Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, son günlerde çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden yoğun tehdit alıyor. Türkiye Barolar Birliği ile 81 Baro Salı günü ortak bir açıklama yaparak tehditçilerin yakalanıp cezalandırılmasını istemişti.
Eren ve ailesine yönelik tehditlerden bazıları şöyle:
Nahit Eren tehdit sahiplerinin kullandığı sembollerin 90’lı yıllardaki paramiliter güçleri anımsattığını söylüyor:
“Zaman zaman sosyal medya üzerinden ya da kişisel hesaplarıma mesaj yoluyla tehditler geliyordu. Ama tehditler özellikle kamuoyuna mal olan sorun alanlarına ya da takip ettiğimiz toplumsal davalara ilişkin açıklamalarımızdan sonra yoğunlaşıyordu. Tabii bu, bu döneme özgü bir şey değil. Diyarbakır Barosu başkanları geçmişten beri ülkenin temel sorun alanlarına yönelik düşüncelerini ya da çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştıkları süreçlerde bu tür saldırılara maruz kalıyordu.
“Bu anlamda bu saldırıların kurumsal çalışmalarımızdan kaynaklı olduğu kanaatindeyim. Tabii yeni de olmadığını bir kez daha tekrarlamak istiyorum.
“Tehditler açık kaynaklardan olmayan bilgiler içeriyor. Şöyle ki; bana ait ve tamamen kişisel kütük kayıtlarım, kimlik bilgilerim, TC numaram, mail adreslerim bir şekilde belli bir formatta paylaşılmıştı. Bu açıdan da evet salt açık kaynaklardan elde edilen bilgiler değildi. Kimin, ne şekilde elde ettiği konusunda tabii ki bir hukukçu olarak şimdiden bir şey söylemem doğru değil. Soruşturma aşamasında muhakkak suretle bunlar tespit edilecek. Ancak şunu söyleyebilirim: Kimlik bilgilerimin paylaşılmış olduğu tweet’lerde çok sistematik bir şekilde belli kamusal alanlarda kullanılan formatlarda bir ekran görüntüsü vardı. Daha doğrusu bir sistematiği vardı. Bu açıdan şüpheler uyandırıyor mu? Evet uyandırıyor.
“Ama dediğim gibi daha çok açık kaynaklardan elde edilen bilgilerin de var olduğunu söyleyebilirim. Ben zaman zaman bu tür tehditlere maruz kalıyordum. Ama son paylaşımlarda özellikle aile bireylerimin, akrabalarımın kişisel bilgilerinin, fotoğraflarının paylaşılıyor olması tehditlerin ciddiyetini daha da arttırdı.
“Önce kamusal olarak Diyarbakır Barosu Başkanı olarak katılmış olduğum, yapmış olduğum çalışmaların bir şekilde manipüle edildiğini, kriminalize edildiğini gördük paylaşımlarda. Bir şekilde yapmış olduğumuz resmi çalışmaların adeta kişisel ve farklı amaçlarla, farklı örgütsel amaçlarla yapıldığı yönünde bir algı geliştirilmiş.
“Bu algı çalışmasından sonra aile bireylerinin kişisel bilgileri, okul bilgileri paylaşıldı ve bunlar üzerinden belli çevrelere, özellikle belli milliyetçi çevrelere hedef gösterildiler.
“Ama en önemlisi şu: Bunların sıradan hesaplar olmadığını anlayabiliyoruz. Çünkü hesap isimlerine baktığımız zaman çoğunun 1990’lı yıllardaki paramiliter güçlerin yani JİTEM dediğimiz birçok faili meçhul cinayetten sorumlu tutulan yapıların sembollerini taşıdığını görüyoruz; o dönemde bu yapı içerisinde yer alan kişilerin adları üzerine açılmış hesaplar bunlar. Örneğin, Arif Doğan ismi kullanılıyor. Cem Ersever’in fotoğrafları kullanılıyor. Bunlar 90’lı yıllarda herkes tarafından bilinen ve bu dediğimiz resmî olmayan güçlerin sembol isimleri.
