Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi, Tuncer Murat Cihan’ın hayatını kaybettiği pazar ayini sırasındaki silahlı saldırının ardından dün akşam yapılan kefaret ayini ile yeniden ibadete açıldı. Ayin, “Kilisenin kutsallığına yapılan ihlal eyleminden dolayı arındırılması” amacıyla yapıldı.
Vatikan Ankara Büyükelçisi Monsenyör Marek Solczynski ve İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Vekili Massimilano Palinuro tarafından yönetilen ayine kilisenin rahibi Anton Bulai’nin yanı sıra İstanbul’daki birçok kiliseden temsilciler ile farklı inanç gruplarından temsilciler de katıldı.
Saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Murat Cihan için hazırlanan fotoğrafının bulunduğu anma köşesinde mumlar yakıldı, dualar edildi.
Ayin sırasında rahiplerin Tuncer Murat Cihan için dua ettikleri anlarda cemaatten hıçkırık sesleri yükseldi. Kilise cemaatinden insanlar, bir süredir Kilise’deki ayinlere katılan Tuncer Murat Cihan için dualar edildiği anlarda gözyaşlarına boğuldu.
Kilise kutsal suyla takdis edildi
Vatikan Ankara Büyükelçisi Monsenyör Marek Solczynski, “Her cinayet hayatın kaynağı olan Allah’a karşı bir saygısızlık ve küfürdür. Bu nedenle kutsal suyla arındırma ve dualar sayesinde kilisenin arınmasını Allah’tan dilerim” diye konuştu.
Solczynski, bunun ardından Kilise’yi kutsal suyla dolaştı. Kilise duvarlarına ve Tuncer Murat Cihan için hazırlanan anma köşesine giderek takdis etti.
“Tıpkı koruyucu bir melek gibiydi”
İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Vekili Massimilano Palinuro, konuşmasında şunları söyledi:
“Bu cinayet kutsal bir yerde Allah’ın yeryüzündeki yeri olan bu kilisede işlenmiştir. Bu kilisenin kutsallığı ihlal edilmiştir. Gördüğünüz gibi sunak masası örtüsüz ve çıplak. Kilise şimdi bu kutsal kefaret ayini aracılığıyla yeniden kutsanacaktır.
Bu terörist saldırının hemen ardından dostlarım bana kiliseleri kapatmamı ve ayinleri kapalı kapılar ardından yapmamı tavsiye ettiler. Böyle yaparsak kötülüğe teslim olmuş ve bu kilisede bir katliam gerçekleştirmeye çalışan kötü insanların sapkın planlarına ortak olmuş oluruz. Fakat İsa bize düşmanlarımızı sevmemizi ve bize zulmedenler için dua etmemizi öğretmiştir.
Acımasız bir şekilde bu kardeşimiz öldürüldü. Annesi onu ‘bir melek kadar iyiydi’ diyerek Tanrı’ya uğurladı. Evet tıpkı koruyucu bir melek gibiydi. Başkalarının hayatını kurtarmak için kendi hayatını feda etti. Merhametli Allah onu cennetine kabul etsin.”
“Kendimi ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim”
Kilise’nin rahibi Anton Bulai, saldırının yaşandığı anları şöyle anlattı:
“Dua ederken bir ses duydum. Ayaklı ısıtıcı devrildi sandım. Ancak ikinci sesi duydum. Gözlerimi açtım ve hiçbirimizin yüz yüze gelmek istemeyeceği bir manzarayla karşılaştık.
İnsanların sığınacak bir barikat aradıklarını gördüm. Cemaatten biri bana doğru koşup beni arkamdaki kapıdan içeriye çekti ve anahtarla kapıyı kapattı. Belki cemaatten birileri de içeri gelebilir diye kapıyı tekrar açtım ve yavaşça Kilise’nin içine bakarken tam bir sessizlik gördüm.
Cemaatten bir başka kardeş, kapıyı kapatmak için koştu ama kapatamıyordu. Aceleyle kapıya doğru ilerledim ve sıralar arasında devrilmiş sandalyeler, yerde yatan topluluğa ‘iyi misiniz’ diye defalarca sordum. Kimse bana cevap vermedi. Herkesin öldüğünü düşündüm. Kendimi ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim. Kuzularımı öldürenlerden herhangi birini görüp göremeyeceğime bakmak için Kilise’nin dışına çıktım. Anlatamayacağım başka ayrıntılar var. Kilise’ye dönüp, kapıyı kapatmaya çalışan kardeşe yardım ettim. Bu arada bir başka kardeş polisi ve ambulansı aramıştı bile. Bazı kişilerin ayağa kalktığını gördüm.”
