Ana SayfaRÖPORTAJEtyen Mahçupyan: “Kürtler için konuşulacak avantajlı yer Türkiye, Rojava değil”

Etyen Mahçupyan: “Kürtler için konuşulacak avantajlı yer Türkiye, Rojava değil”

Etyen Mahçupyan: “Kürtlerde ve Kürt meselesinin demokratik çözümünü isteyen Kürt olmayanlarda Suriye ve Rojava konusunda pasif ve romantik bir hayalcilik görüyorum. Gerçekçi bir siyasi analizle ele alınmasından kaçınıyor ve bunu kendilerine yediremiyorlar. Ama Rojava’da artık Türkiye’nin eli güçlendi. HTŞ’nin silah bıraktığı, siyasete açıldığı bir yerde, YPG silahlı kalamaz. Suriye’deki olayı kendi başına düşünmenin zamanı geldi. Kürtler için konuşulacak avantajlı yer Türkiye, Rojava değil.”

Karar TV’de Bir Karar Ver programında Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a konuşan Etyen Mahçupyan’ın sözlerinin bir kısmı şöyle:

Etyen Mahçupyan: Kürtlerde ve Kürt meselesinin demokratik çözümünü isteyen Kürt olmayanlarda, Suriye ve Rojava konusunda pasif ve romantik bir hayalcilik görüyorum. Bir tür naiflik var. “İki yola da gidebilir, orada demokratik bir şekilde anlaşılabilir, Kürtler de orada küçük bir yönetim olarak kalabilir ya da çok başka bir yere de gidebilir” diye analizler yapılıyor. Ama şu soru sorulmuyor. Bu iki tarafın gerçekleşme ihtimali elli-elli midir? Çünkü değil. Çünkü giderek Kürt açısından pozitif bir hayalin ihtimali azalıyor Suriye’de. Türkiye’nin tutumu ve Türkiye’nin ABD ve Batı nezdindeki konumu yüzünden. Aynı zamanda bu HTŞ’nin aldığı karar yüzünden. Eğer HTŞ silahlı mücadeleye devam, silah bırakmıyoruz deseydi, hiç kimse YPG’ye silah bırak diyemezdi. Bunlara karşılık daha gerçekçi bir hayalciliğe ihtiyaç var. Bu pozisyon Suriye’de seni giderek daraltacak ve mahkum edecekse, Suriye’deki olayı kendi başına düşünmenin zamanı geldi. Ya o hiç olmasaydı ne olacaktı? Tarih tekrar o noktaya da götürebilir her şeyi. Bütün bu kazanımlar denen şeyler yok olabilir. Ama psikolojik olarak şöyle bir durum var maalesef. Rojava sayesinde milliyetçilik, hiç milliyetçi olmayan bir Kürdün zihninde bile ufacık da olsa bir tohum atmış durumda. Çünkü orada ‘biz’e ait olan, ‘biz yönetiyoruz’ duygusu veren bir yer var. Rojava Kürtler için Öcalan gibi oldu bir tarafıyla. Bir tür kutsiyet kazandı. Bu yüzden de bunun gerçekçi bir siyasi analizle ele alınmasından kaçınıyor ve bunu kendilerine yediremiyorlar. Kazanımdan geri adım atmak zor geliyor.

Ama Türkiye’deki Kürt meselesi hâlâ işin esası. Türkiye’deki iktidarın da bir yumuşak karnı var. O yumuşak karın da, her konuşmada da bunu söylüyorlar; Kürtler bizim kardeşimizdir derken de onu diyorlar: ‘Kürtleri dışlayarak ilerleyemeyeceğimizi anladık ama Kürtleri temsil eden silahlı örgüt istemiyoruz’ diyorlar. Kürtler bir sosyoloji olarak varolup oradan bir siyaset çıkarsa onunla konuşabiliriz diyor Türkiye.

Türkiye Yüzyılında bunu beceremezsek başarılı olamayacağımızı da kabul etmiş durumda Türkiye. Kürtler için konuşulacak avantajlı yer Türkiye, Rojava değil. Eğer bir Kürt  karşı-tezi çıkacaksa, bu, şu anda Türkiye’deki Kürt talepleriyle çıksa, Rojava’ya daha çok hizmet eder. Sadece Rojava olarak çıktığı zaman Türkiye’deki olay anlamsızlaşıyor. Türkiye açısından Rojava meselesi bitmiş görünüyor. 

- Advertisment -