Denizbank eski şube müdürü Seçil Erzan’ın baş sanığı olduğu “Fatih Terim Fonu” davasının ikinci duruşması İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 13 saat süren duruşma Pazartesi gününe ertelendi.
Duruşmada bugün dinlenmesi beklenen müştekilerden eski futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan mazeret göstererek duruşmaya katılmadı. Müştekilerden; Fatih Terim’in kızı Buse Terim, damadı Volkan Bahçekapılı ve yeğeni Terim Arıcan duruşmaya katıldı. Tanık olarak dinlenmesi beklenen eski futbolcu Semih Kaya da adliyede.
Duruşmada ilk olarak sanık Seçil Erzan dinlenmeye başlandı. Duruşmanın yapıldığı salonun mikrofon ve ses sisteminde yaşanan problem nedeniyle gazeteciler ve dinleyicilerin olduğu bölümde duruşmada konuşulanlar çoğu zaman duyulamadı. Görevliler teknik bir problem olduğunu söyledi.
Seçil Erzan, ilk duruşmada da belirttiği gibi verdiklerinin üzerinde para alanlar nedeniyle kurduğu “sistem”in tıkandığını belirterek, “İnsanlar verdiklerinin üzerinde paralar aldı. Hesapları incelensin. MASAK araştırsın. Ben canımla kaldım” diye konuştu.
Erzan, Semih Kaya’yla ilgili de şunları söyledi:
“Semih Kaya’ya bu kadar faiz almasaydı sorun olmayacaktı. Sistem bozuldu. Semih Kaya’ya 4.5 milyon dolar fazla para verdim…”
Erzan sözlerinin devamında, kendisine para verenler için “Banka müdürü olmasaydım elbette vermezlerdi” diye konuştu.
“Haberleri yoktu”
Mahkeme Başkanı’nın “Bazı müştekiler, ‘Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu ve Fatih Terim’in adını vererek bizi kandırdı’ diyor. Bunları söylediniz mi?” sorusuna müştekilerden Volkan Bahçekapılı, Bülent Çeviker ve İbrahim Çağlar’a bu isimleri verdiğini söyledi. Mahkeme Başkanı’nın “Banka yöneticilerinin veya Fatih Terim’in haberi var mıydı bundan” sorusuna ise “Hayır” diye karşılık verdi.
Epözdemir’den Hakan Ateş sorusu
Erzan’ın çapraz sorgusu sırasında müşteki avukatlarından Rezan Epözdemir, “Whatsapp yazışmalarınızda Fransa’daki kayak merkezi Megeve’deki birilerini kastederek ‘Zamanında bunları çok kazandırdım’ diyorsunuz. Bu kişiler fotoğrafta arkadaşlarıyla Megeve’de tatil yapan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş olabilir mi” diye sordu. Bu sırada Epözdemir, Hakan Ateş’in Megeve’de olduğunu belirttiği fotoğraflarını gösterdi.
Erzan, kuzeni Tanın Yılmaz’ı kast ederek şöyle cevap verdi:
“Hayır. Tanın’la konuşuyorduk. O günlerde eşi Merve’nin kardeşleri Megeve’ye gitmişti. Tarihleri belli.”
Erzan, Epözdemir’in 3 nolu ve 4 nolu dediğiniz kişiler kim diye sorması üzerine ise “Merve’nin 3 numaralı kız kardeşi ile 4 numaralı kız kardeşi” diye karşılık verdi. Erzan’ın bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.
Mosturoğlu: “Hala bankayı korumaya çalışıyorsunuz”
Emre Belözoğlu’nun avukatı Şekip Mosturoğlu, Erzan’a sorusunda daha önceki ifadeleri sırasında “Bankanın bu paraları ödeyeceğini düşündüm” dediğini hatırlatarak “Bankaya bazı müşterilere çift imzalı evrak verdiğini söylediniz mi? Bunları belirttiniz mi?” diye sordu.
Erzan’ın verdiği cevapta, “Söylemişimdir, atlamamışımdır onu” ifadesi duyuldu.
Mosturoğlu, Erzan’a olayın ilk ortaya çıktığı 7 Nisan’dan sonraki günlerde Erzan’ın Denizbank yöneticileriyle bankanın genel müdürlük binasında yaptığı görüşmelerde kendisinde banka dışında para aldığı dışında bir yönlendirme yapılıp yapılmadığını sordu.
