Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinden dönüşünde uçakta bir gazeteci Erdoğan’a gelecek yerel seçimde vatandaşın önünde ‘yüzde 50 art 1’ kuralının kaldırılması için bir sandık gelip gelmeyeceğini sordu.
Erdoğan bu soruya şu cevabı verdi:
“50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez.”
“Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.”
Erdoğan’ın bu açıklaması, siyasette daha önce birkaç kez tartışma konusu olan yüzde 50+1 tartışmasını yeniden başlattı.
Siyasi parti liderleri ve yöneticilerinin bu konuda yaptığı açıklamalardan bazıları şöyle:
CHP Sözcüsü Deniz Yücel: “Erdoğan’ın derdi halkın dertlerini çözmek değil. Cumhur İttifakı’nda çok büyük bir kriz olduğu ortada.”
“AK Parti iktidarında ve özellikle tek adam yönetiminde halkımız, milletimiz zaten iflas etmiş durumda. Hayat pahalılığı, toplumun tüm kesimini zaten eziyor ve dünkü açıklama ile şunu görüyoruz; Sayın Erdoğan’ın derdi, koltuğunu koruyabilmek.”
“Sayın Erdoğan’ın derdi halkın dertlerini çözmek değil; 14 Mayıs seçimlerinde az bir farkla kazandığı cumhurbaşkanlığı makamını ileride yaşayacağımız seçimlerde bir sorun yaşamadan sürdürmek.”
“Bu, sistemin iflasıdır. Zaten halkımız, milletimiz iflas etmiş durumdadır. Ancak denge ve denetim mekanizmaları olmayan bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize hiçbir faydasının olmadığını yakın geçmişte yaşadık.”
“Görüyoruz ki konumunu koruyabilmek için bir pozisyon değişikliği konumuna girmişler. Ama burada asıl merak ettiğimiz, bu konuda kesinlikle taviz vermeyeceğini söyleyen Devlet Bahçeli ve MHP kurmaylarının tavrı olacak. Acaba MHP kendilerinin dışlandığı, onlara gerek duyulmayan bu yeni senaryoyu nasıl değerlendirecek? Cumhur İttifakı’nda çok büyük bir kriz olduğu ortada.”
“Bahçeli, o dönemde, ‘yüzde 50+1’ koşulunun tartışılmasının güvensizliğe neden olacağını vurguluyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 50+1 koşulunun partiler arası uzlaşmayı sağladığını ifade ediyordu.”
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu: “İYİ Parti açısından sistem tartışmalarının geldiği nokta çok kıymetli olmakla birlikte, bizim uyarılarımız geçmişten bugüne ortadadır.”
“Biz bu açıklamanın hukuki ve siyasal açıdan en somut ifadesini ortaya koyan siyasi partiyiz. Sayın Genel Başkanımız, 26 Ağustos’ta Kocatepe’de milletin huzurunda diğer siyasi partilere bir çağrıda bulundu. ‘İki yumruk arasına sıkışmış milleti bu kıskaçtan kurtaralım. Her birimiz kendi adaylarımızla kendi başımıza rakip olalım. Alternatifler arasından en iyiyi seçme hakkını milletimize verelim.’ O günlerde çok anlaşılmadı, bazı çevreler farklı noktalara çektiler ama görüyorsunuz ki, bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil. Böylesine bir kutuplaşma ile ülkenin yönetilmesi, ekonomik problemlerin çözülmesi mümkün değil. Bir hususun altını çizmek istiyorum; oran buraya-şuraya çekilir şeklindeki teklifler bir yana, sadece bununla ülkedeki artan problemi çözemezsiniz Sayın Erdoğan.”
“Kuvvetler ayrılığı prensibi nerede? TBMM’nin hakları şu anda nerede duruyor? Ülkede denetimsizlik hat safhaya çıkmış. Gelir adaletsizliği başta olmak üzere, adalet sistemimizde çok büyük yaralar almış. Böylesine vahim bir tabloyu, sayısal çoğunluk değerlendirmesine sığdırmak da çok yanlıştır. İYİ Parti açısından sistem tartışmalarının geldiği nokta çok kıymetli olmakla birlikte, bizim uyarılarımız geçmişten bugüne ortadadır. Demokrasi ve özgülükler adına bu sürecin bir an önce inşa edilmesi ve sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Erdoğan’a da bu çağrısı sonrası; özellikle yerel seçimlerde samimiyet noktasında göreceğiz. Orada altılı masa diyor. Kimin eli kimin cebinde diyor. Şu gerçeği de biz hatırlatmak zorundayız; siz de altılı masaydınız. Siz de ittifak içindeydiniz. Cumhur İttifakı da altı üyeden oluşuyordu. Bu tartışmalar uzar gider ama esas olan şudur; İYİ Parti’nin çağrısının ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz.”
DEVA Partisi lideri Ali Babacan: “Bizden destek falan beklemeyin”
“Mevcut Anayasa’yı tanımayanların, uymayanların yeni anayasa laflarına itibar etmemiz mümkün değildir. Bizden bu konuda destek falan da beklemeyin.”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu: “Biz başından beri bunu söylüyoruz”
“Bu mevcut ucube sistemdense kısa vadede bu sistemi biraz adam edecek bir öneriyi partimizin ilgili kurulları ile görüşür ve karar alırız. Biz başından beri %50+1’in sağlıksız bir yapı olduğunu söyledik. Cumhurbaşkanı’nın bu noktaya gelmesi bizim açımızdan olumlu. Buradaki tek öncü şu: Tayyip Erdoğan’ın işine gelen yapı nedir? Uzun zamandır ilk kez Bahçeli ve Erdoğan ayrı düştü. Sayın Bahçeli’nin sözlerinin arkasında duruyor olması, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 6 ayda bir fikir değiştirmesine göre daha sağlıklı bir durum tabii. Hiç olmazsa birisi sözlerinin arkasında olduğunu söylüyor. Ama ben Cumhurbaşkanımızın sürekli kendi menfaatine göre söylem değiştirmesini bir kenara koyarsak, böyle bir değişikliğin hayırlı olacağını söylemek istiyorum.”
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları: “Erdoğan’ın oyları düştüğü için Anayasa’da oynamaya ihtiyacımız yoktur”
“Erdoğan 50+1’i gündemleştirdi. Erdoğan, Anayasa’yı kırıştırılacak bir kağıt, bir oyuncak zannediyor. Erdoğan, 50+1’i sen getirdin. Tek adam rejiminin inşa edilmesi için AKP iktidarı otoriter rejiminin önceliğini yaptı. 50+1 demek bizim için erkek+erkek demektir. Bizler HEDEP olarak tüm siyasi partilerin doğrudan temsil hakkını savunuyoruz. Demokratik bir sisteme ihtiyacımız var. Erdoğan’ın oyları düştüğü için Anayasa’da oynamaya ihtiyacımız yoktur.”