Ana SayfaHaberlerGündem"Tankı yumrukla durduran başka bir millet yok"

“Tankı yumrukla durduran başka bir millet yok”

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla TBMM'de düzenlenen törene katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Ankara'nın dört bir yanından Meclise gelerek 15 Temmuz'un birinci yılında kendilerini yalnız bırakmayan vatandaşları en kalbi duygularla hasretle, muhabbetle selamladığını belirten Erdoğan, "Burada, bu saatte sizlerle Türkiye'nin yakın tarihinde yaşadığı en büyük ihanet, işgal ve darbe girişimi olan 15 Temmuz'un birinci yıl dönümü vesilesiyle buluştuk. Öncelikle 15 Temmuz gecesi şehit olan tüm kardeşlerime Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. O gece yaralanarak gazilikle şereflenen tüm kardeşlerimize sıhhat ve afiyet temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinde darbecilerin karşısına dikilerek ihanet girişimine geçit vermeyen milletin her bir ferdine şahsı ve milleti adına teşekkür ederek, Türk milletinin 15 Temmuz'da kelimenin tam anlamıyla millet olduğunu, hem de nasıl bir millet olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini söyledi.

 

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Yaşadığı ülke, mensubu olduğu millet, özellikle de gençler konusunda ümitsizliğe düşmüş olanlar vardı. 15 Temmuz gecesi hep beraber gördük ki küllerin altında kor bir ateş yanıyor, vakti saati geldiğinde o kor ateş istiklaline ve istikbaline el uzatan herkesi yakıp kül eden bir aleve dönüşüyor. Bir asır önce 7 düvelin bir araya gelip, tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale'de herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz'da da 7 düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin 40 yıllık planını 20 saate kalmadan bozarak tarihimize yeni bir zaferi nakşettik.

 

Savaşlar, ordular arasında olur. Türk milleti, 15 Temmuz'da ordulaşmış bir ihanet çetesine karşı yüreğindeki imanı ve çıplak eliyle bir mücadele verdi. Benim milletimin elinde silah mı vardı? Benim milletim o alçaklara, o hainlere karşı silahla mı yürüdü? Benim milletim bayrağıyla ve yüreğindeki imanıyla yürüdü. Dünyada bunun başka bir örneği yok. Kurşunu göğsünde durduran bir başka millet de yok."

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın" mısralarını okuyarak, milletin göğsünü darbecilere karşı siper ettiğini söyledi.

 

Erdoğan, "Tankı yumrukla durduran bir başka millet yok. Tankın egzozunun içine fanilasını, tişörtünü sokmak suretiyle onu durduran bir başka zeka da yok. Uçağı, helikopteri yakalamak için hamle yapan bir başka millet yoktur. Ölümün üzerine böylesine cesaretle giden bir başka millet yoktur. Can pazarının ortasında dahi zalimle mazlumu ayırt etme konusunda dünyanın her köşesinde adaletin sembolü olarak kullanılan o gözleri bağlı mitoloji heykelini utandıracak hassasiyet gösteren bir başka millet yoktur. Böyle bir miletin mensubu olduğum, böyle bir ülkenin evladı olduğum için her zaman Rabb'ime hamd ediyorum" diye konuştu.

 

Şair Halit Fahri Ozansoy'un Vatan Destanı şiirinden, "Ey bütün cihana bedel Türkeli/Açtığın cenklerin yoktur evveli/Tarih bir nehir ki coşkundur seli/Sen ona nisbetle, umman gibisin/ Bir yandan hep böyle taştın, köpürdün/Bir yandan cefalı bir ömür sürdün/Fakat ne derece ezildinse dün/Şimdi gene tunçtan kalkan gibisin" dizelerini okuyan Erdoğan, ülke ve millet olarak, şimdi yine tunçtan bir kalkan gibi hedeflerine doğru ilerlediklerini söyledi.

 

"HİÇ KİMSE BU KUTLU ÇATIYA EL UZATMAYI DÜŞÜNMEDİ"

 

Erdoğan, 15 Temmuz'u, herhangi bir darbe girişimi olmanın ötesinde ihanet kalkışması şeklinde ifade etmelerinin bir nedeni bulunduğunu belirtti. Erdoğan, önlerinde bulundukları TBMM'nin, bağımsızlıklarının ve demokrasinin sembolü olduğuna işaret ederek, bu Meclisin, Kurtuluş Savaşı'nı bizzat idare ettiğini, Polatlı'ya kadar yaklaşan düşmanla yapılan savaşta top sesleri duyulurken dahi Meclisin görevini sürdürdüğünü anımsattı. Erdoğan, Cumhuriyet tarihleri boyunca pek çok badire yaşamalarına rağmen hiçkimsenin, bu kutlu çatıya el uzatmayı düşünmediğini vurguladı.

