CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Değişmeyen hiçbir şey yok. Her şey değişir zaman içerisinde.
“Zaten hepimiz değişiyoruz. Hiçbirimiz hiçbir yerde sabit kalma şansımız yok. Hukukun öngördüğü, parti içinde kural, gelenek, tüzüğün öngördüğü kurallar için elbette değişir. Biz lider partisi değiliz.
“Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Şu anda mahalle delege seçimleri yapılıyor. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor.
“Genel başkan elbette ki değişir. Benim genel başkan olduğum dönemde de genel başkan adayları çıktı, demokratik yarıştık. Bunların olması demokrasinin gereğidir.
“Geçen yerel seçimlerde başarı kaydetmedik mi? Belli ki başarı elde ediyoruz. Niye her seçimde yenilgi? Yerel seçimlerde başarı elde ettik. 11 büyükşehir belediyesi CHP tarafından yönetiliyor. Bunu yenilgi olarak anlatıyorlar.
“PM karar verecek ‘şu tarihte kurultay olsun’ diyecek. Benim yaklaşımım yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.
“Ben hiçbir delegeyi seçmem. Ben hiçbir il başkanına ‘şunları delege yap, şunları delegelikten çıkar’ diyemem. Bunları derseniz il başkanına hiçbir şey diyemezsiniz. Böyle derseniz örgüt, delege sizi esir alır.
“Arkadaşlar ‘ben genel başkan olacağım’ derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insalar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez.
“İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM’ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir.
“CHP’de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM’de MYK’yı veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem.
“Seçim sonuçlarını yenilgi olarak görmüyorum. Biz kazanamadık. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz.
“Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bir seçimde sahtekârlık yapılıyorsa ve seçim meydanında gösteriliyorsa. Başta Yeni Şafak gazetesinin yaptığı gazetecilik midir, ahlâk mıdır? Daha sonra Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi.
“Biz devletin kullandığı bütün imkanlara, yapılan sahtekârlıklara rağmen 25 milyon insanın oyunu aldık. 25 milyon insanın kullandığı oyu yenilgi olarak tanımlayamazsınız.
“25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi? Yüzde 60’a 40 olsa yenilgidir.
“Kandil’den ‘Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum’ açıklaması kimin işine yarar, Erdoğan’ın. Terör örgütünün saldırısına uğrayan genel başkan nasıl terör örgütü ile yanyana getirilir. Çadır mahkemeleri kuran ben değilim.
“Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Gördüğümde, etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar vardı.
“Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herkes AK Parti’yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti’de olsa suç. Adamı llinç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler.
“(‘Disiplin Kurulu’na gönderecek misiniz’ sorusu üzerine) Hayır.
“Özdağ’la aramızda bir protokol vardı. (‘Üç bakan ve MİT Başkanlığı’nı içeriyor muydu’ sorusu üzerine) Protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil.
“Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil.
“(‘Faik Öztrak neden yok gibi konuştu’ karşılığı üzerine) Öztrak protokolü bilmiyor ki. Danışman dahil kimse bilmiyor.
“Sayın Özdağ ile, sayın Oğan ile yaptığım görüşmelerle ilgili altı liderin haberi vardı.
“Erdoğan’ın malvarlığı dolayısıyla Trump tehdit etti. ‘Senin mal varlığını açıklarım’ dedi. Erdoğan bir şey söyledi mi? Reuters’in haberi çıktı. İsveç’in NATO’ya girişini onaylamadan önce. Bilal Erdoğan’la ilgili. Yalanlandı haber. Reuters ‘Ben haberimin arkasındayım’ dedi. Arkasından gitti İsveç’te ne yaptı? NATO’ya girişine ‘evet’ dedi.
“Biz baştan beri NATO’nun genişlemesini istiyoruz zaten. O zaman ne diyorlardı Yeni Şafak dahil olmak üzere ‘İsveç’in temsilcisi Kılıçdaroğlu’ diyorlardı. Şimdi ne oldu? Ben doğruyu söyledim linç edildim. Erdoğan geldi aynı şeyi yaptı, devletin itibarını yerle bir etti.”