Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen "İl Başkanları Toplantısı"nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından 2 Mayıs'ta partiye tekrar üye olduğunu, 21 Mayıs'taki olağanüstü büyük kongrede de genel başkanlık görevini devir aldığını hatırlattı.
Ardından kongrede seçilen MKYK'yı toplayıp, MYK'yı belirlediklerini ve çalışmaları hızlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de partiyle ilişkiyi hukuki olarak sona erdirdiği 2014 yılı Ağustos ayından sonraki ilk il başkanları toplantısının icra edildiğini belirtti.
Erdoğan, il başkanlarıyla daha sonra çeşitli vesilelerle bir araya geldiklerini anımsatarak, kendisinin de katıldığı en son genişletilmiş il başkanları toplantısının 18 Nisan 2014'te mahalli seçimlerin ardından, gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Bu toplantıda, 30 Mart 2014'te yapılan mahalli seçimlerin muhasebesini gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, "Seçim sürecinde nasıl alçakça, nasıl kalleşçe saldırılara maruz kaldığımızı konuşmuştuk. Şu anda 'akılsız başın cezasını ayaklar çeker' misali kendini yollara vurup İstanbul'a giden CHP'nin başındaki zat, o dönemde bizim için 'seçimden sonra başbakan yurt dışına kaçacak' tezviratları yapıyordu. İşin doğrusu çok partili hayatımızda siyasetin bu denli seviyesiz hale getirildiği, siyasetçilerin akıllarını ve ruhlarını bu denli kiraya verdiği pek az seçim gördük" diye konuştu.
Erdoğan, bugün FETÖ ihanet çetesine ve onların dümen suyuna girerek ülkesine iftira atanları korumak için yolları arşınlayanların, o dönemde de aynı çetenin ayakçılığını yaptığını kaydederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"O dönemde sergilenen haysiyet cellatlığına milletimizin itibar etmemesinin, tam tersine oynanan oyunu görerek güçlü bir şekilde arkamızda durmasından birilerinin hiç ders çıkarmadığı anlaşılıyor. Artık çoğu ya yurt dışına kaçmış olan ya mahkemelerde adalete hesap veren FETÖ tetikçilerinin ellerine tutuşturdukları malzemeler, kayıtlar, tapeler üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlar hala aynı yerde debelenip duruyor. Buna karşı AK Parti, 2014 mahalli seçimleri de kazandı, cumhurbaşkanlığı seçimini de kazandı, milletvekilliği seçimini de kazandı, yetmedi halk oylamasını da kazandı. Sadece bunlarla kalmadı.
Milletimiz ve güvenlik güçlerimizle beraber bölücü örgütü açtığı çukurlara gömüp, darbe girişimini engelledi, Suriye'de kurulan tezgahı bozdu, ekonomik saldırıları da atlattı. Biz ülkemiz için çalıştığımız ve 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dediğimiz için 80 milyonun gönlünde kendimize müstesna bir yer edindik. Onlarsa yoldaşlığını yaptıkları ihanet çetesiyle ve bölücü örgütle birlikte Türkiye'nin aleyhinde çalışmaktan bir gün bile vazgeçmediler. Bunların kendi milletlerine ve devletlerine karşı olan her işin arkasında yer alma konusunda ortaya koydukları inat, meselenin araç olmaktan çıkıp amaç haline geldiğini gösteriyor."
''GİTTİĞİNİZ YOL KANDİL'İN, PENSİLVANYA'NIN YOLUDUR"
Özellikle ülkeye ve millete olan muhabbetlerinden şüphe duymadıkları MHP'nin, kritik konularda gösterdiği olumlu ve sağ duyulu duruşa bakıldığında, CHP'nin ve aynı çizgideki çevrelerin konumunun çok daha açık bir biçimde görüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Meselenin muhalefet değil, siyaset değil, memleketinin bekası meselesi olduğunu görerek, ülkesinin ve milletinin yanında yer alan herkese bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyorum. CHP'nin temsil ettiği çizgi, artık siyaseten muhalif olma, siyaseten farklı duruş sergileme, siyaseten farklı söylemde bulunma boyutunu aşmıştır. Terör örgütleriyle ve onları özellikle ülkemizin üzerine kışkırtan güçlerle birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundayız. Geçmişlerindeki millete rağmen siyaset yapma anlayışları sebebiyle demokrasi sicilleri zaten bozuk olanlar şimdi işi bir adım daha ileriye götürüp millete karşı siyaset yapmaya başlamışlardır.
