Gazeteci Tolga Şardan, T24’teki yazısında Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş suikastıyla ilgili ulaştığı yeni bilgileri yazdı.
Şardan’ın yazısının ilgili bölümü.
Kaderin garip tesadüfi mi demek gerekir doğrusu bilemiyorum; Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu dönemde genel sekreterliğini yürüten Çağrı Ömer Özdemir, Ateş’in öldürüldüğü dönemde görev başındaki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın akrabası.
Kaynaklarım, Özdemir ile Yılmaz’ın “kuzen” olduğunu aktardı. Ülkücü camiaya ve MHP Genel Merkezi’ne yakınlığıyla bilinen Yılmaz, aynı zamanda Ateş’i birebir tanıyan isim. Kimi zaman Ateş’le uzun sabah yürüyüşleri yapacak kadar yakın olduğu biliniyor.
Böylesi yakınlıkların tesis edildiği ortamda, Ateş gibi kendi camiasında etkili bir isme yönelik silahlı saldırının gerçekleştirilmesini planlayanların gözünün nasıl döndüğünün açıklaması ne şekilde olabilir?
Sürecin öncesinde dosyayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer’in bilgisine başvurduğu isimler arasında yine Ateş’e yakın olan ve Ülkücü camia içinde bilinen isimler yer aldı.
Ateş’in yakını olan Ömer Zengin, geçtiğimiz günlerde yaşadığı Almanya’dan gelerek gerek cinayet konusunda gerekse Ateş’in öldürülmeden önce yaşadıkları konusunda Başsavcı Vekili Özer’e bildiklerini aktardı.
Özer’in “bilgi sahibi” sıfatıyla bilgi aldığı diğer bir isim ise, yine Ateş döneminde Mersin Ülkü Ocakları Başkanlığı’nı yürüten Çağrı Ünel.
Mersin’de kendisine yönelik saldırıda Ülkücü camiadan Emrullah Kaplan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan ve yerel mahkemenin hapse mahkum ettiği Ünel, bulunduğu cezaevinden Başsavcı Vekili Özer’in sorularını yanıtladı.
Ünel, ifadesini SEGBİS üzerinden verdi. Ve bu ifade de diğerleri gibi dosyaya konuldu.
Ayrıca az önce okuduğunuz bölümde belirttiğim üzere, Ateş’in Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu dönemde sağ kolu olan Genel Sekreter Çağrı Ömer Özdemir de, Zengin ve Ünel gibi Başsavcı Vekili Özer’in süreçle ilgili sorularını yanıtladı.
Dosyadaki gizlilik kararı sebebiyle ifadelerdeki anlatımları Büyüteç üzerinden aktarmanın yaratacağı hukuki sıkıntıyı göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu nedenle detaylara “şimdilik” yer veremiyorum.
Ancak; alınan bazı ifadelerde ortaya konulan isimlerin ve anlatımların, savcılığın yaptığı soruşturmada ulaştığı kişiler ve süreçle örtüştüğü ipucunu verebilirim.
Ve asıl önemlisi, savcılık topladığı veri ve delillerle, sürecin tamamına hâkim konuma geldi. Aldığım bilgiye göre, savcılık iddianame yazımı aşamasına geldi.
Fakat dosyadaki kimi deliller ile bilgilerin “güçlü” olması, bazı “siyasi sebeplerin” devreye girmesine neden oldu. Buna bağlı, dosyanın el değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz.