Taylor Swift, son 10 yıldır ortalığı kasıp kavuran bir şarkıcı. Bu yıl da büyük ses getiren bir dünya turnesi yaptı. Eras Tour adlı bu turnenin konserleri için bilet kapma savaşları çıktı, biletler satışa çıktığı anda milyonlarca satıldı, web siteler kilitlendi, sonu mahkemelerde biten bilet satış-karaborsacılık skandalları yaşandı. Hatta Brezilya’da bu olaydan sonra, scalping (bir tür karaborsacılık) karşıtı yeni bir yasa yürürlüğe girdi.
Özellikle ABD’de Taylor Swift hayranlığı ciddi bir fenomen, yer yer fanatizme kayan, fundamentalizmin sınırlarında dolaşan bir taraftarlık duygusundan ve tavrından bahsediyoruz. Hatta hayranlara verilen bir ad bile var: Swifties. Bu hayran kitlesi üzerine bolca ekonomik, siyasi, psikolojik ve kültürel analizler yapıldı ve hatta bu fenomen, akademik araştırmalara da çok kez konu oldu. Kendi içinde de çeşitli segmentlere hatta tabiri caizse hiziplere ayrılan bu kitlenin neredeyse bir dünya görüşü denebilecek bir ortak profili var. Mesela hayran kitlesinin ezici çoğunluğu Demokrat, sadece %23’ü Cumhuriyetçi. Hatta dilbilimciler, Swifties’in kullandığı, şarkı sözleri ve türlü göndermelerle bezeli dili tanımlamak için fanilect (fan+dialect) diye bir terim ürettiler.
1989 doğumlu Taylor Swift country müzikle başladığı kariyerinde popa da daldı, alternatif rock, indie folk gibi pek çok müzik türüne de göz kırptı ve 12 Grammy, 14 MTV Müzik Ödülü dahil sayısız ödül aldı. Satış rekorları kırdı. Adı, Guinness rekorlar kitabına defalarca yazıldı. 2023’teki Eras turnesi 1 milyar dolardan fazla gelir elde etti. Taylor Swift, tarihte ana gelir kaynağı müzik olan ilk milyarder oldu. En az müziği kadar “mahallenin tatlı kızı” haline de kapılan hayran kitlesiyle istikrarlı bir rüzgar oluşturdu ve iş, Time dergisi tarafından yılın kişisi seçilmeye kadar vardı. Taylor Swift hakkında 2020 yapımı bir de belgesel film var: Miss Americana.
Time’ın bu ödülü Swift’e layık görmesi ise sosyal medyada yoğun bir eleştiri yağmuruna tutuldu. Taylor Swift her ne kadar popüler kültür için önemli bir figür olsa da, Filistin’de kısa bir zamanda binlerce insanın katledildiği son iki ay ve bu katliamlara karşı durma konusunda öne çıkan insanlar düşünüldüğünde, Time’ın 2023 Yılın Kişisi seçimi, biraz absürt ve isabetsiz kaldı ve doğal olarak pek çok eleştirinin de hedefi oldu. İşte, sosyal medyada yüzbinlerce beğeni alan alternatif “Yılın Kişisi” ödülü paylaşımlarından bazıları:
Yılın modeli seçilen Paloma’ya zorbalama
2023 British Fashion Awards (Britanya Moda Ödülleri), 4 Aralık gecesi Londra Royal Albert Hall’da dağıtıldı. Jonathan Anderson (JW Anderson ve Loewe’nin baş tasarımcısı), Sarah Burton (Alexander Mcqueen’den yakın zamanda ayrılan ünlü modacı), Valentino Garavani (Valentino’nun kurucusu) gibi isimler ödül aldılar. Fakat ödüllerden biri var ki en çok o konuşuldu. 31 yaşındaki model Paloma Elsesser, British Fashion Council tarafından Yılın Modeli ödülüne layık görüldü.
1992’de siyah Amerikalı bir anne ve İsviçre-Şili kökenli bir babanın çocuğu olarak Londra’da doğdu. Los Angeles’ta büyüdü, daha sonra New York’a taşındı. Moda dünyasında kapsayıcılık açısından kıpırtıların yoğunlaştığı 2018’de ünlü makyaj artisti Path McGrath tarafından instagramda keşfedildi ve sonra, kariyerinde hızla yükseldi; en ünlü markaların defilelerinde yürüdü, sayısız dergide yer aldı, 2021’de Vogue’a ve daha bir çok dergiye kapak oldu.
Fakat öyle görünüyor ki kariyerindeki başarısı, profesyonel tavrı, çalışkanlığı, duruşu, bu ödülü aldığında, basitçe ve dümdüz tebrik edilmesine yetmedi. Sosyal medya “böyle manken mi olur?” naralarıyla çalkalandı, Türkiye’deki moda bloggerları dahil en iyi ihtimalle kibarca “ah aslında şu x isimli model seçilse daha mı uygun olurdu acaba” homurtularının ardı arkası kesilmedi, iş, en başında keşfedilmesini sağlayan instagram hesabını, ödülünün keyfini süremeden kapatmasına kadar vardı. Progresiflerden torpilli, hepimizi şişman yapmaya ant içmiş küresel oyunun(!) bir parçası diye yaftalansa da, podyumları biraz olsun takip edenler, Paloma’nın ciddiyetini, giysileri taşıyışını, modelliğinin kalitesini bilirler. Ama işte görmek, anlamak, kabul etmek ve eşit hissetmek için her zaman yeterli olmayabiliyor.
En iyi model ödülü etrafında dönen bu tartışmalardan ayrı, törenin kırmızı halısı da ışıltılıydı:
Anne Hathaway, törende vintage bir Valentino giymişti. ’93 İlkbahar Yaz koleksiyonundan bu couture elbiseyi, 90’larda ünlü model Christy Turlington ve Ashley Judd’un üzerinde de görmüştük.
(Sağda) 90’ların ünlü Sahil Güvenlik (Baywatch) dizisi ile tanınan Pamela Anderson’ın son zamanlardaki sakin stili ve sıfır makyaj görünümü, 90’lardaki vamp ve frapan haliyle epey zıt olduğu için çok konuşuluyor.
(Ortada) Olivia Culpo’nun üzerindeki Miss Sohee elbisenin basenindeki işlemeli kanatlar, muza benzeyen abaca denen bir bitkiden elde edilen bir kumaştan.
Elif Akyol