İtalya’da iktidar, muhalefeti, vizyonsuz olmakla ve ülkenin liderinin kurduğu dış bağlantıları yeterince anlayamamakla suçluyor. Bunun son örneği, Meloni’nin bu hafta yapacağı ABD ziyaretiyle ilgili polemik. Gerçekten de, İtalya ile Türkiye arasındaki bir benzerlik, iktidar ve muhalefet arasındaki sürekli çekişme ve karşılıklı yoğun eleştiri geleneği.
Başbakan Giorgia Meloni, 17 Nisan’da, ABD Başkanı Donald Trump ile Washington’da bir araya gelecek. Bu ziyaretin konularından birini, Trump yönetiminin AB sanayi ürünlerine uyguladığı ek gümrük tarifesi oluşturacak. Ancak bu ziyaret, bu konunun çok ötesine geçen sembolik bir anlam da taşıyor.
İtalyan muhalefeti ise gerçekleşecek görüşmeye olumlu bakmıyor. Muhalefet, Meloni’nin Trump ile olan ilişkisinin ve ABD’ye yönelik dış politikasının, İtalya’nın Avrupa Birliği içindeki konumunu zayıflattığını ve iç politikada kutuplaşmayı artırdığını savunuyor. Trump yönetiminin Avrupa’ya uyguladığı gümrük tarifelerine ve Ukrayna’ya desteği azaltan tutumuna karşı Meloni’nin “yeterince tepki göstermemesi”, muhalefet tarafından sert şekilde eleştiriliyor.
İtalyan medyasındaki Meloni’ye yakın bazı kesimler de; muhalefeti taşralılıkla, peşin hükümlü olmakla, partizanlıkla ve sürü psikolojisiyle hareket etmekle suçluyor. Quotidiano gazetesindeki bir köşe yazısında, İtalyan muhalefetinin yeterince küresel bir vizyonla düşünmediği, sağduyulu yaklaşmadığı ve Meloni’yi haksız biçimde küçümseyen, alaycı, itibarsızlaştırıcı bir üslup kullandığı ifade ediliyor. Nitekim İtalyanca’da, “Yağmur yağıyorsa, bu hükümetin domuzluğudur!” (Piove, porco Governo) şeklinde eski bir deyim bile var.
Donald Trump’ın Avrupa’yla yıldızı hâlâ barışmasa da, İtalyan Başbakanı Giorgia Meloni’yle daha farklı bir iletişimi olduğu görülüyor. 48 yaşındaki Giorgia Meloni’nin en büyük rakibi ise, 40 yaşındaki kadın siyasetçi Elly Schlein. Ana muhalefet lideri Schlein, İtalyan siyasetindeki geleneksel erkek egemen yapıya karşı çıkan bir profil. Gençler, kadınlar ve göçmen kökenli seçmenler arasında önemli bir desteğe sahip. LGBT hakları, iklim krizi ve işçi hakları gibi konularda Meloni’ye karşı en net duruşu sergileyen isim. Baba tarafından Amerikan ve Yahudi kökenli olan Schlein, uluslararası medyada “Avrupa’da yükselen yeni solun temsilcisi” olarak anılıyor. İlginçtir ki Schlein, Amerikan köklerine rağmen ABD yönetimine Meloni’den daha mesafeli bir duruş sergiliyor. Meloni ile Schlein arasındaki rekabetin uzun vadede kimin zaferiyle sonuçlanacağını zaman gösterecek; ancak şu an itibarıyla Meloni’nin eli elbette çok daha güçlü. İtalya’da bir sonraki seçim 2027’de yapılacak.
İtalya’daki merkez sol olarak tanımlanan Demokratik Parti’nin (PD) lideri Elly Schlein, Başbakan Meloni’nin Donald Trump ile yapacağı görüşme hakkında sert açıklamalarda bulundu. Schlein, Trump’ın, “Dünyanın her yerinden beni arayıp popomu öpmek istiyorlar” şeklindeki sözlerine atıfta bulunarak, Meloni hükümetini hakaretlere sessiz kalmakla suçladı. Schlein, “Trump önce biz İtalyanlara ve Avrupalılara ‘parazit’ diyor, ardından Meloni hükümeti başını eğip sessiz kalıyor,” dedi.