 

"250 ŞEHİDİMİZİN AHI VAR"

 

Alanda bulunanların "İdam isteriz" sloganlarına Erdoğan, "Size kanaatimi paylaştım. Hukuk içinde, parlamento burada. Parlamentoya gelir… Parlamentodan geçeceğine inanıyorum. Parlamentodan geçtiği zaman, bana geldiğinde tereddütsüz onaylarım. Çünkü 250 şehidimizin ve milletimizin burada ahı var. 2 bin 193 gazimizin ahı var. Hans, George ne der, buna bakmam. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma, Hatice ne der ona bakarım." karşılığını verdi.

Bu ihaneti yapanların alçakça bir cüret gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çünkü onların, ülkenin yönetimine el koymanın çok ötesinde niyetlerle yola çıktığını vurguladı. Erdoğan, amacın, ülkeyi, milleti topyekün esir ederek hem devleti hem medeniyeti kökten yıkmak olduğuna dikkati çekerek, "Bunun için TBMM öncelikle hedef aldıkları ve en çok bombaladıkları yer oldu. Darbeciler, tıpkı milletimizin korkup evlerine saklanacağını sandıkları gibi milletvekillerimizin de Meclisi terk edip, kaçacaklarını düşünmüşlerdi." diye konuştu.

 

"YAZIKLAR OLSUN"

 

Erdoğan, milletin sokaklara, meydanlara dökülerek, ülkesine sahip çıkarken Ankara'da bulunan Meclis Başkanı İsmail Kahraman ve milletvekillerinin, saat 23.30'dan itibaren TBMM'de bir araya gelmeye başladığını anımsattı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pensilvanya'daki FETÖ, Türkiye'deki temsilcilerini idare edemiyordu. Şimdi diyorum ki, kimse Pensilvanya'daki bu FETÖ'nün bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmaktan çekinmesin. Ne biliyorsa söylesin. Adını anmaktan çekinmesin. Çünkü biz Müslümanlar olarak iki kişi konuşuyorsak üçüncüye hainlerin kim olduğunu anlatmalıyız, öğretmeliyiz ki herkes bilsin.

 

Saat 23.15'te İstanbul Atatürk Havalimanı'nda onbinler vardı. Ama orada da o esnada bir siyasetçi vardı. O siyasetçi, ne yazık ki tankların, VIP'in önünden çekilip, ondan sonra çıkmayı planladı. Tankların başındakilerle pazarlık yapıldı, tanklar oradan çekildi ondan sonra tankların önüne çıkarım diyen bu kişi, Bakırköy'deki belediye başkanının yanına gitti. Bugün baktım konuşuyor, konuşurken de hala bu olayı, kontrollü darbe olarak ifade ediyor. Kimseyi aldatmayalım, bu olaya kontrollü darbe demek, gerçekten bir nasipsizliktir. Bu olaya kontrollü darbe demek, nasipsizliğin ötesinde vurdumduymazlıktır. Siz, bu milleti ne zannediyorsunuz, nasıl buna kontrollü darbe dersiniz? Siz, yoksa bu sürecin hala böyle devam etmesini mi istiyorsunuz? Kusura bakma, OHAL pazartesi günü MGK gündemine gelecek, konuşacağız, hükümetimize tavsiye kararını alacağız. Dünyanın değişik yerlerinde bir eyalette, basit bir mesele oluyor OHAL ilan ediyorlar. Fransa'da teröristlerce 10-15 kişi öldürülüyor, orada bir yıl OHAL kararı alınıyor. Bizim ülkemizde devletimize karşı, devletimizi yıkma operasyonu yapılıyor, 250 kardeşimiz şehit ediliyor, 2 bin 193 vatandaşımız gazi oluyor, hala kontrollü darbeden bahsediliyor. Yazıklar olsun, yazıklar olsun başka ne diyeceğiz."

 

Erdoğan, 15 Temmuz 2016 gecesi saat 01.30'da Meclise ulaşmayı başarabilen 106 milletvekili ile birlikte TBMM Genel Kurulunun açılarak çalışmalarına başladığını anımsattı.