Aklı başında olan herkesin rahatlıkla görebildiği bu durum, Suriye'de, Irak'ta, Körfez'de, Avrupa'da ülkemize karşı kurulan tuzakların bir parçasıdır. Güya 'adalet' diyen ama adaleti sağlamakla görevli ilk derece mahkemelerinden Anayasa Mahkemesine kadar tüm kurumlara saldıran bir zihniyetin derdi asla adalet, hukuk olamaz. Bir defa bile şöyle gönül diliyle şehitlerimizi andıklarını, gazilerimize şifa dilediklerini duymadıklarımız, ne yazık ki teröristler ve onlara yardım edenler için adeta dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Hem FETÖ'nün hem PKK'nın önde gelen isimlerinin övgüyle bahsettiği bir genel başkanın yaptığı işlerin, ülkemizin ve milletimizin yararına olmadığını anlamak için başka bir ölçüye gerek yoktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa'nın himayesindeki sözde gazetesinden size seslenen PKK yöneticisi, 'doğru adımları atıyorsunuz' diyorsa attığınız adım kesinlikle yanlıştır. Terör örgütleri olağanüstü halden rahatsızsa ve siz de uygulama gayesini bile bile buna karşı çıkıyorsanız gittiğiniz yol Kandil'in, Pensilvanya'nın yoludur" dedi.
CHP'NİN YÜRÜYÜŞÜNE TEPKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki için başlattığı yürüyüşe yönelik eleştirilerde bulundu.
Erdoğan, "Uluslararası kuruluşların, mahkemelerin dahi eleştirmediği tarzda terör davalarına saldırıyorsanız, Türk adaletini itham ediyorsanız yaptığınız iş bu ülkenin hayrına asla değildir. Terör örgütlerine karşı yapmayı aklınızdan geçirmediğiniz yürüyüşü, teröristleri ve onlara destek verenleri savunmak için başlatıyorsanız kimseyi amacınızın adalet olduğuna inandıramazsınız" ifadelerini kullandı.
Hazreti Mevlana'nın adaleti "Ağaca su vermek", zulmü ise "Dikene su vermek" olarak tanımladığını aktaran Erdoğan, "Siz bu tavrınızla dikene su vererek adaleti savunmuyor tam tersine zulmü yüceltiyorsunuz. Durumunuz budur. İlla bir hak arayacaksanız gidin FETÖ davalarının, PKK, DHKP-C davalarının görüldüğü mahkemelere, şehitlerin, gazilerin, milletin hakkını arayın. Gidin tabutlarına omuz verdiğiniz eli kanlı canilerin yetim ve öksüz bıraktığı çocukların hakkını arayın" dedi.
"YAZIKLAR OLSUN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gül dikenin gül dereceğini, rüzgar ekenin de fırtına biçeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için buradan diyoruz ki darbecileri bırakıp darbeye maruz kalanları suçlayanlara yazıklar olsun. Teröristleri bırakıp terörle mücadele edenlerin üzerine gidenlere yazıklar olsun. Ülkesini bırakıp ülkesine saldıranların argümanlarına sarılanlara yazıklar olsun. Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde vatana ihanet suçu kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar.
Konunun ne basın özgürlüyle ne düşünce ve ifade özgürlüğüyle ne milletvekili dokunulmazlığıyla ilgisinin olmadığını en iyi bu gürültüyü çıkaranlar biliyordur. Bir başka terör örgütüyle irtibatları sebebiyle kamudan ihraç edilen ve yine örgütün emriyle cezaevinde güya açlık grevi başlatanlara yine bunlar sahip çıkıyor. Bu da enterasan. Esasen bunların hiçbirinin derdi demokrasi ve özgürlükleri savunmak değil kendi suçlarını bastırmaktır."