“Nasıl bir risk üstlendiğimi biliyorum”
“Biliyorsunuz Diyarbakır Barosu başkanı Tahir Elçi de yaptığı çalışmalardan dolayı hedef gösterildi. Bir müddet sonra hakkında soruşturmalar açıldı ve maalesef Dört ayaklı Minare’nin önünde katledildi. Bu görevi, bu sorumluluğu üstlendiğimiz zaman aslında nasıl bir risk üstlendiğimizi biliyordum, risklerinin farkında olan biriyim. Ancak olayın sizin dışınızdaki insanlara, çocuklarınıza, eşinize ya da yakınlarınıza sirayet etmesi, onların da bu sürece dahil edilmesi onlar adına bir tedirginlik yaratıyor.
“Bu tedirginliğin nedeni geçmiş pratikler. Türkiye’de maalesef belli dönemlerde ülkede provokasyon amaçlı ortaya çıkan yapıların, karanlık odakların olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve Türkiye bir seçim sürecine de girdi.
“Tabii henüz daha bu şahıslar tespit edilmeden çok büyük anlamlar yüklemek de istemiyorum. Ancak Türkiye’de bu tür sosyal medya paylaşımlarının dikkate alınmadığı, önemsenmediği süreçlerden sonra ciddi bedellerin ödendiğini, suikastların yaşandığını da biliyoruz.
Seçim süreci ve bu süreçte giderek sertleşen kutuplaşma ister istemez tedirginliğin boyutunu da artırıyor. Bu tür yapıların, amaçları doğrultusunda her şeyi yapabileceklerini de geçmişte gördük. Tabii bunun önüne geçmek, yargı makamlarının görevi. Bir an önce etkin bir soruşturmayla bu tür paylaşımları yapan kişilerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılması gerekiyor. Tehditlerin kamusal alana taşınmasından sonra soruşturma makamlarının bizlerle kurmuş olduğu temaslara bakarak sorumlu kişileri tespit etme adına bir isteklerinin, arzularının olduğunu söyleyebilirim. Tabii Türkiye’deki 81 baronun, Türkiye Barolar Birliği’nin, Diyarbakır’daki sivil toplum meslek örgütlerinin, siyasi parti temsilcilerinin destek ve dayanışma duyguları da çok önemliydi. Kamuoyunda, toplumda, sivil toplumda, meslek örgütlerinde geçmişte yaşanan acı deneyimlerin bir daha yaşanmaması için samimi bir refleks gösterildi ve dayanışma duygusu ortaya konuldu. Diyarbakır Barosu başkanı olarak bu dayanışma ve destekten dolayı herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.’’
Baroların ortak bildirisi: “Yeni bir Ali GÜNDAY vakası, tekrar edecek bir Tahir ELÇİ acısı yaşamak istemiyoruz!”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 81 ilin baroları Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren’e yöneltilen tehditlere ilişkin ortak açıklama yaptı.
“Son zamanlarda Av. Nahit Eren’in sosyal medya üzerinden ölümle tehdit edilmesi kabul edilemez, yeni bir Ali GÜNDAY vakası, tekrar edecek bir Tahir ELÇİ acısı yaşamak istemiyoruz!” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Demokrasi iklimi ve hukukun üstünlüğü şemsiyesi altında mücadelenin ancak ve yalnızca fikirle olabileceğini kabul eden, şiddetin her türlüsüne ve masum insanların alçakça ölümle tehdit edilmesine sonuna kadar karşı çıkan bizler, kolluk güçleri, adli makamlar ve bütün organlarıyla devleti ciddiyete, olayın üzerine hassasiyetle gitmeye ve failleri derhal bulup cezalandırmaya davet ediyoruz.
“Yeni acılar, yeni trajediler yaşanması istenmiyorsa; geç kalınmadan ilgilileri görevlerini yapmaya çağırıyoruz.
“Karanlık güçlerin tehditleri karşısında aşağıda imzası bulunan Türkiye Barolar Birliği ve Barolar olarak Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit EREN’in yanında olduğumuzu ve tereddütsüz biçimde destek verdiğimizi kamuoyuna duyururuz.”