Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelişinden sonra yeni hükümetin dış politikasında geleneksel politikadan sapmalar oldu. Dış politika iç politikanın devamıdır denir; önemli ölçüde doğrudur.
İçeride daha İslamcı politika dış siyasete de sıçradı. Sonunda bölge ülkeleri Orta Doğuda Türkiye’nin liderliğe soyunduğu inancına kapılarak bu açılımı önlediler.
İktidara gelirken Avrupa Birliğine üyelik konusunda, kimileri AB’nin istediği reformlar konusunda atılan adımlar dolayısıyla AKP’nin bu isteğinin ciddi olduğu görüşünde idiler. Ancak, zamanla bırakın yeni reformları , önemli ölçüde geriye gidildi.
Halen Sayın Erdoğan Avrupa Birliği stratejik hedefimiz demekle beraber, gereğini yerine getirmeyip askeri gücümüzle üye olmayı hedefliyor.
Türkiye’nin sıkıntısı geçmişinde imparatorluk bulunması. Mutlaka büyük ve önemli olmak arzusu. Politikalarını da buna uydurmaya çalışması. Bu da, zaman değiştiği için, ister istemez sıkıntı yaratıyor. Hep kenarda kalmak ve önemsenmemek endişesi var zihinlerde. Bu da gereksiz girişimlere yol açıyor. AKP geçmiş hükümetleri proaktif olmamakla itham etmesine yol açıyor.
Eski sömürgeci ülkelerden mesela İngiltere, Fransa ve de Avusturya imparatorluklarını geride bırakabildiler. Geçmişe değil geleceğe baktılar. Rusya yapamadı.
Türkiye zaten çok önemli bir toprak üzerinde. Adeta üç kıtanın birleşme yeri. Önemli olmak için gereksiz girişimlere hiç ihtiyaç yok. İçimizi düzeltmeliyiz. Büyük saraylar bizi önemli yapmaz. Büyük Sarayların yapıldığı ülkelerde insan hakları ve demokrasi yoktur.
Ülkemiz petrolü olmasa da verimli toprağa, yer altı ve üstü zenginliklere, muhteşem sahillere ve güzel bir iklime sahip. Önemli olan bunları iyi kullanabilmek. Üç deniz tarafından çevrili. . Saygın olmanın en önemli yollarının başında, bulunduğu bölge ülkeleri ile iyi ilişkiler kurmaktır. Atatürk bunu yapmıştı.
Önemli olmaktan daha önemlisi saygın bir ülke olabilmek. Bunun için de halkının müreffeh olması. Demokrat , laik ve insan haklarına saygılı olursanız önemli olursunuz.
Bugünkü dünyamızda devletler tek başlarına kalmamak için birleşmeler ve koalisyonlar yapıyor. Herhalde, Orta Doğu ülkeleri ile koalisyon yapmayacağız. Osmanlı’nın Balkanlardaki eski “vilayetleri” ya Avrupa Birliğine üye ya da üye olacaklar.
“Önemli” olmanın en önemli unsurlarının başında sağlam bir ekonomi ve barış içinde müreffeh ve eğitimli halk gelir..
Hükümet sadece Kürt kesimi ile değil Türk kesimi ile de barışmalı.
Türkiye Osmanlı zamanında da Avrupa’lı sayılırdı. Avrupa’nın “hasta adamı” denirdi.
Günümüzde sözü dinlenen ve saygın olmanın yolu ait olduğumuz Avrupa kıtasındaki Avrupa Birliğine üye olmaktır. Halkının Müslüman olması buna engel değildir. Aksine, Avrupa Birliğine üye bir Türkiye hem daha saygın hem de daha önemli olur. Türkiye Avrupa Birliğinin önemine de siyaseten, nüfusu ile ve askeri yönden katkı verir. Belki AB demokrasinin özünden vazgeçmeden bizim için çok ince ayar yapmaz. Ama bu halimizle olmaz.
Fazla proaktif olmak Türkiye’yi daha önemli yapmaz.
Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya çok önemli ülkelerdir. Ama saygın değildirler. Japonya, sistemi ile halkı ile ve ileri teknolojisi ile önemli ve saygın olmuştur.