Reşat Çalışlar

Harkov Çetesi; Ukrayna’da değil Cannes’da

Fransa’nın lüks Cote D’Azur bölgesinde gasp, araba hırsızlığı ve ev/dükkân soygunu gibi alanlarda uzmanlaşmış bir çete çökertildi. Ama Batı medyası bu cazip haberi vermekte tereddütlü. Çünkü çete üyeleri Ukraynalı ve çetenin ismi de “Harkov”. Haberlerde her gün Rusya’nın vurduğu Ukrayna şehirlerinden biri Harkov. Ukrayna cephede asker ararken, Macron Ukrayna’ya asker göndermeyi önerirken, cepheye gitmek yerine Fransa’nın lüks şehirlerine soyguna gitmeyi tercih eden Harkov Çetesi’nin varlığı Avrupa için pek şık bir haber değil.

Ancona’da ‘aşk yapalım’ krizi

İtalya’nın Adriyatik Denizi sahilindeki Ancona kenti, “aşk yapalım” (“facciamo l’amore”) yazısının işgali altında. Bu cümleyi “sevişelim” şeklinde çevirmek de mümkün. Uzun zamandan beri duvar yazısı kirliliği yani grafiti kirliliği sorunu yaşayan şehirde, sorun giderek içinden çıkılmaz hale geliyor. Bu kirliliğin en yoğunlaştığı nokta ise kentin tam merkezindeki, limanı ve sahili tepeden gören ünlü “Via XXIX Settembre” Caddesi. Bölgenin önde gelen yayın organlarından “Corriere Adriatico” gazetesi, duvarlara bu tür yazıları yazan kişilerden “writer nemici” (“düşman yazarlar”) şeklinde bahsederek, bu kişilerin şehrin düzen ve estetiğine savaş açtığını savunuyor.

Belçika’yı bölmek, monarşiyi bitirmek istiyordu. Şimdi kraldan, Belçika başbakanlığı için yetki bekliyor

AP seçimleriyle aynı anda parlamento seçimlerini yapan Belçika’da Başbakan istifa etti. Sandıktan birinci çıkan Flaman milliyetçisi NVA lideri Bart de Wever başbakanlığın en güçlü adayı. Halbuki de Wever’in hedefleri arasında Bağımsız Flaman Devleti kurmak ve Belçika’daki monarşiyi yani kraliyeti bitirmek vardı. Ama bunun için önce kraldan hükümeti kurma görevini alabilmesi gerek. Peki, Belçika’daki Flamanların derdi ne?

Yükselen ‘Avrupa Sağı’nın sürprizleri

Dünya, Avrupa sağının, ABD ile iş birliğine alışıktır. Geleneksel algı böyledir. Bu denklem bundan sonra geçerliliğini yitirebilir. Avrupa merkez solu; Avrupa sağına oranla, daha ABD’ye yakın artık. AB parlamentosu seçimlerinde; ABD ile ilişkiler konusunda, sağ ve solun yer değişimi tescillendi. Peki, ABD; Rusya-Ukrayna gibi alanlardaki, “AB politikasına yön veren” pozisyonunu kaybedebilir mi?

Almanya’da sandığın sürprizi: Kendi adıyla parti kuran göçmen karşıtı, İranlı, Doğu Alman, Rusyacı, anti-İsrail Sahra

İranlı bir babanın ve Alman bir annenin kızı olarak Doğu Almanya’da doğan 55 yaşındaki Sahra Wagenknecht, aşırı sol Die Linke’dan ayrılıp kendi adıyla kurduğu Sahra Wagenknecht İttifakı ile AP seçimlerinde yüzde 6 aldı ve Die Linke ve Hür Demokrat Parti’yi geçti. Bundestag’daki 10 milletvekili arasında Türkler, Araplar ve Boşnaklar da var ama parti yeni göçmenlere karşı. İsrail’e ve Ukrayna’ya destek konusunda birleşen Alman siyasetinden de farklı bir çizgide duruyor. Çar’ın Uşağı diye suçlanacak kadar Putin’e yakın.

Avusturya’nın en genç ve en yeşil siyasetçisi Brüksel yolcusu: Lena Schilling

Haziran ayında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak. Avusturya Yeşiller Partisi’nin AB Parlamentosu seçimlerindeki listebaşı adayı Lena Schilling, hem yaşı hem de girdiği polemiklerle, tartışmaların odağında. Kendi partisindeki önseçimde %96.55 gibi olağanüstü yüksek bir oy alarak liste başı olmayı başaran 23 yaşındaki Lena, Avusturya siyasetine adeta bomba gibi düştü. Lena’nın bu kadar gündemde olmasının bir nedeni de şu: Almanya’da olduğu gibi Avusturya’da da Yeşiller Partisi, koalisyon ortağı. Yeşiller Lideri ve Başbakan Yardımcısı Werner Kogler ile Lena’nın arası çok iyi.