 

Genel Kurulda söz alan grup başkanvekilleri, bakanlar ve milletvekillerinin darbeye karşı duruşlarını ifade ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(15 Temmuz tiyatrodur) diyenler o gece burada yaşananları, farklı partilere mensup milletvekillerinin ağzından anlatan, Meclisimizin yayınladığı 'Gazi Meclis'te O Gece' kitabından en ince detayına kadar öğrenebilirler." ifadelerini kullandı.

 

Erdoğan, TBMM'nin, 23 Nisan 1920 tarihinde milletvekilleri ve milletle birlikte dualarla, salavatlarla, tekbirlerle açıldığını anımsatarak, "Aradan 96 yıl geçtikten sonra, 15 Temmuz 2016 tarihinde de TBMM yine milletvekillerimiz ve milletimiz tarafından aynı şekilde dualarla, tekbirlerle müdafaa edilmiştir." diye konuştu.

 

"106 MİLLETVEKİLİMİZİ AYRI AYRI TEBRİK EDİYORUM"

 

Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Milletimiz meydanlarda, caddelerde darbecilere karşı cesaretle direnirken, milletvekillerimiz de Mecliste toplandılar. O gece milletvekillerimiz Genel Kurulu açık tutarak, darbecilere meydan okudular. F-16'lar bomba yağdırıyordu, helikopterlerden mermiler geliyordu ama milletvekillerimiz Meclisi o gün kapalı olmasına rağmen açtılar ve çalıştılar. Kürsüden tüm Türkiye'nin ve dünyanın gözü önünde darbecilere 'başaramayacaksınız' diye haykıran milletvekillerimiz, halkımızın namuslarına emanet ettiği, özgürlüğümüzün ve demokrasimizin sembolü Meclisimize sahip çıktılar.

 

Buradan TBMM'nin tüm mensuplarını, özellikle de o gece Genel Kurulda bulunma imkanı elde eden 106 milletvekilimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Darbeciler Meclisi bombalarken ne kadar alçaldılarsa, milletvekillerimiz de o Meclisin çatısı altında istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkarak o derece yüceldiler. Böyle millete böyle Meclis yakışır. Gazilikle ikinci kez şereflenen Meclisimizin kalbimizdeki, gözümüzdeki yeri de artık çok daha başkadır. Milli iradenin, vatanın sembolü olan Meclisimize bir daha kimsenin el uzatamaması için artık daha çok çalışacağız. Bakınız şairimiz ne diyor; 'İnsan olan vatanını satar mı Suyunu içip ekmeğini yediğiniz, dünyada vatandan aziz şey var mı Beyler, bu vatana nasıl kıydınız. Günü gelir çarh düzine çevrilir, günü gelir hesabınız görülür, günü gelir sualiniz sorulur. Beyler bu vatana nasıl kıydınız ' Evet, bu millete nasıl kıydınız Bu milleti nasıl parçaladınız Ey FETO senin gideceğin yer var mı ya Bu milleti parçalamak için yapmadığın iş kaldı mı Çalmadığın kapı kaldı mı Şimdi Pensilvanya'da 400 dönüm yeri sana tahsis ettiler, oradan dünyayı idare ediyorsun."

 

"KAFAYI DUVARA DEĞİL MİLLETİMİZİN İRADESİNE VURDULAR"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Darbe hesabı yapanlar, Allah'ın hesabının üzerinde bir hesap olmadığını unuttukları için kafayı duvara değil ama milletimizin iradesine vurdular." değerlendirmesinde bulundu.

 

15 Temmuz gecesi bu vatana kıymaya çalışanların şimdi mahkemelerde ihanetlerinin hesabını verdiklerini kaydeden Erdoğan, "Suyunu içtikleri, ekmeğini yedikleri vatanlarını Pensilya'daki şarlatanın emri ile 1 dolara satanlar zindanlarda çürürken, bu Meclis milletimize hizmet etmeye devam edecek. Çünkü milletimize sözümüz var. Cumhurbaşkanlığı ile Meclisi ile hükümeti ile tüm resmi ve özel kurumlarımızla birlikte ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak, 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Bu sözümüzü yerine getirene kadar ne bize, ne Meclisimize, ne Hükümetimize ne de milletimize, durmak, duraksamak, dinlenmek yoktur." şeklinde konuştu.

 

Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"15 Temmuz gecesi öyle bir gece ki anlatmaya ne kelimeler, ne cümleler kifayet eder ne de soluğumuz yeter. Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak ilan ettiğimiz bu tarihin anlamını, en iyi o geceyi yaşayanlar bilir. Şu anda 81 vilayet, hamdolsun sadece il merkezlerinde değil ilçelerinde bile gümbür gümbür milletimiz bugünü, bu geceyi kutluyor. Hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığımızın çevresinde, Kızılay Meydanı'nda, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde, Kazan'da Mürted Üssü önünde ve diğer yerlerde yaşanan hadiselerin on binlerce, yüz binlerce şahidi var.

