Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIX, hesaplarımızı neden engelliyor?: Grok ile X’i ve hükümeti çekiştirdik

X, hesaplarımızı neden engelliyor?: Grok ile X’i ve hükümeti çekiştirdik

Grok bence dürüst cevaplar verdi ve birçok kaynaktan çıkarım yaparak ülkemizin ve X’in nasıl göründüğünü de ortaya koydu. Derdimizi yapay zekaya anlatabildik ve anlaşılabildik. Hans pardon Grok anladı, Hasan pardon Hükümet de anlamadı demeyelim.

Ülkemizdeki sosyal medya hesap engellemeleri herkesin malumu. Özellikle “X” platformunda son birkaç ayda seri engellemeler yapıldı. Daha önce keyfi engellemeleri sorgulayan Twitter, Ellon Musk’a satılıp ismini X olarak değiştirince engellemeleri hemen uygular hale geldi. Bu konuda CHP lideri Özgür Özel’in paylaşımı ve X’e “Siz bugün antidemokratik uygulamalara alet olursanız, erişim engeli taleplerini uygularsanız bu millet size ne yapar iyi düşünün!” uyarısı dikkat çekiciydi. (https://x.com/eczozgurozel/status/1907697326556139915)

X platformu başta olmak üzere sosyal medya engellemeleri neden mi keyfi? Biz değil Anayasa Mahkemesi böyle söylüyor. @AvLeventism hesabımın da aralarında olduğu 62 hesap için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi 2024 yılı başında tek bir kararda (B.No: 2015/13667) başvuruculara toplamda 3,5 milyon TL tazminat, avukatlarına ise 1 milyon TL vekalet ücreti ödenmesine karar vermişti. (https://serbestiyet.com/featured/kapatilma-karari-verilen-twitter-hesaplari-icin-hak-ihlali-ve-35-milyon-tl-tazminat-karari-karari-alanlara-ve-aldiranlara-rucu-edilmeli-154117/) AYM ilk olarak Artı Media GMBH kararında (B.No:2019/40078) 5651 sayılı Kanun m.8/A’nın yargılama hukukunun usule ilişkin güvencelerini barındırmadığı, sıkı ve etkili bir koruma mekanizmasına sahip olmadığı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve orantılı karar verilmesini sağlayacak güvenceleri içermediğini tespit etti ve benim hesabımla ilgili karar dahil çok sayıda kararında aynı ihlal gerekçesini tekrar etti. İhlal tespiti gerekçeleri kanun maddesinin de uygulamanın da keyfi olduğunu gösterir. 

AİHM de erişim yasağının sadece şikâyete konu içeriğe ilişkin olması gerektiği üzerinde duruyor. Bu nedenle bahse konu içerik dışında diğer internet kullanıcılarının haklarını olumsuz yönde ve doğrudan etkileyecek şekilde genel bir erişim yasağı konulmamalı diyor AİHM. (bkz. Ahmet Yıldırım/Türkiye Kararı, 2013)

AYM çok sayıda ihlal kararını aynı gerekçeyle vermişken bir iyileşmenin olmayışı ve muhalif hesapların erişim engelleme kararlarının artarak devam etmesi keyfiliğin de devam ettiğinin göstergesi. Nitekim, @AvLeventism hesabım 140 hesapla birlikte Emniyet, BTK ve Hakimlik aşamaları 24 saat içinde tamamlanarak engellendi ve X platformu da karara hemen uydu. Üstelik herhangi bir paylaşım da gerekçe gösterilmemiş, 140 hesabın tamamı için “Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla içeriğin çıkarılması/erişimin engellenmesi” şeklinde şablon ve keyfiliği açık bir cümleden başka neden belirtilmemişti. Keyfilik öyle had safhada idi ki muhalif görünümlü bir trolün listeye ekleme yaptığı Ankara’da hızla duyuldu ve kimse yadırgamadı. (https://serbestiyet.com/haberler/roportaj-hakimlik-karariyla-x-hesabi-kapatilan-maziliguney-muhalif-gorunumlu-troller-adimi-listeye-ekletti-196666/)

Ben de engelleme konularını X platformunun yapay zekası Grok ile konuştum. Yoruma gerek bırakmayacak netlikte cevaplar aldığım sorularımı alıntıladım. 

SORU: @AvLeventism hesabım Türkiye’den erişime engellendi ve bana hiçbir gerekçe içermeyen bir mahkeme kararı iletildi. Sence hesabım neden engellenmiş olabilir? Hesabımın engellenmesine neden olabilecek şiddet içeren, şiddeti öven veya terör özgütlerine destek olarak anlaşılabilecek paylaşımlar var mı?

