Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Türkiye'de bulunan Sierra Leone Cumhurbaşkanı Ernest Bai Koroma ile Beştepe'de baş başa ve heyetler arası görüşme sonrası, ortak basın toplantısı düzenledi.
Yakın geçmişte yıkıcı bir iç savaş geçiren ayrıca Ebola salgınıyla mücadele etmek zorunda kalan Sierra Leone'nun kaydettiği ilerlemeyi takdirle karşıladıklarını belirten Erdoğan, Koroma'nın liderliğinde ülkenin çok daha ileri gideceğine inandığını söyledi.
Erdoğan, her zaman ifade ettiği gibi Türkiye'nin, Afrikalıların kara gün dostu olduğunu vurgulayarak, kıtayla 10. yüzyıla kadar giden münasebetlerinin dostluk, dayanışma ve iş birliğinin en güzel örneklerini sunduğunu dile getirdi.
Kıtanın dört bir yanında ecdadın bıraktığı eserlerin, hala Afrikalılara hizmet ettiğine şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, Afrika kıtasının bilhassa Sahraaltı Afrika ile uzun dönem ihmal edilen münasebetlerinin 2005'ten itibaren hızlandığına dikkati çekti.
Erdoğan, Türkiye'nin Afrika genelinde 39 büyükelçiliğinin bulunduğunu anlatarak, Afrika ülkelerinin Türkiye'deki büyükelçilik sayısının da 33'e yükseldiğini bildirdi. Bugün Türkiye ve Sierra Leone'nun karşılıklı olarak büyükelçilik açması konusunda mutabık kaldıkları bilgisini de paylaşan Erdoğan, büyükelçiliklerin süratle açıldığı anda Afrika'daki bu sayının 40'a yükseleceğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım, savunma sanayi, sağlık, balıkçılık, turizm, enerji ve eğitim gibi farklı alanlarda çok ciddi bir potansiyele sahip olunduğunu belirterek, diplomatik vizeleri kaldıran anlaşmayı gerçekleştirdiklerini de duyurdu.
Koroma ile oldukça verimli ikili bir görüşme gerçekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Öncelikle zatı devletlerine FETÖ ile mücadelemize verdiği güçlü destek için şükranlarımı sunuyorum. FETÖ'ye bağlı kurumun kapatılması yönünde karar aldılar" diye konuştu.
Erdoğan, bu yönde alınan kararın, gerçek anlamda bir işbirliği vesilesi olmasını da ayrıca arzu ettiklerini belirterek, "Bunu sağlamak için de Türkiye bursları ve Maarif Vakfımız ile dostlarımıza gerekli her türlü desteği sunuyoruz, sunmaya da devam edeceğiz" dedi.
Maarif Vakfı'nın okulun devralınması için gerekli temasları yürüteceğini aktaran Erdoğan, TİKA aracılığıyla gerçekleştirilen kalkınma yardımlarının da sürdürüleceğini bildirildi.
"Daha fazla yatırım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016'da 44 milyon dolar düzeyinde gerçekleşen ticaret hacminin ilk etapta 100 milyon dolara, orta vade ise 350 milyon dolar seviyesine çıkarmanın gayretinde olunacağının altını çizdi.
Türk iş adamlarını, Sierra Leone başta olmak üzere, Batı Afrika'da daha fazla yatırım yapmaya davet eden Erdoğan, gerçekleşecek ilk ziyarette Sierra Leone'daki iş adamlarıyla bir araya gelerek, ne gibi yatırımların yapılabileceği konularını yerinde görüşme fırsatını bulacaklarını söyledi.
Erdoğan, 20. yüzyıla damgasını vuracak kıtanın Afrika olduğunu vurgulayarak, "Müteşebbislerimizin sömürü yerine müşterek menfaati esas alan iş modelleriyle kıtaya çok farklı bir açılım kazandıracaklarına inanıyorum" ifadesini kullandı.