 

Şehitlerimizin her birinin hikayesi, çeşitli kurumlarımız tarafından kitap ve belgesel olarak yayımlanmıştır. Gazilerimizle her bir araya gelişimizde onların yaşardıkları hadiselerin, yüreğimizi yakan, aklımızı zorlayan yeni boyutlarını öğreniyoruz. Henüz hayatının baharına bile girmemişken, 14 yaşında gazilikle şereflenen bir kızımız o hainlere; 'Siz daha 14 yaşındaki çocuğa karşı duramazken bu devleti yıkmayı, bu millete hakim olmayı nasıl başaracaksınız ' diye sesleniyor. Bir başka gazimiz vücudundaki 14 parça şarapneli, ahirette sahip olacağı en büyük delil olarak görüyor. Babası, kendisi ve oğlu ile birlikte 3 nesil olarak ilk defa üzerlerine çıktıkları bir tankı, sanki yıllarca eğitimini almış gibi doğru yöntemlerle etkisiz hale getirmeye çalışan ve bu esnada vurulan bir başka gazimizin en büyük üzüntüsü ise ne biliyor musunuz Kendisine şehadetin nasip olmayışı."

 

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla TBMM'de düzenlenen anma programında yaptığı konuşmada, o gece Ankara Emniyet Müdürlüğünü kahramanca savunurken, darbeciler tarafından ağır şekilde yaralanan bir emniyet müdürünün "Eğer birileri köprü olmasaydı hiçbir uçurum geçilemezdi" dediğini aktardı.

 

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde vurulan ve ayakları parçalanan bir başkasının, ertesi gün hastanede gözlerini açıp darbenin bastırıldığını öğrendiğinde, ilk sözünün "Dosta güven, düşmana korku verdik" olduğunu belirten Erdoğan, "Bir başka gazimiz, kaybettiği uzvuna aldırmaksızın ‘darbe başarılı olsaydı bunu çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl izah ederdik ’ diyerek duygusunu anlatıyor ve ‘Bacağım kopmuş ne olur Kolum kopmuş ne olur Bacaksız, kolsuz yaşayabilirim ama vatansız yaşayamam’ diyor. Ezan, bayrak, vatan aşkının en uysal kişiyi bile mitolojik bir kahramana çevirdiği işte bu ruh, bu heyecan, bu cesaret olduğu sürece Allah'ın izniyle kimse bu devleti yıkamaz, bu milleti esir edemez." değerlendirmesinde bulundu.

 

"TARİH BOYUNCA BEDELİNİ ÖDEMEDİĞİMİZ HİÇBİR KAZANCIMIZ OLMAMIŞTIR"

 

"Bugün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan, uzanıp yatsak da çardak altında. Boruyu çalınca yarın borazan, hep toplanırız bayrak altında. Bizi hiç tasalı görmez bu yerler. Yiğitler, ölürken bile gülerler, yeter ki yaşayan er oğlu erler, bizi çiğnetmesin ayak altında." şiirini okuyan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"80 milyon yaşayan er oğlu erimiz, şehitlerimizin hatırlarını asla ayaklar altında çiğnetmeyecektir. Darbeci soysuzlar da onları üzerimize salanlar da bundan sonra rahat yüzü göremeyeceklerdir. Türk milleti mücadeleye alışkındır. Tarih boyunca bedelini ödemediğimiz hiçbir kazancımız olmamıştır. Zayıf düştüğümüzü sanarak, bir sırtlan gibi üzerimize saldıran ama bu aslanın hala dimdik ayakta olduğunu görünce süklüm püklüm geri çekilenler de yaptıklarının bedelini ödemeye hazır olsunlar. Atalarımızın dediği gibi 'keser döner sap döner gün olur hesap döner.' İnşallah o gün yakındır.