Özgür Özel, memurlar ve emekliler

Özel, Erdoğan’ın karşısına, dersine ondan daha iyi çalışmış, daha akılcı, daha yenilikçi bir görüntüyle oturursa, görüşme sonrasında daha da büyük bir rüzgar yakalayabilir mi? Öte yandan, 1 Mayıs’taki tablo nedeniyle, bu görüşmenin doğru olmadığını, iptal edilmesinin gerektiğini savunan muhalifler var. Bu da başka bir tartışma. Görüşme gerçekleşir veya gerçekleşmez… Özgür Özel’in “el uzatan“ yaklaşımı, diyaloğa açıklığı, “egolu davranmıyor” oluşu… Bunların hepsi güzel olsa da medyaya başlarda yansıyan muhtemel görüşme maddelerine bakınca, bir tereddüte de düşmek mümkün

Yeniden Refah neden kazanır, DEVA neden kaybeder?

2011 yılında “AKP Neden Kazanır? CHP Neden Kaybeder?” diye bir kitap yayınlanmıştı. Bu kitabın adını beğenmiş ama içeriğini umduğum kadar doyurucu bulmamıştım. 31 Mart 2024 seçimleri sonrasındaysa kendime şu soruyu sordum: “Yeniden Refah Partisi neden kazandı, Deva Partisi neden kaybetti?” Deva Partisi’ne baktığımızda 2010 veya 2015 yılının Tayyip Erdoğan’ını görüyorsak, Yeniden Refah Partisi’ne baktığımızda daha çok “1994 yılının Tayyip Erdoğan’ını” görüyoruz. Deva Partisi, aynı nehir yatağının "okullu", “okumuş” belki biraz da “elit” yüzüyse, Yeniden Refah Partisi "alaylı" yüzü olabilir.

Greek Girl Posts: Yunan erkeklerinin Yunan kadınlarla hesaplaşması

Yurdumuzda zaman zaman gündeme gelen geyik muhabbetlerinden biri, "Türk kızlarının yabancı erkek merakı"dır. Karabük Üniversitesi'yle ilgili gündemle birlikte, bu geyik yeniden alevlenmiş durumda. Aslında dünyanın...

“Yandaş” Komedyen Kerkeling, “Muhalif” Komedyen Cem Yılmaz

Alman komedyen Hape Kerkeling, 60 yaşında. 1991’de Hollanda Kraliçesi Beatrix’in Berlin ziyareti sırasında onun kılığına girip protokolü kandırmasıyla meşhur. Kerkeling tıpkı Cem Yılmaz gibi son haftalarda mizahlarıyla değil hassas siyasi ve toplumsal kutuplaşmalar üzerinden gündemde: Kerkeling, Berlin’in artık bir eşcinselin yaşamasına uygun bir şehir olmadığına ve aşırı sağcı AFD’nin yasaklanması gerektiğine dair beyanatlarıyla... Cem Yılmaz ise Ramazan’da rakı şişesi paylaşmasıyla… Olumsuz taraftan bakılırsa, malzemesi azalan komedyenlerin siyasetle daha fazla ilgilendikleri söylenebilir.

İsrail’in ünlü Arap karşıtı troll profesörü bile nasıl barış yanlısı oldu?

İsrail’e Ortadoğu’nun Arnavutluk’u diyor, Arapları prezervatif kullanamamakla suçluyor, Greta’ya “dördüncü eş ol o zaman” diye kızıyor, Filistin’e destek veren Norveçlilerle dalga geçiyor. Bir süre Koç Üniversitesi’nde de çalışmış ama uygunsuz hareketleri yüzünden kovulmuş ırkçı, kadın düşmanı aykırı ama popüler İsrailli profesör Amir Hetsroni, savaş karşıtı oldu: “Gazze Vietnam'dır. Hamas, Viet Kong'dur. Netanyahu Nixon'dur. Milyarlara mal olan gereksiz savaşı durdurun. Aptal Arap’lara 1967 sınırları içinde bir devlet verin ve onları hayatımızdan atın.”