GROK: @AvLeventism hesabının Türkiye’den erişime engellenmesiyle ilgili durumu değerlendirebilmek için paylaşımlarını inceledim. Ancak öncelikle şunu belirtmeliyim: Bana ilettiğin bilgiye göre sana bir gerekçe sunulmamış. Türkiye’de erişim engellemeleri genellikle 5651 sayılı Kanun kapsamında mahkeme kararlarıyla yapılır ve bu kararlar çoğunlukla “millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gibi genel ifadelerle gerekçelendirilir. Sana spesifik bir neden belirtilmediyse, bu durum kararın gerekçesiz veya yetersiz gerekçeli olduğunu gösterebilir ki bu, hukuki açıdan tartışmalı bir nokta.

Hesabının içeriğine baktığımda, genel olarak mizahi, alaycı ve günlük hayatla ilgili paylaşımlar dikkat çekiyor. Şiddet içeren, şiddeti açıkça öven ya da terör örgütlerine destek olarak doğrudan yorumlanabilecek bir paylaşım göze çarpmıyor. Örneğin, politik eleştiriler veya iğneleyici yorumlar mevcut olabilir, ama bunlar genellikle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilir—tabii Türkiye’deki mahkemelerin bu tür içerikleri nasıl yorumladığı ayrı bir mesele. Mahkemeler bazen “kamu düzenini bozucu” veya “toplumu provoke edici” gibi geniş ve subjektif yorumlara dayanarak engelleme kararı verebiliyor.

Hesabının engellenmiş olmasının olası nedenleri arasında şunlar olabilir:

  1. Eleştirel veya Provokatif İçerik: Mizahi tonun altında bile olsa, bazı paylaşımların devlet kurumları, kamu görevlileri veya hassas toplumsal konularla ilgili alaycı bir şekilde yorumlanması, yetkililerce “kamu düzenine tehdit” olarak algılanmış olabilir.
  2. Toplu Engelleme Kararı: Türkiye’de bazen bireysel hesaplar, daha geniş bir erişim engelleme dalgasının parçası olarak toplu kararlarla kapatılabiliyor. Örneğin, bir olayla ilgili provokasyon iddiasıyla çok sayıda hesap aynı anda engellenebiliyor. Senin hesabın da böyle bir karara yanlışlıkla veya dolaylı olarak dahil olmuş olabilir.
  3. Şikayet veya İhbar: Bir kişi ya da grup, paylaşımlarından birini kişilik haklarına saldırı veya hukuka aykırı içerik olarak şikayet etmiş olabilir. Bu durumda mahkeme, içeriği detaylı incelemek yerine doğrudan engelleme yoluna gitmiş olabilir.

Şiddet veya terör bağlantısı açısından, paylaşımlarında böyle bir izlenim yaratacak açık bir ifade bulamadım. Ancak Türkiye’de mahkemeler, “terör propagandası” veya “şiddeti teşvik” gibi suçlamaları geniş yorumlayabiliyor. Mesela, eğer bir paylaşımın bağlamı yetkililerce yanlış anlaşılmışsa (örneğin, ironik bir yorumun ciddiye alınması), bu tür bir gerekçeye dayanılmış olabilir. Yine de bana ulaşan bilgilerle bunu kesin olarak söyleyemem.

Sonuç olarak, hesabında açıkça şiddet veya terör desteği gibi unsurlar göremedim, ama Türkiye’deki erişim engellemelerinin bazen subjektif veya toplu kararlara dayandığını unutmamak lazım. Senin durumunda gerekçesiz bir karar olması, süreci daha da belirsiz kılıyor. İtiraz yolunu denemen mantıklı bir adım olur.

SORU: X platformunun Türkiye yurttaşlarının ifade özgürlüğünü yeterince korumadığını ve gerekçesiz mahkeme kararlarını uygulayarak sansüre destek olduğunu düşünüyorum. Birçok yurttaş da benimle hemfikir. Sence X neden otoriter eğilimli bir hükümetin baskısıyla alınan keyfi mahkeme kararlarını hemen uygulayarak hükümete destek veriyor?

GROK: Bu çok katmanlı bir soru ve hem X platformunun politikaları hem de Türkiye’deki hukuki-siyasi dinamikler üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor. Sana mantıklı bir çerçeve sunayım, ama şunu belirteyim: Elimde X’in iç işleyişine dair gizli bir bilgi yok; gözlemlerim ve genel bilgiler üzerinden yanıt vereceğim.