"GERÇEKLERİ ANLATMAK MECBURİYETİNDEYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tüm bu olup bitenleri gördüğünü, takip ettiğini ve feraseti ile neyin ne olduğunu gayet iyi bildiğini vurguladı.
Her zaman ve her konuda olduğu gibi mücadelelerini vereceklerini, hakikatleri anlatacaklarını, gereken çabayı göstereceklerini ve takdiri millete bırakacaklarını ifade eden Erdoğan, "Teşkilatlarımızdan bu meseleleri milletimize anlatma konusunda çok daha aktif bir şekilde hareket etmelerini bekliyoruz. Milletimize hakikatleri anlatmadığımız her yerde, meydanın yalanlara, yanlışlara, iftiralara kalması kaçınılmazdır. Bunun için hep birlikte gece gündüz çalışmak, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayarak tüm vatandaşlarımıza gerçekleri anlatmak mecburiyetindeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
"KESİNLİKLE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Erdoğan, iki hafta sonra 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne ulaşacaklarına işaret ederek, "Bir ihtilal gecesi meydanlara yürüdük. Gökyüzü alev alev yanınca üstümüzden tekbirlerle çoğalıp sonsuz yare yürüdük, yürüdük. Sela vakti karadan ve denizden, karanlığın kalbine, aşikare yürüdük" dizelerini hatırlattı.
Türkiye'nin son birkaç yıldır çok büyük hadiseleri arka arkaya yaşadığına dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Artık böylesine tarihi olayların bile sıradanlaşması, kanıksanması, böyle bir tehlikeyle yüz yüzeyiz. 15 Temmuz'un unutulmasına, unutturulmasına, bu ihanetin üzerinin örtülmesine, bu hainlerin yaptıkları alçaklığın hesabının sorulmasının önüne geçilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. O gece canları pahasına sokakları, meydanları doldurarak ülkelerine sahip çıkan milyonların, şehitlerimizin ve gazilerimizin üzerimizdeki vebalini hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Birileri hava meydanından kaçar gider ama birileri de orada şehadete yürür. İşte fark bu."
Erdoğan, millete karşı sorumluluklarını ihmal etmeyeceklerini, hem Türkiye'yi büyütme, ileriye taşıma görevinin gereğini yapacaklarını hem de darbecilerden, teröristlerden, onları destekleyen iç ve dış güçlerden hesap sorma vazifelerini yerine getireceklerini ifade etti.
Bölücü terör örgütü PKK'nın saldırısında yaşamını yitiren AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan'a Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Şu anda bütün güvenlik güçlerimiz hareket halinde onun katillerini arıyorlar ve en kısa zamanda da bulacaklarına eminim" dedi.
"BİR MİLLİ GÜN OLARAK KUTLAYACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'u resmi tatil ilan ettiklerini anımsatarak, "Hem 80 milyon vatandaşımızın hem de bundan sonraki nesillerin 15 Temmuz'un manasını en iyi şekilde öğrenmesini sağlamak mecburiyetindeyiz. 15 Temmuz'u Türkiye'de bir daha kimsenin darbe teşebbüsünde bulunmamasını, benzer bir ihaneti aklına dahi getirmemesini sağlamanın sembolü haline dönüştüreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" şeklinde konuştu.
Eski Türkiye'de darbe tarihlerinin resmi bayram ilan edildiğine, zoraki etkinliklerle millete darbeler ve darbecilerin şirin gösterilmeye çalışıldığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan sonra 15 Temmuz'u milletimizin istiklalinin ve istikbalinin, bayrağımızın, ezanlarımızın, demokrasimizin kurtuluş tarihi, şehitlerimizi ve gazilerimizi anma vesilesi bir milli gün olarak kutlayacağız. Teşkilatlarımızdan 15 Temmuz'u anma etkinliklerine sahip çıkmalarını, yoğun ve samimi bir katılım göstermelerini özellikle bekliyorum. Biz de darbe girişimi gecesi bombalanan Mecliste, tankların ölüm saçtığı eski Boğaziçi, şimdiki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yapılan programlara ve çeşitli toplantılara katılarak vazifemizi ifa edeceğiz."