İranlı Zehra, Alman siyasetini sarsıyor

İranlı bir babanın ve Alman bir annenin kızı olarak Doğu Almanya’da doğan 55 yaşındaki Sahra Wagenknecht, aşırı sol Die Linke’dan ayrılıp kendi adıyla kurduğu Sahra Wagenknecht İttifakı ile Alman siyasetini sarsmaya başladı. Bundestag’daki 10 milletvekili arasında Türkler, Araplar ve Boşnaklar da var ama parti yeni göçmenlere karşı. İsrail’e ve Ukrayna’ya destek konusunda birleşen Alman siyasetinden de farklı bir çizgide duruyor. Çar’ın Uşağı diye suçlanacak kadar Putin’e yakın. Kendisinden 25 yaş büyük ünlü Alman siyasetçi Oscar Lafontaine ile evli olan Sahra Wagenknecht şimdiden anketlerde yüzde 10’ları gördü.

Yeni tartışma: Kampüsler kimin?

Öğrencilik, bir zamanlar, gerçekten bir statüydü. Artık değil. Öğrenciliğin elitizmini yapmanın hiçbir zemini kalmadı. Bazı öğrencilerin “Okumuluz müze değildir, gezilmez” gibi yaklaşımlarının toplumda veya siyasette destek bulacağını sanmıyorum. Üniversitelerin algılanma şeklinde yaşanan “normalleşme”, bize özgü değil. Almanya gibi ülkelerde üniversite öğrencilerinin toplam nüfusa oranı bizdekinden çok az. Artık üniversite bir “kutsal bilgi tapınağı” değil. “Elit” algılanan bir yer değil.

Osmanlı, Hindistan ve Budizm

Osmanlı Kültürü’nü incelerken, Araplar, Ermeniler, Rumlar, Macarlar, Kırımlılar, Yahudiler, Özbekler, Sırplar, Gürcüler, Arnavutlar, Çerkesler ve birçok başka grubun oynadığı rolü konuşmayı çoğumuz seviyoruz… “Osmanlı Afrika'sı” görece az araştırılmış olsa da o bile artık yavaş yavaş araştırılıyor. Ortodoks Kilise Müziği ile Klasik Türk Müziği arasındaki benzerlik gibi sürprizli konular da artık az çok biliniyor… Peki Hindistan’ın rolü neydi? Osmanlı, Hint kültüründen hangi oranda ve nasıl etkilendi?

Kurtlar Vadisi-Letonya

Biz Kurtlar Vadisi’ni “tam da Türkiye’ye özgü” bir fenomen olarak düşünmeye yatkın olsak da Letonya’da da benzer işlerle uğraşan bir kişi var. 55 yaşındaki Letonyalı araştırmacı-gazeteci ve yazar Lato Lapsa, uzun yıllardır, ülkesindeki yolsuzluk ve organize suç olaylarının üstüne gidiyor. Son kitaplarında, bu konuyu “sırtlan” imgesi üstünden ele almaya başladı. Kendisinin yeni kitaplarının kapaklarına bakınca kendinizi Kurtlar Vadisi’nin yeni bölümlerinin fragmanını izliyor gibi hissediyorsunuz.

Finlandiya sandığa gidiyor: Sanna Marin’den daha renkli adaylar da var

28 Ocak’ta, Finlandiya’da, başkanlık seçimleri yapılacak. Ülkemizde “Finlandiya siyaseti” denildiğinde akla genelde 2019-2023 döneminin genç Başbakan’ı Sanna Marin geliyor. Oysa Finlandiya siyasetinin tek rengi Sanna Marin değil. Hem düşünce dünyasıyla hem kişisel yaşamıyla birbirinden ilginç pek çok karakterden söz etmek mümkün. İşte bu karakterlerin bazıları şu an itibariyle başkanlığa aday.

Mitsotakis partisi içindeki “Ortodoks” muhalefete rağmen Meclis’e getirdi: Yunanistan eşcinsellere evlilik hakkı getiriyor

Anketlere göre Yunanlıların %52'si eşcinsel evliliğe olumlu bakıyor. Eşcinsel evliliğe iktidar partisi içinden en sert muhalefet; gençlik yıllarında Türk bayrağı yakmış, İslam karşıtı, Filistin karşıtı ve İsrail taraftarı görüşleriyle tanınan 47 yaşındaki eski Sağlık Bakanı Thanos Plevris’in başını çektiği Ortodoks Kilisesi’ne yakın bir gruptan geliyor. Mitsotakis’in en büyük destekçisi ise yeni lideri Kasselakis eşcinsel evliliği yapmış ana muhalefet Syriza.