X’in, Türkiye’deki mahkeme kararlarını hızlıca uygulamasının birkaç olası nedeni var:

  1. Yasal Zorunluluk ve İş Sürekliliği: X, Türkiye’de faaliyet gösteren bir uluslararası şirket olarak yerel yasalara uymak zorunda. 5651 sayılı Kanun, sosyal medya platformlarına mahkeme kararlarını uygulama yükümlülüğü getiriyor. Eğer X bu kararları uygulamazsa, Türkiye’de erişim engeliyle karşılaşabilir veya ciddi yaptırımlarla (örneğin reklam gelirlerinin kesilmesi) karşı karşıya kalabilir. 2020’de Türkiye’nin sosyal medya yasasını sıkılaştırmasından sonra, X gibi platformlar ya bu kurallara uyacak ya da pazardan çekilecekti. X, iş modelini sürdürebilmek için uyum yolunu seçmiş görünüyor.
  2. Pragmatik Yaklaşım: X’in ana önceliği, küresel bir platform olarak kullanıcı tabanını korumak ve operasyonlarını devam ettirmek. Türkiye, milyonlarca kullanıcısı olan önemli bir pazar. Gerekçesiz veya keyfi bile olsa mahkeme kararlarına direnmek, X’in tamamen engellenmesine yol açabilir—ki bu, kullanıcıların platforma erişimini tamamen keser. X, “kötünün iyisi” mantığıyla, bazı içeriklerin engellenmesini kabul ederek platformun genel erişilebilirliğini korumayı tercih ediyor olabilir.
  3. Otoriter Rejimlere Dolaylı Destek: X’in amacı rejime destek vermek olmasa da, bu kararları uygulayarak pratikte otoriter uygulamalara alan açtığı söylenebilir. Türkiye’de yargı bağımsızlığı tartışmalı bir konu ve mahkemeler bazen siyasi baskılarla hareket edebiliyor. X, bu kararların meşruiyetini sorgulamak yerine, “biz sadece aracıyız, yerel yasalar ne derse onu yaparız” tutumunu benimsiyor. Bu, ifade özgürlüğü savunucuları tarafından sansüre ortaklık olarak görülebilir.
  4. Küresel Politika ve Tutarsızlık: X, sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de benzer eleştirilerle karşılaşıyor. Örneğin, Hindistan’da veya Çin’de de yerel hükümetlerin taleplerine uyum sağladığı durumlar var. Elon Musk’ın “ifade özgürlüğünün mutlak savunucusu” imajına rağmen, X’in politikaları pragmatizmle şekilleniyor. Türkiye’deki kararların gerekçesiz olması X’i zor durumda bıraksa da, platformun bu kararları bireysel olarak inceleyip reddetme kapasitesi ya da isteği sınırlı gibi görünüyor.

Peki, neden böyle bir algı var ve yurttaşlar X’i suçluyor? Çünkü X, kullanıcılarına “özgür bir alan” vaat ederken, bu tür uygulamalarla bu vaadin altını oyuyor. Gerekçesiz mahkeme kararlarının uygulanması, sansürün normalleşmesine katkı sağlıyor ve bu da otoriter rejimlerin elini güçlendiriyor gibi algılanıyor. Özellikle senin durumunda, hesabında açıkça suç unsuru teşkil edecek bir içerik görünmezken engellenmen, X’in bu kararları sorgulamadan uyguladığını gösteriyor. Bu da “X, rejimin keyfi taleplerine boyun eğiyor” algısını pekiştiriyor.

Alternatif ne olabilirdi? X, mahkeme kararlarına itiraz edebilir veya en azından gerekçesiz kararları uygulamadan önce kamuoyuna açıklama yapabilirdi. Ancak bu, hem hukuki hem de maddi riskler taşır. X’in şimdiki tutumu, kullanıcıların ifade özgürlüğünü koruma idealiyle değil, şirketin varlığını sürdürme pragmatizmiyle uyumlu.

Senin ve birçok yurttaşın hissettiği hayal kırıklığı anlaşılır. X, ifade özgürlüğünü koruma konusunda daha cesur bir duruş sergilese, belki bu algı değişirdi. Ama şu anki haliyle, Türkiye’deki otoriter uygulamalara dolaylı bir destek sunduğu söylenebilir—bilerek ya da bilmeyerek. Bu konuda senin düşüncen ne, X’ten ne beklerdin?

SORU: İfade özgürlüğünün evrensel ilkeleri bellidir. X platformu gerekçesiz hiçbir mahkeme kararını uygulamamalı ve bunu toplumla da paylaşmalıydı. Sözde gerekçeler içeren mahkeme kararlarının ise gerekçeleri evrensel ilkeler kapsamında gözden geçirilmeliydi. Gözden geçirmeyi X hukukçuları rahatlıkla yapabilirler. X pragmatik davranarak hükümete dolaylı destek sağlayacağına şeffaf politikalar ve ifade özgürlüğünü koruyarak halkı kazanabilirdi. Halkı kazanınca hükümet de geri adım atmak zorunda kalırdı. X’e karşı Türkiye’de büyüyen öfke de azalır, sönümlenirdi.

