13 Temmuz 2016 günü Yalova Kartal İskelesi’ne yanaşan Cemile Ketenci gemisini, kıyıda karşılama töreni için şehrin protokolü bekliyordu. Teknenin güvertesinden kıyıdakileri selamlayan genç askerler, her yıl temmuz ayında beş haftalık 'Tatbiki Eğitim Kampı' için Yalova’daki Hava Meydan Komutanlığı’na gelen Hava Harp Okulu öğrencileriydi.
http://www.hurriyet.com.tr/hava-harp-okulu-ogrencileri-yaz-egitim-kampi-icin-yalovada-37308335
“2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılı Askeri Okullar Çalışma Takvimi”nde belirlenmiş kamp programı kapsamında Yeşilköy’deki Hava Harp Okulu’nun 4'üncü sınıf öğrencileri uçuş eğitimi için İzmir Çiğli’ye, 3'üncü sınıftaki 143 öğrenci paraşüt eğitimi için Ankara’ya gitmiş, 1, 2, ve 3'üncü sınıflarda okuyan 70’i yabancı 785 Hava Harp Okulu öğrencisi ise Yalova’ya gelmişti.
İddianamede yer alan Hava Harp Okulu Tatbiki Eğitim Kampı Yönergesi’ne göre kamplarda “teçhizatlı veya teçhizatsız olarak planlı (hayatı idame eğitimleri, gece yürüyüşleri vb.) ve plansız gece eğitimleri icra edilmekte, yine Yalova Tatbiki Eğitim Kampı Öğrenci Alay Komutanlığı Uygulama Emrine göre ise kampta “Cumartesi ve Pazar günleri saat: 09.00-12.00 saatleri arasında çadırlar bölgesi” dışında cep telefonu ve radyo, vb elektronik aletleri kullanmak yasaktı.
* * *
13 Temmuz günü her yıl olduğu gibi Yalova iskelesindeki törende Hava Harp Okulu öğrencilerini karşılayan protokoldekilerden Taşköprü Belediye Başkanı Nedret Gülen’le öğrencilerin komutanı arasında ilginç bir konuşma geçmişti:
“Her yıl Temmuz ayında Hava Harp Okulu öğrencileri Hava Meydan Komutanlığına kamp için gelirler ve belirli bir dönem burada kamp yaptıktan sonra tekrar okullarına geri giderler. Hava Harp Okulu Öğrencileri ile gelen rütbeli subaylar arasından ben bir tek Hüseyin Ergezer' i tanırım. Kendisi ile 2015 yılında yine öğrenciler ile geldiğinde tanışmıştım. Kendilerinin zaman zaman belediyemizden talepleri olurdu. Bizde belediyemizin imkânları çerçevesinde bir takım taleplerini yerine getirmeye çalışırdık. Karşılama programı bittikten sonra ben Hüseyin Ergezen’le el sıkıştım ve bir istekleri olup olmadığını sordum. Bana "Başkan yine önceki yıllarda olduğu gibi bize otobüs lazım olacak, 15 Temmuz Cuma gününü cumartesiye bağlayan sabah saat: 04.00’da bize 4-5 otobüs gönder yeter" dedi. Ben de kendisine “O saat çok erken değil mi” dedim. O da bana "Öğrencilerin gezecek çok yerleri yar" dedi.”
Belediye Başkanı, 15 Temmuz akşamı darbe haberlerini duyar duymaz, o otobüsleri iptal ettirdi.
Peki, Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olan Kurmay Albay Hüseyin Ergezen, 03.00’de başlayacak darbe için neden 04.00’de Yalova’dan İstanbul’a hareket edecek otobüs istemişti? Darbenin en kritik ilk saatlerini kaçırmış olmazlar mıydı?
Bu sorunun ve darbe girişiminde Hava Harp Okulu ve öğrencilerinin rolünü anlamak için iddianamede ayrıntılarıyla anlatılan darbe hazırlıklarıyla ilgili kronolojiye biraz daha yakından bakmalıyız.
* * *
Darbecilerin atama listesine göre Albay Hüseyin Ergezen, TRT İstanbul Müdürü olacaktı. Hava Harp Akademisi’ndeki sıralı komutanları olan Hava Harp Okulu Dekanı Kurmay Albay Ahmet Gümüş, İş Bankası Genel Müdürü, Hava Harp Okulu Komutanı Tümgenaral Fethi Alpay ise İstanbul Valisi.
Peki, bu kadar kritik görevlere getirilen Hava Harp Okulu’nun üç komutanı darbe haberini ne zaman almıştı? İddianame bu sorunun cevabıyla birlikte, darbenin nasıl organize edildiği hakkında da önemli bilgiler veriyor.