Diyarbakırlı “Fenomen”: Ece Ronay

“Fenomenlik” yarışında öne çıkan isimlerden biri son olarak eski eşinin dükkanını kurşunlatmakla suçlanan Ece Ronay. Peki olaylar bu noktaya nasıl geldi? Evinden kaçan bir Diyarbakırlı genç kız, yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde nasıl Bağdat Caddesi’nde güzellik merkezi olan mafya auralı bir iş kadınına dönüştü? Ece Ronay, çok gençken pavyonlarda çalışmış. Üstelik reşit bile değilmiş. Jandarma pavyonu bastığında, Ece saklanıyormuş. 2020’lerin internet kültürüyle, 1970’li yılların Yeşilçam filmlerinin, Ece’nin hikayesinde birleştiğini görüyoruz.

Belçika’nın aykırı ünlüsünden İsrail karşıtı çıkış

Avrupa’dan, çok alışık olmadığımız türden bir ses yükseldi: Belçikalı ve Flaman romancı ve tv ünlüsü Herman Brusselmans, humo.be adlı web sitesindeki köşe yazısında, İsrail’i yerden yere vurdu. Avrupa Birliği’nin tam kalbindeki ülke olan Belçika’dan yükselen bu aykırı ses, şaşkınlığa yol açtı. Üstelik bu aykırı ses, Belçika’nın en aykırı ve en tartışmalı ünlülerinden birinden geldi.

Güney Kore’de genç erkekler rahatsız

Güney Kore’de, Kasım ayının son haftasında, feminizm karşıtlarının (ve erkek hakları savunucularının) hamle yapmasına yol açan ilginç bir gelişme yaşandı… Her şey, MapleStory adlı oyundan ve birkaç saniyelik bir el hareketinden patlak verdi. Bu el hareketinden dolayı kendini saldırı altında hisseden (genç) erkek dünyası aniden harekete geçti.

Viyana Sinagogu’ndaki İsrail bayrağını indirince gözaltına alınan 17 yaşındaki Türk kız kendini savundu: “Sarhoştum

Avusturya şansölyesi ve merkez sağcı Avusturya Halk Partisi ÖVP’nin lideri olan Nehammer, son haftalarda, İsrail’e verdiği destekle dikkat çekiyor. 25 Ekim’de İsrail’e giden ve Netenyahu’yla görüşen Karl Nehammer; 22 Ekim’de, 17 yaşındaki bir Türk kızın Viyana Sinagogu’ndan İsrail bayrağını indirmesi sonrasında sert açıklamalarda bulunmuştu. Türk medyasına pek yansımayan bu olayın ardından Cumhurbaşkanı Van der Bellen durumu yumuşatmaya çalışarak, “o kızın bunu bilinçli olarak yapmadığını umuyorum” diye konuşmuştu. Türk kız, sorguda, olay sırasında sarhoş olduğunu söylemişti. Bayrağı indiren kızın ve ona eşlik eden diğer Türk gençlerinin modern, laik görünümlü ve Avusturya vatandaşlığı sahibi gençler olmasından ötürü, olay fazla büyütülmedi.

“Filistin’i Alman suçluluğundan kurtarın”

İsrail’e ilk ve en ileri destek Alman Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen’den geldi. İktidar ortağı ve lideri Dışişleri Bakanı olan Yeşiller Partisi genel merkezine dev İsrail bayrağı astı. CDU lideri “Eğer Gazze'den kaçan mülteciler olursa, o zaman bunlar komşu devletlerin konusu olmalıdır. Almanya daha fazla mülteci kabul edemez. Ülkede yeterince anti-semitik genç adam var” dedi. Ülkede Filistin’e destek eylemleri yasaklanıyor, Zizek’in Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki konuşması protesto ediliyor. Almanya, İsrail’e destekte ABD’yi geride bırakmış görünüyor. Berlin’de 18 Ekim akşamı bir grup genç insanın Filistin’e destek eyleminde attığı “Free Palestine from German guilt” (Filistin'i Alman suçundan/suçluluğundan kurtarın) sloganı, polemiklere yol açtı. Almanya’yı Yahudiler karşısındaki suçluluk duygusundan ötürü İsrail’in Filistin’deki şiddetini desteklemekle suçlayan bu eylem, ortalama Alman kamuoyunu sinirlendirdi.

