Bunu herhalde ilk anlayan ve uygulayan İspanya diktatörü Franco idi. Futbol İspanya’da bir kültürel ifade ve temsil halini almıştı. Franco’ya daha yakın görülen Real Madrid devlet kurumlarını temsil ederken, Barcelona Katalanları temsil ediyordu. Barcelona’nın orijinal adı Catalan FC Barcelona iken daha sonra Barcelona CF’a döndürüldü. Uzun süre Barselona’da sadece Katalan futbolcular oynamış. Aslında Franco büyük bir futbol meraklısı değilmiş. Ancak, bu sporun kitlesel ve kültürel önemini anlamış. Tabii rejimin halk üzerindeki olumsuz etkilerini, futbola ilgi dolayısıyla hafifletmeye çalıştı.
1943 yılında oynanan Barselona-Real Madrid maçının yarı final ilk maçını Barselona 3-0 kazanmasına rağmen 2’nci maç öncesi Madrid’de ülkenin Güvenlik Şefi maç öncesi Barcelona takımını ziyaretle Franco’nun Katalanlara karşı hoş görüsünü hatırlatmış. Neticede Barcelona maçı 11-1 kaybetmiş.!
İspanya’daki bu futbolun kitleler üzerindeki etkileri herhalde başka merkezi hükümetlerin gözünden kaçmamıştır.
Futbol, kitleler için, Amerika Birleşik Devletleri dışında, bir numaralı spor faaliyetidir. Mali bakımdan en önemlisidir En çok ve güçlü sponsorlar futbolda vardır. En fazla seyirci futboldadır. Ne bireysel spor dalları ne diğer takım sporları futbol gibi kitlesel izleyiciye sahip değildir.
Futbol ayrıca halk nezdinde eksik demokrasi uygulamalarını da bir ölçüde arka plana atabiliyor. İşte bu nedenle bu tür Merkezi Hükümetler, ekonomi ne kadar zorda olsa da önemli stadyumlar ve tesisler yapmaya çalışır ki siyaset ve haklar arka planda kalsın.…
Herhangi bir konuda miting yapıcılar halkı toplamak için çalışırlar. Futbol seyircisi ise statları kendisi doldurur. Ülkemizde önemli bir yabancı futbolcu getirtmek için özel uçak yollanır ve gelişinde hemen pek az ülkede görülecek şekilde kalabalık taraftarlar tarafından karşılanır.
Bu ilgi şampiyon kadın voleybol takımımız için dahi gösterilmez.
Bizde esas olan ulusal büyük kulüplerdir. Bazı bölgelerde şehir kulüpleri önce gelir. Batı Avrupa’da ise önemli olan şehir kulüpleridir.
Bütün bu Merkezi Hükümet gayretlerine ve zaman zaman dünya çapında antrenör getirtmemize karşın futbolumuzda ciddi gelişme olduğunu söylemek zordur. Gelen yabancı hocalar yavaş futbol oynadığımızdan şikayetçi. Ee futbol aynı zamanda atletik yetenek istiyor. Bu da ciddi idman ister. Bir takım sadece idmancı getirse taraftar isyan eder.
Nüfusu İstanbul’un büyük ilçelerinden biri kadar olan Letonya’nın şampiyonu takımı, kulüp değeri şampiyon takımımızın otuzda biri olan, keza Letonyalı oyuncuların maaşı bizimkilerin kırıntısı iken şampiyon takımımıza çelme takıyorsa…
Futbol biraz siyaset ve büyük ölçüde zihniyet ve akıl demek.