Erzan’ın açık bir yanıt vermemesi üzerine Mosturoğlu, “Görüntülerin olduğu bir ortamda hala bankayı korumaya çalışıyorsunuz?” dedi.
Müştekilerden Mert Zeydanlı’nın avukatı, müvekkiline Dünya Gazetesi’nde çıkmış 2 Şubat tarihli ve banka fonlarıyla ilgili bir haberi gönderdiğini belirterek “Ne amaçla gönderdiniz” diye sordu.
Erzan, “İnsanları ikna edebilmek için fon dedim, küpür gönderdim. Bunları inkar etmiyorum. Gizli bir fon dedim” diye konuştu.
Gürcistan araması
Erzan, bilirkişi raporunda ortaya çıkan, “Gürcistan para birimi” aramasının nedenini ise bir müşterisinin Gürcistan’daki parası yüzünden yaptığını söyledi.
“Para dolu valizle çıkanlar görülsün”
Paraların banka içinde alınıp alınmadığına sorusuna Erzan, “Bankanın bütün güvenlik kameraları incelensin. Hatta etrafındaki MOBESE kayıtları da incelensin. Kimler benim odamdan para dolu valizlerle çıkmış görülsün” dedi.
“Semih Bey’den hesabıma 350 bin dolar gelmiş”
Sanıklardan Ali Yörük, savunmasında şunları söyledi:
“Benim ve eşimin adına bu işten aldığımız hiçbir mal varlığı yok. Seçil’e götürdüğüm para kendi param. Kimseden para almadım. Seçil Hanım’ın kurduğu fondan para kazanmak için kendi paramı verdim. Seçil, ‘Nuri bu sistemle çok para kazandı, İki daire aldı’ dedi. Para kazanmak için Seçil’e para verdim. Semih Bey’den hesabıma 350 bin dolar gelmiş, hesabımdan çekmişler. Bana ödeme yapacaklarını söylediler, bunun için bankaya gittim. Ama bana Arda Turan’ın verdiği parayı verdi, ben de onun arabasına koydum.”
“Seçil Hanım yalan konusunda profesyonel”
Mahkeme Başkanı, Yörük’e ‘Bavul bavul, çanta çanta dolarları kaç defa taşıdınız? Ben şimdiye kadar üç defa tespit ettim’ dedi.
Yörük şöyle cevap verdi:
“Üç kere kendilerine yardımcı oldum. Seçil’in neden bunu banka güvenliğine değil bana yaptırdığını bilmiyorum. Alacağım olmasına rağmen paramı neden vermediğini, neden para taşıttığını bilmiyorum. Seçil Hanım yalan konusunda profesyonel. Bankada kameralar önünde banka müdürü bana para veriyor, burada suç olacağını nasıl düşünebilirim. Parayı arabaya bırakıp, Çorlu’ya döndüm. Seçil Erzan’ı yirmi yıldır tanırım. Nuri Köşkdere ile 15 yıldır benim telefonumla görüşüyordu. Seçil’e para kaptırdım, arayıp sormayayım mı? Seçil’in bagajına koyduğum para Çorlu’ya gitmedi. Her zaman Seçil Hanım’ın bagajına gitti.”
“Evrakları bir dakika içinde imzalattılar”
Erzan’ın şube müdürü olduğu sırada ikinci müdürlüğü yapan, davanın tutuksız sanıklarından Asiye Öztürk; Ali Yörük’ün, Semih Kaya’nın parasını alıp gittiğini anlattı.
Öztürk, “25 yıldır bankacıyım ilk kez böyle bir durumla karşılaştım. Dosyadaki evrakları bana bir dakika içinde imzalattılar. Yapılan üç işlemde imzam var” diye konuştu.
Parayı sanıklardan Ali Yörük’e değil Emrah Çolak’a verdiğini söyleyen Öztürk, “Emrah Çolak da parayı Ali’ye verdi. Emrah Çolak’a teslim ettikten sonra o kime verdi beni ilgilendirmez. Bu nedenle durumu sorgulamadım” dedi.
Duruşma savcısı tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Tutuklu sanıkların avukatları tahliye talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı, tanıkların dinlenmesi ve müştekilerin ifadelerinin alınması için duruşmayı 15 Ocak Pazartesi gününe erteledi.