İtalya 23 yaşındaki Tiktok ünlüsünün intiharını tartışıyor: Ailesi sosyal medya lincini ve bir Türk kızı suçluyor

Türkiye, 21 yaşındaki üniversite öğrencisinin Anadolu Üniversitesi’nde kendini asarak intiharının sebeplerini konuşurken; İtalya da 23 yaşındaki Bolognalı Tiktok ünlüsü Vincent Plicchi’nin intiharını tartışıyor. Vincent de kendini astı. İntihar sebebi pedofili suçlamasıyla online linç. Babasının suçladığı üç isim arasında Dilan adlı bir Türk kız da var.

Avusturyalı genç Yahudi hukukçunun Tel Aviv’den Sabiha Gökçen aktarmasıyla kaçışı

Son İsrail gezisinde başından geçen olaylar, verdiği tepkiler ve yaptığı espritüel yorumlarla gözüme çarpan Avusturyalı Yahudi hukukçu Philipp Brokes, Twitter’daki yarı ünlü diyebileceğimiz Avrupalılardan...

Faiz yeniden “cool” olabilir mi?

21 Eylül’deki Merkez Bankası toplantısında, politika faizi %30’a yükseldi. 2023 başında, Mehmet Şimşek gelmeden önce, politika faizi %8.50 seviyesindeydi. Düşük faiz politikası, sonunda, gerçekler karşısında, yenilgiye uğradı. Şu an, ortalama %40 civarında mevduat faizinden söz ediliyor. Faizlerdeki artış belli ki bir süre daha devam edecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz oranı FED’in 5, Avrupa Merkez Bankası’nın 6, İsviçre Merkez Bankası’nın 20 katı. Peki, faiz borsayı yenebilir mi?

Viyana’da lüks mekanlardan aldığı sarhoş müşterilerinin saatlerini çalan Türk taksici yakalandı: 600 bin Euroluk, 39 saat çalmış

Bu hafta, Viyana, bir Türk taksici hikayesiyle çalkalanıyor. Lüks saat çalmaya düşkün, 2022 yılından bu yana müşterilerinin kol saatlerini çalan 33 yaşındaki Türk taksici… Taksicinin, toplam 600.000 Euro değerinde 39 adet lüks saat çaldığı öne sürülüyor. Bu da saat başına yaklaşık 15.000 Euro civarında bir rakam anlamına geliyor. Geçen hafta Pazartesi gecesi suçüstü yakalanan taksici, bu hafta da Avusturya medyasının gündem maddeleri arasında.

Nijer’de yeni müzik akımı: Darbeci rap rap

26 Temmuz’da ordunun darbe yaptığı ve cumhurbaşkanını devirdiği Nijer’de, orduya destek veren müzisyenler “vatansever müzik dalgası” başlattı. France 24'ün haberine göre, bu müzik akımının en...

SASA borsada liderliği kaybetti

Sasa Polyester, artık Türkiye’nin piyasa değeri en yüksek şirketi değil. Sasa artık dördüncü sırada. “Sasası olanın tasası olmaz” denilen dönemler, tarih oldu. Sasa, 6 aylık bilançosunda açıkladığı zararla birlikte ivmesini yitirdi ve endeksten negatif ayrıştı.

İtalya’nın tatil bölgelerinde fiyatlar Bodrum’la yarışıyor

Türkiye’de Bodrum fiyatları üzerinden konuşulan fahiş tatil yeri fiyatları İtalya’nın da gündeminde. Ünlü Bari-Brindisi sahil şeridindeki plajlarda iki şezlong bir şemsiye en ucuz 60 Euro. Puccia adı verilen sandviçler 26 Euro. Otopark en ucuz 8 Euro. Corriere Della Sera’nın “firavun fiyatları” dediği fiyatlar yüzünden İtalyanlar tatil için Arnavutluk ve Yunanistan’a gidiyor

Sivas; biraz bildiğiniz gibi ama önyargılarınızdaki gibi değil

Hızlı trenler ve havaalanları sayesinde, kentler yaklaşıyor. Artık Sivas-Ankara arası hızlı trenle 2,5 saat. Aktarmayla İstanbul’a devam etmek de kolay. Üstelik hızlı trenler çok dakik. İç Anadolu’nun bozkırların ortasındaki “adacık”larının birbirine yaklaşması uzun vadede muhafazakarlığı yumuşatıyor. Sivas, bilmeyeni şaşırtan/ezberini bozan bir şehir değil. Ama düşünülen derecede muhafazakâr bir yer de değil. Şehrin gençleri, belki şehrin yaşlılarına kıyasla kısmen çekingen ve tedirgin bir görüntü verseler de Sivas’ta modern bir yaşam da yaşanıyor. Ama Sivas’ın karakteristiğinin bıyıklı yaşlı erkek olduğu noktasında ısrarcıyım.