GROK: Haklı bir bakış açısı sunuyorsun ve argümanların oldukça mantıklı bir çerçeveye oturuyor. İfade özgürlüğünün evrensel ilkeleri gerçekten bellidir—Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi’nin 19. maddesi ya da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi gibi standartlar, bu hakkı açıkça tanımlar ve kısıtlamaların ancak meşru, orantılı ve gerekçeli olması gerektiğini vurgular. Senin önerdiğin gibi, X’in gerekçesiz mahkeme kararlarını uygulamaması ve bunu toplumla şeffaf bir şekilde paylaşması, hem ilkesel bir duruş sergiler hem de platformun güvenilirliğini artırırdı.

“X’in hukukçuları gerekçeleri evrensel ilkeler kapsamında gözden geçirebilir” fikrin çok yerinde. X’in küresel bir şirket olarak bu kapasitesi kesinlikle var—hukuk ekibi, bir mahkeme kararının keyfi mi, yoksa uluslararası standartlara uygun mu olduğunu kolaylıkla değerlendirebilir. Örneğin, senin durumunda gerekçesiz bir engelleme söz konusu; bu, doğrudan evrensel ilkelere aykırı bir durum. X, böyle bir kararı uygulamadan önce “Bu karar ifade özgürlüğünü ihlal ediyor, gerekçe sunulmasını bekliyoruz” diyerek reddedebilirdi. Bu, hem kullanıcılarına “Biz sizin yanınızdayız” mesajı verir hem de hükümeti daha şeffaf olmaya zorlardı.

Pragmatizm yerine şeffaflık ve halkı kazanma stratejisi ise uzun vadede çok daha etkili olabilirdi. Haklısın, halk desteği X’i güçlendirir ve hükümetin geri adım atmasını sağlayabilirdi. Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları oldukça aktif ve seslerini duyurma konusunda kararlı. Eğer X, “Biz sansüre alet olmayacağız” diyerek net bir tavır alsaydı, bu öfke yerini desteğe bırakabilirdi. Tarihten örnekler de var: Twitter (X’in eski hali), 2014’te Türkiye’de erişim engeline karşı direnmiş ve kullanıcıların tepkisiyle birleşince hükümet engeli kaldırmak zorunda kalmıştı. Halkı kazanmak, otoriter baskılara karşı en güçlü kozlardan biri.

Şu anki durumdaysa, X’in pragmatik tutumu kısa vadede operasyonlarını korusa da, uzun vadede güven kaybına yol açıyor. Türkiye’de X’e yönelik büyüyen öfke, tam da bu ilkesiz duruşun bir sonucu. Senin de dediğin gibi, şeffaf politikalar ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak, X’i halk nezdinde bir kahraman yapabilirdi—hükümetin dolaylı destekçisi değil.

Peki, sence X bu öfkeyi tersine çevirebilir mi? Ya da artık çok mu geç? Bu konuda başka bir önerin var mı?

SORU: Bence geç değil. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının ve birçok siyasisinin tutuklanması, sonrasında gösteri hakkı kullanan şiddete başvurmamış öğrencilerin tutuklanmaları yargının siyasetin ne kadar etkisinde olduğunu gösterdi. Toplumun en çok ihtiyaç duyduğu zaman diliminde X halkın yanında olursa halkı tekrar kazanır. Şimdi değilse ne zaman?

GROK: (Çok uzun süre değerlendiriyorum durumu devam etti ve 42 kaynağın incelendiği belirtilen uzun bir rapor ile cevap verdi. Rapor içinde yukarıdaki cevapların tekrarı sayılabilecek bölümler de vardı. Bu yazı kapsamında yalnızca Sonuç ve Öneriler başlığı altındaki son bölümü ekledim.)

X için en dengeli yaklaşım, mahkeme kararlarına uymakla birlikte, şeffaf bir şekilde halkı destekleyen açıklamalar yapmak ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde olmaktır. Bu, hem yasal riskleri yönetir hem de kullanıcı güvenini yeniden kazanabilir. Ancak, kullanıcıların beklentisi, X’in daha cesur bir duruş sergilemesi yönünde. Özellikle şu anki kritik dönemde, X’in halkın yanında durması, uzun vadede daha fazla kullanıcı sadakati sağlayabilir. 

Eğer X, 2014’teki gibi bir direniş gösterirse, halkın tepkisiyle hükümet geri adım atabilir, ancak bu yüksek bir risk taşıyor. Bu nedenle, X’in stratejisi, hem hukuki hem de etik dengeleri gözeterek, şeffaf ve halkı destekleyen bir yol izlemelidir. Grok bence dürüst cevaplar verdi ve birçok kaynaktan çıkarım yaparak ülkemizin ve X’in nasıl göründüğünü de ortaya koydu. Derdimizi yapay zekaya anlatabildik ve anlaşılabildik. Hans pardon Grok anladı, Hasan pardon Hükümet de anlamadı demeyelim. Darısı hükümetimizin başına diyelim…

- Advertisment -