Darbe hazırlıklarıyla ilgili daha önceki iddianamelerden bildiklerimizi özetlersek; hazırlıklar 1 Kasım 2015 seçimlerinden sekiz gün sonra başlamıştı. İlk toplantılar sivil imamlar ve her kuvvet komutanlığını temsilen üst düzey dar bir komutan kadrosuyla yürütüldü. Darbenin son planlaması ise 6-7-8-9 Temmuz 2016’da, Ramazan Bayramı tatilinde Ankara Konutkent’teki bir villada yapıldı. Adil Öksüz başkanlığındaki bu seri toplantılara, sivil imamlar ile birlikte Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk Harmancık gibi kritik komutanlar katıldı. Ardından 11 Temmuz’da son görüşmeler için Adil Öksüz ve Kemal Batmaz ABD’ye uçtular.
İstanbul’daki darbe hazırlıkları için ilk toplantılar da darbeden sadece 4 gün öncesinde başlamıştı. Bunu iddianamede yer alan Harp Akademileri öğretim üyesi Yarbay Murat Yanık’ın uzun ve ayrıntılı ifadesinden öğreniyoruz.
Ankara’daki 28'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına atanan Yanık, “erken katılış” işlemleri için devre arkadaşı olan Tabur Komutanı tarafından 11 Temmuz’da Ankara’ya çağrılmıştı. Herhalde geride iz bırakmamak için uçakla değil otobüsle İstanbul’dan Ankara’ya gitmiş. Kendisini AŞTİ’de karşılayan arkadaşı onu Keçiören’de halen firari olan Neşet ve Meral Gülener çiftinin (ki Neşet Gülener’in Bylock kullancısı olduğu tespit edilmiş) evine götürmüştü.
Evde Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Orhan Yıkılkan ve 28. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Kalyoncu ile karşılaşan Yanık, toplantının amacını da halen firari olan Kalyoncu’dan duymuş; “Yönetime el koyacağız, darbe hazırlığı için çalışıyoruz.”
Tabii ki daha öncesinde sivil imamından duyup duymadığını bilmiyoruz.
İfadeye göre Ankara’daki darbe hazırlıklarının konuşulduğu toplantı sabaha kadar sürmüş. Yanık, geceyi bu evde geçirmiş. Öğlene doğru uyandırılıp Batıkent’te başka bir eve götürülmüş.
İstanbul’daki darbe hazırlıklarıyla ilgili ilk toplantı 12 Temmuz günü Batıkent’teki evde Kara Kuvvetleri Kurumsal Gelişim Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli başkanlığında yapıldı.
Düzenli, Akıncı Üssü’nden İstanbul’daki darbeyi yöneten, sivillere ateş emirlerini veren kişi. Batıkent’teki toplantıya katılan diğer isimlerse bu emirlerin verildiği Yurtta Sulh Biziz whatsapp Grubu’ndan adlarını öğreneceğimiz Kurmay Albay Uzay Şahin, Cizre ilçesi Garnizon Komutanı Kurmay Albay Onur Özden, grubu kuran binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu. Murat Yanık ifadesinde “İstanbul ile ilgili planlamayı ilk defa benimle birlikte Uzay Şahin ve Murat Çelebioğlu’nun bu toplantıda öğrendiğini ya da bilgi sahibi olduğunu gözlemlerimden anladım” diyor.
Bizim cevabını aradığımız sorular için esas kritik yer ise ifadenin şu bölümü “O gün gece yarısına kadar Kurmay Albay Muzaffer Düzenli bize İstanbul Bölgesi ile ilgili yapılan genel planlamada; Anadolu Yakasındaki belirlenen nokta ve bölgelerin 2. Zırhlı Tugay, 23. Motorlu Piyade Alay ve Piyade Okulu ile Kuleli Askeri Lisesi tarafından kontrol edileceğini, Avrupa Yakasında ise 66. Mekanize Piyade Tugayı, 6. v e 47. Motorlu Piyade Alayı tarafından kontrol edileceğini anlattı. Bu anlatım esnasında İstanbul şehir haritasında Hava Harp Okulu tarafından kontrol edilecek noktalar hariç tüm noktalar fosforlu kalemle işaretliydi. Bunlar hatırladığım kadarıyla Anadolu yakasında; Sabiha Gökçen Havalimanı, köprülerin Anadolu ayaklan, Türk Telekom Genel Merkezi, TEM ve E-5 bağlantı yollarının bulunduğu birkaç nokta, Üsküdar Çevik Kuvvet, Avrupa yakasında ise; Atatürk Havalimanı, Bayrampaşa Çevik Kuvvet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü gibi kritik noktalardı. Bu birliklerin kontrol edeceği nokta ve bölgelerin dışındaki bölgelerin Hava Harp Okulu tarafından kontrol edileceğini söyledi.”
