacı’nın ne yaptığı ve neden yaptığı sorusu belki günlerce gündemde kalmayacak ama bu sorunun yanıtına ilişkin teoriler, temenniler, beklentiler hem Altılı Masa’nın hem de İyi Parti’nin geleceğini etkileyecek.
Sorunun bir basit yanıtı var: Cihan Paçacı, gazeteci Nagehan Alçı’yla Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayının kim olabileceğini, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığının İyi Parti’de nasıl değerlendirildiğini konuştu.
Akşener’in ilk tepkisi: Bu nasıl laf
“Konuşsun, konuşsun da. Kemal Bey adaylıkta diretirse İyi Parti de kendi adayını çıkarabilirmiş. Bu nasıl laf?”
Cihan Paçacı’nın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı İyi Parti’deki olumsuz yaklaşımı anlatırken kullandığı ifadelere Akşener’in ilk tepkisi işte böyle oluyor. Ve bu tepkiyi Altılı Masa toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözlerinin içine bakarak dile getiriyor Akşener.
Başından beri seçimin ilk turda, tek adayla kazanılmasını isteyen ama yine başından beri “kazanacak aday” vurgusu yapan Akşener, mesajlarının kendi partisinde “çoklu aday” algısı yaratacağını hiç hesaba katmadı belki. Olamaz mı?
Dün çok konuşuldu, üzerine spekülasyonlar yapıldı ama bu konuşmaların içinden doğru olanları benim edindiğim siyasi kulis bilgisinin süzgecinden geçirerek şöyle yazabilirim:
Akşener, Cihan Paçacı’nın açıklamalarından Altılı Masa toplantısı sırasında haberdar oluyor. Altılı Masa’nın iletişim uzmanları liderlere günün gelişmelerine ilişkin bilgi notu iletiyor. Akşener’in ve Kılıçdaroğlu’nun önünde aynı bilgi notu dikkat çekiyor. Her ikisi de Paçacı’nın açıklamalarının yer aldığı köşe yazısının ve bu yazıya gelen sosyal medya tepkilerinin çıktılarından oluşuyor.
Bugün baktık. Alçı’nın yazısı 10:53’te Habertürk internet sitesine düşmüş. Altılı Masa da saat 12’de toplandı. Bu arada Akşener’in yazıdan haberdar olmaması mantıklı. Zaten Paçacı, Kılıçdaroğlu’nu masa toplantısı için İyi Parti’de karşılama ekibinde yer aldı. Yüzü gülüyor görüntülerde. Paçacı, Altılı Masa toplantısı sürerken partideki kurumsal iletişim başkanlığı görevinden istifa ettiğine dair yazılı açıklama yapıyor, partinin basın sorumlusu Murat İde de bu açıklamayı hemen gazetecilerle paylaşıyor.
Paçacı bunu niye yaptı?
Paçacı’nın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına İyi Parti’deki olumsuz yaklaşımı anlatmak için neden Altılı Masa toplantısının yapıldığı günü seçtiğine ve neden Akşener’in dahi kabul edemeyeceği ifadeler kullandığına dair çok sayıda spekülasyon var Ankara kulislerinde.
Elbette ki çok deneyimli, Altılı Masa’nın kazanması için Akşener’le sabah-akşam mesai harcayan Paçacı, sözlerinin tepkiyle karşılanacağının farkındaydı. Amacı, partideki havayı yansıtmaktı. Ama bunu yaparken uzlaşmacı tutumunu öne çıkarması gerekiyordu.
Bu görüşler hem İyi Parti’de hem de CHP’de öne çıkan ve gazetecisinden siyasetçisine makul bulunan görüşler. Sonrası için öngörüler ne kadar doğru, onu elbette zaman gösterecek. “Paçacı, kötü polis olup Kılıçdaroğlu’na operasyon çekti. Aslında Akşener’in dediğini yaptı. Planlı bir operasyon yürüttü” diyen de var; “Akşener’in İyi Parti’deki kontrolünü, elini zayıflattı. Kılıçdaroğlu’ndan yana olursan bizi kaybedersin mesajı verdi” diyen de var.
Altılı Masa’nın toplantısından çıkan metinde, ortak cumhurbaşkanı adayı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritası üzerinde henüz uzlaşma sağlanamadığı görüldü. Kimisinin pazarlık dediği ama müzakere denildiğinde işin aslının daha iyi anlaşıldığı bu sürecin Altılı Masa’yı zorlamaya devam edeceği açık. Bu süreçte CHP ile İyi Parti arasındaki “aday ve yol haritası” gerilimi derinleşebileceği gibi uzlaşmayla da sonuçlanabilir. Ama nasıl bir uzlaşma?
CHP’de de İyi Parti’de de “Tüm yollar Kılıçdaroğlu’na çıkıyor” diyenlerin sesi daha fazla çıkıyor ama Paçacı’nın açıklamalarıyla yaşanan gerilimden sonra “Hiçbir şey kesin değil” sancısı da dalga dalga yayılıyor.
Çarşamba günü İyi Parti meclis grubunda konuştuğum Paçacı’yla 31 Ocak Salı günü Serbest TV’de yayın yapmak için anlaşmıştık. İstifasının ardından yayını iptal etmeyeceğini umuyorum ama sanmıyorum. Keşke konuşsa. Aklımın bir köşesindeki saf yanımın düşündüğü gibi düşünse: Şeffaf bir şekilde İyi Parti’de olanları anlatıyor, Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı ve ortak yönetim arayışındaki müzakereleri şeffaflıkla paylaşıyor. Paylaşmaya da devam edecek.
İşte siyaset Türkiye’de böyle olmuyor. İşler şeffaf yürümüyor. Cihan Paçacı partideki görevinden istifa etti, partiden değil. Bu yüzden filmin devamı var kesin. Spekülasyondan uzak kulis bilgilerini takip etmeye devam.