Dünya genelinde bir tarafta ABD, Rusya ve Çin gibi “güçlü başkanlık” sistemiyle yönetilen ve hırslı, egosantrik liderlerle tanınan ülkeler var. Karşı kutupta ise İngiltere, Almanya, İspanya gibi çok partili parlamenter sistemin tüm kurallarını uygulayan ve devlet başkanının kişisel görünürlüğünün daha sınırlı olduğu ülkeler yer alıyor. Örneğin, İngiliz Başbakanı Keir Starmer; Donald Trump bir yana, Xi Jinping veya Vladimir Putin kadar bile tanınmıyor. İtalya ise Giorgia Meloni’nin kişisel popülerliği ve karizması ile güçlü parlamenter geleneğin birbirini dengelediği özgün bir örnek. İtalya’da şu anda birçok partiden oluşan bir koalisyon hükümeti olsa da, Başbakan Giorgia Meloni kişisel karizmasıyla koalisyon ortaklarını gölgede bırakan ve “İtalya’nın başkanı” hissi uyandıran bir politikacı. Yani İtalya, parlamenter sistemle yönetilen ama başkanlık sistemi varmış gibi işleyen bir tarzda yönetilen bir ülke olarak değerlendirilebilir.
Donald Trump, dünyadaki diğer ülke liderlerini “bana yalakalık yapıyorlar” diyerek küçümser görünse de, Meloni’ye farklı bir gözle bakıyor olabilir. Hem Trump hem de Elon Musk, Meloni’yle birlikte fotoğraf vermekten hoşlanıyor. Trump ile Meloni arasındaki bazı farklara gelince: Trump, ABD’yi adeta “yıkıp yeniden kurmaya” çalışırken; Meloni, İtalyan devlet geleneğinin sınırları içinde hareket eden bir siyasetçi. Genel dünya görüşü açısından da Trump’a kıyasla daha merkezde yer aldığı söylenebilir. Tabii, tüm bu süreçte Trump mı Meloni’ye yaklaşır, yoksa Meloni mi Trump’a yaklaşır; bu noktayı 17 Nisan sonrasındaki ortak basın toplantısında vücut dili uzmanları yorumlayacaktır belki de.
İtalya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD’nin Avrupa’daki önemli müttefiklerinden biri. NATO’nun kuruluşuyla birlikte ülke, Avrupa savunma mimarisinin kritik bir parçası hâline geldi. İtalya’daki Amerikan askeri üsleri ve büyük yatırım projeleri, Washington ile Roma arasındaki stratejik iş birliğini pekiştiriyor. Öte yandan, İtalya, AB’nin kurucu üyelerinden biri olarak, “çekirdek” konumunu koruduğu için Başbakan’ın ABD’yle kurduğu yakın ilişkiler Brüksel’de büyük bir ilgiyle takip ediliyor. İtalyan siyasetinde uzun süredir “AB mi, ABD mi öncelikli olmalı?” sorusu hem sağda hem solda tartışma konusu. Son dönemde Avrupa’da yükselen popülist sağ dalgaya paralel olarak, Meloni de Trump’ın ABD’deki yükselişiyle bir ölçüde özdeşleştiriliyor. Ancak onun tamamen Trump çizgisinde konumlandığı söylenemez, en azından şimdilik. Trump, protest bir figür; kavga ederek kazanmayı seviyor. Meloni ise sistem içinde devlet ciddiyetiyle hareket ederek, değişiklikleri her zaman açıkça değil, daha örtülü şekilde yapmayı tercih eden bir lider. Ayrıca Giorgia Meloni, ahlaki konularda tam olarak Donald Trump kadar muhafazakâr bir çizgide gibi görünmüyor.
Kim ne derse desin, İtalya şu an bölünmüş bir halde… Bazı İtalyanlar, Meloni’nin Trump’la yakınlığını “Avrupa’nın yeni köprüsü” diyerek överken; bazıları ise “Meloni, İtalya’yı Trump’ın arka bahçesi yapıyor” gibi alaycı yorumlarda bulunuyor. Tabii, Giorgia Meloni’nin Donald Trump’a sempatik geliyor olabilecek bir yönü de, eşi Melania Trump’la olan isim-soyadı benzerliği olabilir.