 

15 Temmuz darbe girişimi bize pek çok şeyle birlikte dostumuzun, düşmanımızın kimler olduğunu de bir kez daha göstermiştir. Darbenin ilk saatlerinden itibaren demokrasinin ve meşru yönetimin yanında yer almak yerine hemen Türkiye'nin ve şahsımın aleyhine konuşacak isim bulma arayışına giren yabancı basın kuruluşları vardı. Milletimizin darbeyi bastırdığında 'muhataplarımız kaybetti, dostlarımız yenildi, iyiler mağlup oldu' diyen yabancı analistlere, yetkililere şahit olduk. Buna karşılık dünyanın pek çok yerinde, vatandaşlarımızla birlikte sokaklara dökülüp darbecilere meydan okuyan dostlarımızı da gördük. Hiçbir vatandaşımızın olmadığı yerlerde dahi büyükelçiliklerimizin, ülkemizle irtibatlandırılan herhangi bir kuruluşun önüne gidip tavrını ortaya koyan dostlarımız vardı."

 

"BAŞARAMAYACAKSINIZ. MİLLETİMİZİ BÖLEMEYECEKSİNİZ"

 

"Darbe gecesi savaş uçaklarının gürültüleri altında telefonda samimiyetle desteklerini bildirenler de günler sonra her taraflarından dökülen bir riyakarlıkla güya üzüntülerini ifade edenler de oldu." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"Bu dünya bir garip dünya. 15 Temmuz darbe girişimi bize göstermiştir ki devlet olarak da millet olarak da güçlü olmak zorundayız. Eğer güçlü değilsek bize bir tek gün yaşama hakkı vermeyecek o kadar düşman pusuda bekliyor ki isimlerini tek tek saymaya kalksak çok ciddi uluslararası krizle karşılaşırız. İsimlerini söylemiyoruz ama hepsini de biliyoruz. Onlara geçtiğimiz yıl 15 Temmuzun ardından verdiğim mesajı burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz. Halkımıza boyunduruk vuramayacaksınız. Bizi yolumuzdan geri döndüremeyeceksiniz. Biz dostumuzu da biliyoruz düşmanımızı da biliyoruz. Daha önemlisi, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi biliyoruz. Binlerce yıldır adeta kurtlar sofrası olan şu coğrafyada ayakta kalan, sadece bununla yetinmeyip her zaman en önde olan bir millet olarak yolumuz bellidir. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, büyük olacağız, güçlü olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

 

"BÖYLE BİR ATEŞİN DEĞMEDİĞİ YER OLABİLİR Mİ "

 

Her mücadelede olduğu gibi 15 Temmuzda da kayıplar yaşandığını belirten Erdoğan, Balkan faciasının ardından bölgede verilen sivil kayıp sayısının 2 milyon olarak ifade edildiğini hatırlattı.

 

Çanakkale Savaşı'nda 60 bini şehit olmak üzere 250 bin kayıp verildiğini, Birinci Dünya Savaşı'nın tüm cephelerindeki kayıpların sayısının 400 bini şehit olmak üzere 1,5 milyonu bulduğunu, Kurtuluş Savaşı'nda muharebe meydanlarında 10 bin şehit, 35 bin yaralı bırakıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadelede sadece son iki yılda verdiğimiz şehit sayısı 2 bindir. Burada ifade edilen her bir rakamın bir can olduğunu asla unutmuyoruz. Her kayıpla birlikte yüreklerine ateş düşen anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri asla unutmuyoruz. Böyle bir ateşin değmediği yer olabilir mi Onun için biz millet olarak topyekün şehit yakınıyız, topyekün gaziyiz." diye konuştu.

 

"Her acı derindir ama anaların acısı daha derindir. Bunun için analarımıza şairin diliyle sesleniyorum" diyen Erdoğan, "Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını. Düşman kanıyla sildik palamızın pasını. Yeniden çizmek için vatan haritasını. Hep ateşten ve kandan bir sahneye çevirdik, gökleri çatırdayan bir vatan parçasını. Anneler ağlamayın dönmeyenlerinize, yurda saldıranları getirdik işte dize." dizelerini okudu.

 

Annelerden yüreklerini ferah tutmalarını isteyen, evlatlarının kanının boşa akmadığınıifade eden Erdoğan, "Ülkemize saldıranları 15 Temmuzda işte bir kez daha dize getirdik. Yarın tekrar saldırırlarsa yine dize getireceğiz." diye konuştu.

 

Mehmet Akif Ersoy'un "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın" sözlerini anımsatan Erdoğan, "Biz de 'Allah bir daha bu millete 15 Temmuz gibi ihanetler göstermesin' diyoruz." değerlendirmesini yaptı.

 

Şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere sağlık ve afiyet dileyen Erdoğan, "15 Temmuz'un yıl dönümünü ruhen, gönlünden yaşayan tüm siyasi hareketlerimize huzurunuzda şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum." dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini, "Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya. Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya" dizeleriyle tamamladı.

- Advertisment -