"KONGRE TAKVİMİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE NETLEŞTİRDİK"
AK Parti'nin, Türkiye'nin en yaygın, en dinamik, en çalışkan teşkilatlarına sahip olması sayesinde bunca yıl ayakta kaldığını, bunca başarılara imza attığını vurgulayan Erdoğan, özellikle son 4 yıldır ardı ardına yaşanan hadiseler, seçimler ve halk oylaması süresince gayret ve fedakarlık gösteren teşkilatların her kademesinde görev yapan partililere teşekkür etti.
Erdoğan, bu sürecin etkisiyle bazı teşkilatlarda "metal yorgunluğu" emareleri gördüklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Olağanüstü büyük kongremizle birlikte başlayan, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, bunun yanında Merkez Yürütme Kurulu toplantılarımızda olgunlaştırdığımız, bugün burada sizlerle birlikte daha da detaylandıracağımız bir çalışmamız var. Belde, ilçe ve il teşkilatlarımızda yorgunluk, atalet, çözülme işaretleri gördüğümüz arkadaşlarımızın daha dinamik, gayretli, üretken, vizyoner arkadaşlarımızla nöbet değişimi yapmalarını arzu ediyoruz. Başarılı teşkilatlarımızdaki arkadaşlarımız elbette görevlerine devam edeceklerdir ama genel olarak teşkilatlarımızda kapsamlı bir değişimin şart olduğunu, sanıyorum sizler de kabul edeceksiniz. Dünkü Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantımızda kongre takvimini büyük ölçüde netleştirdik. İlgili arkadaşlarımız size bu konuda detaylı bilgi verecekler."
16 Nisan'da gerçekleştirilen halk oylamasıyla başarı ölçüsünün değiştiğine işaret eden Erdoğan, yüzde 49,9 oyun bile başarılı olmak için yetmediğini, netice almak için mutlaka yüzde 50+1'e ulaşmak zorunda olduklarını hatırlattı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığında rahat icraat yapabilmek için Mecliste de güçlü bir çoğunluğa sahip olmanın şart olduğunu vurguladı.
Bu bakımdan 2019 seçimlerinin kendileri için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, "30 Mart 2014, 10 Ağustos 2014, 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015'in dışında 15 Temmuz darbesi sonrasındaki gelişmeler, 16 Nisan 2017 halk oylaması bize çok net bazı mesajlar vermiştir. Şayet birlikte yaşadığımız bu seçimlerden gereken dersleri çıkarmazsak, 2019'da işimiz gerçekten çok zor demektir" ifadelerini kullandı.
''DEĞİŞİM ZİLLERİ TÜM GÜCÜYLE ÇALIYOR"
AK Parti'nin diğer partilerden farklı olarak kendisini sürekli geliştirmeyi, değiştirebilmeyi, dönüştürmeyi, ileriye taşımayı başarabilen tek parti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu sayede 15 yıldır her girdiğimiz seçimi kazandık ve kesintisiz bir şekilde iktidarda kaldık. Şu anda da değişim zilleri tüm gücüyle çalıyor. Bize düşen görev, bu çağrıya kulak vermek ve gereğini de yerine getirmektir. Teşkilatlarımızdaki arkadaşlarımızdan, kongre takvimine bu gözle bakmalarını, partimizi geleceğe hazırlayacak altyapıyı süratle kurmalarını özellikle bekliyorum."
Erdoğan, toplantının basına kapalı bölümünde tüm bu konuları detaylı şekilde konuşacaklarını ifade etti.
İl Başkanları Toplantısı'nın hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, il başkanlarından şehirlerindeki vatandaşlara selam götürmesini istedi.