Bu vesileyle dün akşam ABD yönetimi tarafından alınan ve bir kısmı basına yansıyan kararlar hakkında da görüşlerini paylaşmak istediğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Komşumuz Suriye'de 6 yıldır, 1 milyon insanın hayatına mal olan yıkıcı ve bölgeyi istikrarsız hale getiren bir savaş yaşanıyor. DEAŞ, El Kaide ve YPG, PYD gibi terör örgütlerinin Suriye'deki kaosu fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak başından beri tavrımızı demokrasiden, meşruiyetten, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana yaptık. Kapı komşumuzda yaşanan insani drama ve katliamlara tepkisiz kalmadık. Zira bizim, Suriye sınırımız 911 kilometre. Böyle bir sınırdaş konumunda olduğumuz ülkede, şüphesiz ki bizleri rahatsız eden terör eylemleri, zaman zaman tehdit oluşturan bu terör eylemlerine karşı uzun zaman sabrettik. Ama belli bir noktadan sonra artık sabrın sonu geldi ve atılması gereken adımları atmaya başladık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeliye kapısını açtığını, 25 milyar doların üzerinde yardım, konteyner ve çadır kentler olmak üzere sağlık, eğitim, gıda gibi her türlü yardımı sağlamak suretiyle orada yatırım sayılabilecek adımlar attığını anlattı.
"Başkan Trump'a bizzat ifade edeceğim"
Bunun yanında terör örgütleri arasında ayırım yapılmaması gerektiğini, "iyi terörist, kötü terörist" şeklinde böyle bir ayrıma gidilemeyeceğini terörizmin tanımı içerisinde ortaya koymaya çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Suriye'deki cinayet şebekelerinin tamamına karşı kararlı bir şekilde mücadele yürüttük, yürütüyoruz. DEAŞ terör örgütüne şu ana kadarki en büyük zaiyatı verdiren Fırat Kalkanı Harekatı, bu tavrımızın en somut örneğidir. Bu harekat, DEAŞ ile mücadele için bir başka terör örgütüne muhtaç olunmadığını bütün dünyaya ispat etmiştir. DEAŞ terörüyle mücadelede tavrımız bugün de aynıdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun DEAŞ terör örgütüyle mücadele, bir başka terör örgütüyle yürütülmemelidir. Böyle bir adım Suriye'nin ve bölgenin geleceğini tehlikeye sokacaktır. Geçmişte atılan yanlış adımların Suriye'yi getirdiği durum ortadadır."
Erdoğan, bir kez daha açıkça ifade etmek istediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye ve Irak'ta her gelişme, bizim için doğrudan milli güvenlik meselesidir. Bizler müttefiklerimizin, terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz. Bu konudaki tavrımızı, alınan kararla ilgili endişelerimizi 16 Mayıs'ta Başkan Trump ile yapacağımız görüşmelerde ayrıntılı şekilde kendilerine de bizzat ifade edeceğim."
"Bu temaslar bölgenin istikrarını garanti altına alacak"
Aynı şekilde 25 Mayıs'ta Brüksel'de toplanacak mini NATO zirvesinde de müttefiklerle konuyu masaya yatıracaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu temasların bölgenin istikrarını garanti altına alacak, Suriye'nin gerçekleriyle uyumlu bir sonuca ulaşmamızı sağlayacağına inanıyorum. Temenni ederim ki şu ana kadar ortaya konulan, ifade edilen bazı gerçeklerden Amerika'ya gitmeden bir an önce dönülmüş olunur, çünkü bu olayları yaşayan biziz. Bu açıklamaları yapanların hiçbiri, bu olaylarla yakından, uzaktan alakası yok. Suriye'de ne olur, Irak'ta ne olur, bunların hiçbirini onlar bilmiyor" diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin bütün sınır boylarındaki vilayetlerde bugüne kadar şehitlerin olduğunu belirterek, bu şehitlerin tüm ailelerini güvenlik altına almak için bu mücadeleyi verdiklerini anlattı.
Suriye'nin bölünmesi ve parçalanmasına da karşı olduklarını her an ve her zaman söylediklerini yineleyen Erdoğan, bundan sonraki süreçte bunun aklı selimle çözülmesinden yana olduklarını ifade ederek, yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiği temennisinde bulundu.
Öte yandan, basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında diplomatik pasaport hamilleri için vizelerin karşılıklı olarak kaldırılmasına dair anlaşma imzalandı.