“İki silah da tutukluk mu yaptı? Tanrı’nın gücünü gösteren bu mucizeyi anlatın”
“Bir süre sonra Tuncer Murat Cihan’ın başında diz çökmüş bir mümin, bana onun yaralandığını söyledi ama hemen sonra ‘öldü’ dedi. Murat Cihan bizim cemaatten değildi. Kendisini birkaç kez bizim Kilise’de görmüştüm. Sanırım Hristiyan geleneklerimizden bazılarını seviyordu.
Pazar günü bu Kilise’de ilahi bir mucize gerçekleşti. Bu Kilise’nin koruyucusu Meryem Ana, kardeşimizin kurban edilmesine rağmen bizi korudu. Onlarca kişi öldürmek isteyen iki silah sadece bir hedef vurdu. İki silah da tutukluk mu yaptı? İmanınıza bırakıyorum. Tanrı’nın gücünü gösteren bu mucizeyi herkese anlatın.”
“O bir melek olduğu için başka insanların ölmediğine inanıyorum”
Ayine katılan, Yeşilköy Latin Katolik Cemaati’nden Sena Tunalı, Serbestiyet’e şunları söyledi:
“Tuncer Murat Cihan, bizim için kurban oldu. Cennet’e gittiğine inanıyoruz. Onun için ağladım. Tanrı, Tuncer’i görmüş. O bir melek olduğu için başka insanların ölmediğine inanıyorum.
Kilisemizde böyle bir günahtan sonra tekrar dualar okundu. Tanrı’ya şükürler olsun bu Kilise’ye kutsal ruh tekrar geldi. Umarım bir daha böyle bir şey olmaz. Hiçbir yerde böyle bir şey olmasın. Herkes ibadetini güvenli bir şekilde yapabilsin.”
“Allah bu akşam memnundur”
İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Vekili Massimilano Palinuro, ayinden sonra Serbestiyet’e, “Bence Rab Allah, bu akşam memnundur. Bu akşam farklı dinler, farklı inançlar tek bir kalp tek bir ruh olduk. Minnettarlığımı bildiriyorum” diye konuştu.
“Kilise’de selamlaşırdık”
Santa Maria Kilisesi’nin rahibi Anton Bulai, Serbestiyet’e duygularını şöyle anlattı:
“Burada tüm inanç gruplarından aramızda olan insanlara teşekkür ediyoruz. Yanımızda olduklarını hissettik, yalnız olmadığımızı hissettik.
Tuncer Murat Cihan’ı birkaç kere Kilise’de gördüm. Selamlaşır, hal hatır sorardık. Herhangi bir talebi olmazdı bizden. Annesinin söylediği gibi bir melekti. Zihinsel engeli vardı. Çok sakin, centilmen, kibar, sevimli biriydi.”
“Ya beraber mutlu bir şekilde yaşayacağız ya da her gün başımıza ne iş gelecek diye bekleyeceğiz”
Santa Maria Kilisesi’nin avukatı Afşin Hatipoğlu, Serbestiyet’e yaptığı açıklamada saldırının yaşandığı gün polislerin Kilise’de olmadığını hatırlatarak güvenlik zafiyetine dikkat çekti.
Hatipoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye’de ilk kez olan bir tören. Kilise’nin yeniden ibadete açılması, kutsanması için yapılan bir tören. Bütün farklı mezheplerden Hristiyanlar buradaydı. Museviler buradaydı. Sünni’si Alevi’si Müslümanlar buradaydı.
Üst üste gelen bazı olaylar ve tehditler var. Yetkililerin daha dikkatli olmasını istiyorum. Olduktan 12 saat sonra değil olmadan 13 saat önce harekete geçilmeli.
Saldırganlar susma hakkını kullanıyormuş öğrendiğimize göre. Biz şikayetçi olacağız ve süreci takip edeceğiz.
Polisler o sırada burada, kapıda yoktu. Olsaydı ya çatışma çıkacaktı ya da saldırganlar kaçacaktı. Belki gözetleyen biri vardı ve o polislerin olmadığını bildirince saldırganlar gelmiş de olabilir. Kilise’nin içinde bir oda var. Polisler geldiklerinde o odada durabiliyor, kapının önünde durabiliyor. Bir güvenlik zafiyeti var bunu söylemek gerekiyor.
Ya beraber mutlu bir şekilde yaşayacağız ya da her gün başımıza ne iş gelecek diye bekleyeceğiz. İnsanın ilk ihtiyacı güvenlik ihtiyacı. Güvenlik ihtiyacının eşit bir şekilde karşılanması lazım.”
Tuncer Murat Cihan Bayburtlu Alevi bir aileden
Tuncer Murat Cihan’ın Bayburtlu Alevi bir ailedendi. Cihan ailesi, Bayburt merkeze bağlı Maçur köyünden. Tuncer Murat Cihan’ın cenazesi Nurtepe Cemevi’nden kalkmıştı.