* * *
Ardından Murat Yanık, Murat Çelebioğlu ve Uzay Şahin 13 Temmuz’da İstanbul’a döndüler. 13-14 Temmuz günleri 2. Zırhlı Tugay, 66. Zırhlı Tugay, Harp Akademileri ve Hava Harp Okulu’nda Ankara’daki planlamanın devamı olan darbe toplantıları yapıldı. Bu toplantıların ikisine Muzaffer Düzenli, birine de Gökhan Sönmezateş katıldılar. İddianameye göre 66. Zırhlı Tugay Komutanlığındaki toplantıda tugay komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit’in talimatıyla Kurmay Yüzbaşı Özkan Özgenç’in Avrupa yakasında gözaltına alınacak siviller için kurduğu özel ekip hakkında bilgi verildi. İddianameye göre bu özel ekibin gözaltı listesinde Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Kadir Topbaş, Mehmet Müezzinoğlu ve Fatih Saraç’ın da aralarında olduğu isimler vardı.
İddianamedeki kamera kayıtları ve ifadelere dayandırılan bilgilere göre İstanbul’daki darbe hazırlıkları darbeden dört gün önce başlamıştı. Hava Harp Okulu öğrencilerinin bu görev dağılımındaki rolü ise Valilik, Emniyet, Köprüler gibi kritik yerler dışındaki hedeflerin kontrol altına alınmasıydı. Herhalde bu yüzden Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olan Kurmay Albay Hüseyin Ergezen, belediye başkanından 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece saat: 04.00’te İstanbul’a gitmek üzere otobüsler istemişti.
Peki, darbe hazırlıkları sürerken 784 Hava Harp Okulu öğrencisinin bulunduğu Yalova’daki kampta neler yaşanmıştı?
* * *
İddianamedeki kampta görevli erlerin vermiş olduğu ifadelere göre 14 Temmuz akşamı kampın komutanı Hüseyin Ergezen ve üç filo komutanı (binbaşılar Ali Akkaş, Gazi Odacı ve Ferhat Günay) gece yarısına süren dar kapsamlı bir toplantı yapmışlardı. İfade veren erler toplantıdaki gizliliği “Toplantı esnasında hiçbir şekilde kendilerine kimseyi yaklaştırmadılar. Çay ve kahve götürdüğümüzde belirli bir mesafeden gelip kendileri aldılar” diye anlattılar. Erler ve öğrenciler Ergezen’in o iki gün içinde birkaç defa daha İstanbul’a gelip gittiğini söylediler.
15 Temmuz günü Yalova’daki kampın çok önemli bir misafiri vardı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Hava Harp Okulu Komutanı Fethi Alpay’la birlikte daha önceden planlanmış bir ziyaret kapsamında öğrencilerle bir araya gelmek ve kampta yaptırılan havuzun açılışı için sabah saatlerinde Yalova’ya geldi. Öğrencilere “disiplin” üzerine kısa bir konuşma yapan Ünal, öğleden sonra 16.00’da İstanbul’da Moda’da katılacağı Muharip hava Kuvvetleri Komutanı orgeneral Mehmet Şanver’in kızının düğünü için İstanbul’a geçti.
O gün kampta rutin olmayan ilk olay cuma günleri yapılan bayrak töreni ve alay koşusunun Öğrenci Alay Komutanı Hüseyin Ergezen tarafından iptal edilmesi oldu. Nöbetçi subayların öğrencilerin spor yapması için izin talebini ise Ergezen “Öğrencileri çok yormamak” şartıyla kabul etmişti. Aynı gün saat 18.00 sıralarında Albay Hüseyin Ergezen ve 5. Filo komutanı olan Yusuf Yenihayat (Darbe sırasında Atatürk Hava Limanı Kulesini işgal etmeye çalışan ) TE41 model uçak ile İstanbul’a uçtular.
15 Temmuz 2016 günü saat 22.00'de de kampta kalan öğrencilere “Yat” içtiması verildi.
Öğrencilerin yataklarına çekilmesinden 15 dakika sonra Hüseyin Ergezen telefonla kampı aradı, filo komutanı binbaşılarla telefonda konuştu. Emir erlerinin ifadelerine göre binbaşılarının yüzleri asılmıştı.
22.30’da öğrenciler yataklarından kaldırıldı ve tam teçhizatlı olarak içtimaya çağrıldı. Cephanelik açıldı. 20 sandık içindeki 20 bin G-3 fişeği çıkarıldı. MAN marka 8 plakasız otobüs kampa giriş yaptı. Hazırlanan listeden 315 öğrencinin adları okunmaya başladı, öğrenciler bağlı oldukları filonun komutanları eşliğinde otobüslere bindiler.
Peki 20-22 yaşlarındaki bu 315 öğrenci gece yarısı niye otobüslere bindiklerini, neden İstanbul’a gittiklerini biliyorlar mıydı? Son bölümde bu sorunun cevabını iddianameden sürmeye devam edeceğiz.