Tarık Ziya Ekinci, benim için “Tarık Abi”ydi. 1968 öğrenci gösterileri döneminde, o TİP Diyarbakır milletvekiliydi. Ben de SBF öğrencisi. Her ikimiz de Ekim 1970’te gerçekleşen TİP 4. Kongresi’nin delegesiydik.
Ben o zaman Maocu Aydınlık hareketinin bir militanıydım, Tarık Abi ise Türkiye İşçi Partisi’nde siyaset yapıyordu. Kongrenin muhalif delegelerinden birisiydim. Adımı en sona yazdılar. Kürsüye çıkınca bir oylama yaptılar ve konuşmamı 5 dakika ile kısıtladılar. Bu haksızlığa tepki gösterdim. Beni zorla kürsüden indirmeye kalktılar. Kürt delegelerle Behice Boran’ın taraftarları arasında kısa süren bir arbede yaşandı. Ben şaşkın şaşkın etrafa bakınırken bir el kolumu sert bir şekilde tuttu ve bir kenara çekilmemi söyledi. “Evlat ortalığı karıştırdın…Yapmayacaktın…”
O beni kenara çeken el Tarık Ziya Ekinci’nin eliydi. Bana bazı nasihatlerde de bulundu. O günden sonra haberleşmemiz bir şekilde devam etti. Bana yazılarım konusunda mektuplar yazar eleştirilerini söylerdi. Ben de ona cevap yazardım. İnternete çabuk adapte oldu. Maillerle bu kez fikirlerini göndermeye devam etti.
Taraf gazetesinin Genel Yayın Müdürü olunca gönderdiği e mail hesabımda duruyordu: “Sevgili dostum. Yeni görevini kutluyorum. Bugüne kadar izlediğin başarı çizgisinin Taraf’ta da yükselerek devam etmesini diliyorum. Merkez medyada olmanın güvencesi altında en radikal düşünceleri savunmaktan geri kalmadın. Geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyordun. Yeni koşullarda bu avantajlar olacak mı? merak ediyorum. Süreklilik sorunu da beni düşündürüyor. Özetle rahat olmadığımı hatırlatmayı dostça bir görev sayıyorum. Tekrar başarılar diler, gözlerinden öperim kardeşim. İpek hanıma selam ve saygılarımı iletmeni rica ederim.”
Ben de ona şöyle karşılık yazmışım: “Sevgili Tarık Ağabey, zor bir işi üstlendiğimin farkındayım. İlgi ve desteğinizi bekliyorum.” Onun hayatını anlattığı ‘Lice’den Paris’e Anılarım’ kitabında Ermeni tehcirine muhalefet eden Lice Kaymakamı Abidin Nesim’in mezarından söz etmişti. Kaybolan o mezarı buldum. Tarık Abi’yi aradım. Çok sevinmişti.
Tarık Ziya Ekinci eşitlik ve adaletten yana sosyalist bir Kürt’tü. “Kürt meselesiyle Türkiye’nin demokratikleşmesi birbirine sıkı sıkı bağlıdır” derdi. Bu nedenle milliyetçilikten uzak bir duruşu vardı. Bazen kafama bir şey takıldığında ona sorardım ve zaman zaman da belli meselelerde aramızda farklılık oluşurdu.
Ondan hep öğrendim.
Benim için önemli bir dost ve ağabey gitti.
Yeri doldurulamaz.