spot_img
spot_img
Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIÇin Tayvan’a saldırırsa ABD ne yapacak?

Çin Tayvan’a saldırırsa ABD ne yapacak?

Çin Tayvan’a askeri bir harekatta bulunursa ABD ne yapacak? Soru bu. Ya da Çin Tayvan’ı Sovyetlerin bir zamanlar Berlin’i abluka altına aldığı gibi yaparsa ABD’nin tutumu ne olur? Kısacası ABD, Tayvan saldırıya uğrarsa onu korur mu? Başkan Biden ağzından kaçırıp korur deyiverdi; sonra düzeltildi. Belki de ağzından kaçırmadı belirsizlik olsun diye. ABD deniz ve hava gücünün önemli kısmını Pasifik’te tutuyor. Görüleceği gibi, ABD tutumu sisler altında.

Tayvan’da yapılan son seçimler Çin-Tayvan ilişkilerine dikkatleri daha da yoğunlaştırdı. Meslektaşım Selim Kuneralp  Çin ile ilgili tarihi gelişmeleri bir süre önce  ayrıntılı biçimde yazdı.

Ben daha ziyade ABD-Tayvan ilişkileri ve bunun dünyada olası gelişmelere değinmek istiyorum.  

ABD’nin Mao’nun Çin’ini tanıması 1972 yılına gider. Nixon-Kissinger ikilisi Çin’i Sovyetler Birliğinden uzaklaştırmak ve Çin’in Vietnam harbini sona erdirmek için yardım etmesi için Çin’e önemli bir açılım  yaptılar. O sıralarda bunu ancak Nixon gibi sağcı bir Başkan yapabilirdi. Tabii Kissinger desteği ile.

Nixon’un Çin ziyaretinde Şangay ortak bildirisi yayınlandı. Bildirideki şu ifadeler önemli: “ABD, Tayvan Boğazı’nın her iki tarafındaki tüm Çinlilerin tek bir Çin olduğunu ve Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu iddia ettiğini kabul ediyor. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti bu pozisyona itiraz etmiyor. Tayvan sorununun bizzat Çinliler tarafından barışçıl çözümüne olan ilgisini bir kez daha teyit ediyor. “

Diplomatik dille yazılmış olsa da neticede BM Güvenlik Konseyine Çin oturuyor ve Tayvan kalkıyor. Tayvan artık Birleşmiş Milletlerde değil deniyor. ABD böylece    tek Çin formülünü kabul etmiş oluyor.

O tarihe kadar ABD ile çok yakın ilişkileri olan Tayvan için 1979 yılında   Kongre bir karar kabul ediyor. Tayvan İlişkileri Yasası :

Uzun bir metin olan yasanın can alıcı  bölümleri şunlar;

“Başkan – Amerika Birleşik Devletleri ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından Çin Cumhuriyeti olarak tanınan Tayvan’daki yönetim makamları arasındaki hükümet ilişkilerini 1 Ocak 1979’dan önce sonlandırmış olan Kongre, bu Kanunun çıkarılmasının gerekli olduğuna karar vermiştir.

Batı Pasifik’te barışın, güvenliğin ve istikrarın korunmasına yardımcı olmak; Ve

Amerika Birleşik Devletleri halkı ile Tayvan halkı arasındaki ticari, kültürel ve diğer ilişkilerin sürdürülmesine izin vererek Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikasını geliştirmek.

Bu Amerika Birleşik Devletleri’nin politikasıdır.

Amerika Birleşik Devletleri halkı ile Tayvan halkının yanı sıra Çin ana karasındaki insanlar ve Batı Pasifik bölgesinin tüm diğer halkları arasındaki kapsamlı, yakın ve dostane ticari, kültürel ve diğer ilişkileri korumak ve geliştirmek;

bölgede barış ve istikrarın Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasi, güvenlik ve ekonomik çıkarlarına uygun olduğunu ve uluslararası öneme sahip konular olduğunu ilan etmek;

Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin Halk Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkiler kurma kararının, Tayvan’ın geleceğinin barışçıl yollarla belirleneceği beklentisine dayandığını açıkça belirtmek;

Tayvan’ın geleceğini boykotlar veya ambargolar da dahil olmak üzere barışçıl yollardan başka yollarla belirlemeye yönelik her türlü çabayı, Batı Pasifik bölgesinin barış ve güvenliğine yönelik bir tehdit ve ABD için ciddi endişe kaynağı olarak değerlendirmeye;

Tayvan’a savunma niteliğinde silahlar sağlamak; Ve

Amerika Birleşik Devletleri’nin, Tayvan halkının güvenliğini veya sosyal veya ekonomik sistemini tehlikeye atacak her türlü güce veya diğer baskı biçimlerine başvurmaya direnme kapasitesini sürdürmek.

Bu Kanunda yer alan hiçbir şey, Amerika Birleşik Devletleri’nin insan haklarına, özellikle de yaklaşık on sekiz milyon Tayvan sakininin insan haklarına ilişkin çıkarlarına aykırı olmayacaktır. Tayvan’daki tüm insanların insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, Amerika Birleşik Devletleri’nin hedefleri olarak yeniden teyit edilmektedir.”

     Bundan böyle Tayvan ile ilişkiler adeta yarı Sefaret gibi görülen “Enstitü” aracılığıyla yürütülecektir. Ayrıca, şimdi Tayvan halkı bu kadar yıl sonra kendilerini Çin’liden   ziyade Tayvanlı olarak görüyormuş.

      Geriye dönüp bakıldığında Tayvan’ı Çin’in ayrı bir rejime sahip özerk bölgesi olarak görülmesi belki daha iyi olurdu. İsmen Çin’in parçası ama farklı.

      Bugün 24 milyon nüfusa sahip Tayvan çoğulcu demokrasinin ve ileri teknolojinin örneklerini veriyor. Dünyada cip üretiminde önde geliyor.

      ABD Tayvan’ı askeri malzeme yönünde destekliyor. Çin şu sıralarda Tayvan’a karşı daha agresif bir tutum içinde. Çin lideri birleşme için 2027 yılını hedef yıl ilan etti.

     Çin Filipinlere karşı da deniz paylaşım konusunda 2016 Adalet Divanı kararını dinlemiyor. Bölgedeki denizlere hakim olmayı amaçlıyor. Bölge ülkeleri endişeli. Hepsi Amerika’nın  tutumuna bakıyor.

     Çin Tayvan’a askeri bir harekatta bulunursa ABD ne yapacak? Soru bu. Ya da Çin Tayvan’ı Sovyetlerin bir zamanlar Berlin’i abluka altına aldığı gibi yaparsa  ABD’nin tutumu ne olur  ? “Tayvan’daki insan haklarını korumak” ifadesi karşısında ABD ne yapar?

     Kısacası ABD,  Tayvan saldırıya uğrarsa onu korur mu? Başkan Biden ağzından kaçırıp korur deyiverdi; sonra düzeltildi. Belki de ağzından kaçırmadı belirsizlik olsun diye. ABD deniz ve hava gücünün önemli kısmını Pasifik’te tutuyor.

     Görüleceği gibi, ABD tutumu sisler altında.

     Mesele Tayvan’ı da aşıyor. Çin Tayvan’ı askeri yolla işgal ederse Japonya, Endonezya, Filipinler ve Güney Kore ne yapar! Bu gruba Avustralya ve Yeni Zelanda’yı dahi katabiliriz.

Bölgede bir nükleer yarış başlar mı? Japonya ve Güney Kore başta…

     Bir Çin-ABD savaşı dünya için felaket olur herhalde. Herkesin korkulu rüyası bu.

- Advertisment -